Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10194 E. 2023/634 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma kararının verilmesinde, velayetin anneye verilmesinde, kişisel ilişki kurulmamasında, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesinde ve davalı erkeğin kusurlu bulunmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, değişen şartlara göre kişisel ilişki düzenlemesinin her zaman talep edilebileceği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek vekilinin istinaf talebinin kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmasına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalının; eşine ve çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığını, içki alışkanlığının ve kumara düşkünlüğünün olduğunu, pavyonlara gittiğini, sadakatsiz davranışlarının olduğunu, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediğini, onların ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkiline ve çocuklara hakaret ettiğini, intihara meyilli olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 500,00 TL tedbir nafakası ve iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, ve yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davalının diğer iddialarının asılsız olduğunu, davacının babası ile aralarında husumetin olduğunu, davacının babasının tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu belirterek davanın reddini, boşanmaya karar verilmesi halinde müşterek çocukların velâyetinin kendisine verilmesini, çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakası davalı yararına aylık 350,00TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2019 tarih ve 2018/2 Esas-2019/340 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüyle tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin davacı anneye verilmesine, velâyeti anneye verilen müşterek çocuklar ile davalı baba arasında şahsi ilişki kurulmasına yer olmadığına, müşterek çocuk ... yararına aylık 300,00 TL, Hilal yararına aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, davalının maddî ve manevî tazminat talebi ile davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili çocuklar ile davalı baba arasında şahsi ilişki kurulmamasının hukuka aykırı olduğu, kusur tespitinin yanlış yapıldığı, asıl kusurlu olanın kadın olduğu ve kadın yararına hükmolunan maddî - manevî tazminat ile çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakasının kabulü ve miktarı, reddedilen kendi tazminat taleplerine yönelik istinaf başvurusunda bulunması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 2019/1716 esas, 2020/1924 kararı ile davalı erkeğin psikolojik rahatsızlığı ileri sürüldüğünden davada taraf ve dava ehliyeti yönünden araştırma yapılmak üzere kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesince gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemenin 2018/2 esas, 2019/340 karar sayılı ilamı ile verilen hükmün, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi'nin 2019/1716 esas, 2020/1924 kara sayılı kararı ile davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin usulünce araştırılması için kaldırılması üzerine belirtilen hususta araştırma yapıldığı, yapılan yargılama sonucunda, davalının sık sık alkol kullandığının, bar pavyon gibi eğlence mekanlarına gittiğinin, yaptığı işten kazandığı paranın az bir kısmını evin maddî ihtiyaçları için harcadığının, işten artan kalan zamanlarında eşi ve çocuklarıyla vakit geçirmediğinin, onlarla ilgilenmediğinin, davacıya karşı fiziksel şiddet uyguladığının ve hakaret ettiğinin ve 31.12.2017 tarihinde intihar girişiminde bulunduğunun, evlilik birlikteliğinin sarsılmasında tam kusurlu olduğunun, davacı kadının; işçi olarak asgari ücretle çalıştığı, davalı kocanın ise seyyar satıcılık yaptığı ve net bir gelirinin tespit edilemediği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceğinin kabul edilemeyeceği, tarafların müşterek küçük çocuklarının velâyet ve kişisel ilişki konusunda uzman eşliğinde alınan görüşleri ile davalı baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasının çocukların psikososyal gelişimlerini olumsuz etkileyeceğine dair . Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Adli Tıp Bilirkişi Kurulu'nca hazırlanan 14.04.2019 tarihli heyet raporu hep birlikte değerlendirildiğinde çocukların velâyetlerinin davacı annelerine verilmesinin ve çocuklar ile babaları arasında bu aşamada kişisel ilişki kurulmamasının çocukların üstün menfaatlerine olacağı, velâyet kendisine bırakılmayan eşin, çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranınında katılmak zorunda olduğu gerekçesi ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocuklardan Hilal'in velâyetinin davacı anneye verilmesine, velâyeti anneye verilen müşterek çocuk ile davalı baba arasında şahsi ilişki kurulmasına yer olmadığına, müşterek çocuk Hilal yararına aylık 450,00-TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 15.000,00-TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat talebi ile davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili kabul edilen boşanma, ve boşanmanın ferileri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararın da; dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı erkeğin, velâyeti anneye verilen ortak çocuk Hilal yararına hükmedilen iştirak nafakası dışında kalan istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, ortak çocuk Hilal yararına hükmedilen iştirak nafakası yönünden ise davacı kadının istinaf talebinin bulunmadığı, hükmün yalnızca davalı erkek tarafından istinaf edildiğinden erkek lehine miktar yönünden usulü kazanılmış hak doğduğu, aleyhe bozma ve hüküm verme yasağı nedeniyle davalının aleyhine sonuç doğuracak şekilde ortak çocuk yararına aylık 450,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi bu kısım yönünden kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmuş ve velâyeti anneye verilen ortak çocuk Hilal yararına aylık 250,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, davalı erkeğin sair istinaf isteminin ise esastan reddine karar verilmeştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davacı kadının asıl kusurlu taraf olduğunu, sosyal inceleme rapor tarihinden sonra müvekkili ile çocuklar arasındaki ilişkinin değiştiğinin, çocukların psikososyal gelişimleri gereği müvekkili ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasının önemli olduğundan bahisle yeniden bilirkişi raporu alınması ve yargılama yapılmasını, davacı kadının ağır kusurlu olması nedeniyle tazminatların kabulünün yerinde olmadığını, çocuk yararına nafakaya karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, hükmedilen nafakayı ödemeye gücünün olmadığını beyan ederek kararın; davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, kişisel ilişki düzenlenmesi ve çocuk yararına hükmedilen nafakalar yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü, nafaka ve tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, müşterek çocuğun velâyeti ve velâyet hakkı elinde olmayan ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulup kurulmaması noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu' nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkrası, 330 uncu maddesi, 185 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkrası, 186 ncı maddenin birinci fıkrası, 182 nci maddenin ikinci fıkrası hükümleri 339 ncu maddenin birinci fıkrası 346 ncı maddenin birinci fıkrası; Çocuk Koruma Kanunu 4üncü maddenin (b) bendi

ile Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin 3 üncü maddesi Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi 1 nci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle değişen şartlara göre kişisel ilişki düzenlemesinin yapılmasının her zaman talep edilebileceğinin ve bu aşamada baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmamasında isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.