Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10205 E. 2024/635 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadının, boşandığı eşiyle evliliği sırasında edinilen mal üzerinde katkı payı alacağı talebinin reddedilmesine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, malın edinilmesine katkısına dair iddiasını ispatlayamaması ve tanık beyanlarının da bu yönde delil oluşturmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

TARİHİ : 29.09.2022

SAYISI : 2021/1360 E., 2022/1896 K.

DAVA TARİHİ : 21.03.2016

KARAR : Esastan reddi

TEMYİZ EDEN : Davacı kadın vekili

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 7. Aile Mahkemesi

TARİHİ : 02.04.2019

SAYISI : 2016/224 E., 2019/254 K.

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde edinilen malların tasfiyesi ile malların edinilmiş mallara katılma rejimine göre paylaştırılmasını talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 02.05.2015 tarihli açıklama dilekçesinde; tasfiye konusu 978 ada 8 parselde (yeni 8920 ada 4 parsel) bulunan 4 katlı evin olduğunu, taşınmazın tahminin değerinin 300.000,00 TL olduğunu, dava değerinin de 150.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin öncelikli talebinin 3 ve 4 üncü kattaki taşınmazların müvekkiline verilmesi olduğunu, mümkün olmaması halinde paraya çevrilerek paylaşımın yapılmasını talep ettiklerini belirterek; yasal mal rejimin göre taşınmazın aynen, mümkün olmaması halinde tasfiye usulüne göre paylaştırılmasını talep etmiştir.

3. Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde; davalının annesinin miras kalan tüm malları satarak davalıya hiçbir şey vermediğini, davalının miras payını alamadığını, davalının 1979 yılında askere gittiğini, askere gitmeden önce marangoz olarak çalıştığını, işten aldığı tazminatla bilezik aldığını, o dönemde müvekkilinin de düğünde takılan 4-5 adet bileziği ve bir kısım altınlarının olduğunu, müvekkilinin davalı askerde iken kabak çekirdeği ekip satarak gelir elde ettiğini, elde edilen para ve altınlarla İstanbul'daki arsanın satın alındığını, borç alınan para ve birikimden kalan paralarla evin yaptırıldığını, bu dönemde müvekkilinin ailesinin yanında kalarak ailesinin desteğinin olduğunu, sonra müvekkilinin konfeksiyonda 1 yıl çalıştığını, sonra 2 yıla yakın evlere temizliğe gittiğini, bakıcılık yaptığını, el işi yaparak sattığını, gelirlerini davalı eşine verdiğini beyan etmiştir.

4. Davacı kadın vekili ıslah dilekçesinde; cevaba cevap dilekçesinde ayrıntılı şekilde anlatıldığı üzere müvekkilinin 8920 ada 4 parsel sayılı taşınmazın edinilmesine katkısının olduğunu, belirtilen malvarlığının yasal mal rejimine göre tasfiye edilmesine yönelik davanın katkı payı alacağı olarak ıslah ettiklerini belirterek; 150.000,00 TL (fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla) katkı payının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; tarafların evlilik birliği içinde edindikleri bir mallarının bulunmadığını 8920 ada 4 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline miras yoluyla kalan taşınmazların satışından elde edilen gelirle ile alındığını, müvekkilinin Nevşehir'de kalan miras malların bir kısmını satılarak önce İstanbul'da bir arsa alıp üzerine ev yaptığını, evin 1984 yılında bittiğini, sonrasında 1985-1990 yıllarında miras kalan taşınmazların kalanlarını satarak ikinci katı yaptığını,1998 yılında Adana'ya taşınınca İstanbul'daki taşınmazı satarak Adana'daki 8920 ada 4 parsel sayılı üzerinde 4 katlı evi bulunan taşınmazı satın aldığını, 4 katlı evin sadece 2 nci katının yapılmamış olduğunu, 2 nci katı da müvekkilinin köyde miras kalan evini satarak yaptırdığını, davacının katkısının olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı erkek vekili ıslaha karşı cevap dilekçesinde; ıslahın süresinde yapılmadığını, zamanaşımının dolduğunu, davacının taşınmazın edinilmesine katkısının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların mal ayrılığı rejimine tabi oldukları dönemde İstanbul'da arsa alındığı, üzerine 1983 yılında ev inşaatına başlandığı, 1984 yılında inşaatın sona erdiği ve tarafların bu evde yaşamaya başladığı, 1985-1991 yılları arasında 1 nci katın yapılarak tarafların bu katta yaşamaya başlayıp zemin katı kiraya verdikleri ve 1998 yılında bu binayı satıp tasfiyeye konu taşınmazın satın alındığı, davacının katkısına ilişkin tanık olarak dinlenen tarafların ortak çocuklarının belirtilen tarihlerde çok küçük olmaları nedeniyle beyanlarını görgüye dayalı olmadığı, duyuma dayalı olduğu, davalının ise evlilik birliğinin devamı süresince hastanede çalıştığı, daha sonra emekli olduğu, davalının maaşı dışında miras yoluyla kendisine kalan taşınmazların satışından gelir elde ettiği, mal ayrılığı rejiminde yapılan katkının mutlaka para ya da para ile ölçülebilen bir değer ile yapılmasının gerektiği, ev içi katkının alacağa konu edilemeyeceği, bu durumda davacının katkısını ispat edemediği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; eksik araştırma ile karar verildiğini, davalının beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, davalının babasından miras kalmadığını, İstanbul'daki taşınmazın müvekkili ve davalının ortak katkıları ile alındığını, müvekkilinin evlilik birliği içinde sigortasız çalışmasının olduğunu, tanık beyanlarıyla bu hususun ispatlandığını, tanıkların müvekkilinin çocukları olması nedeniyle itibar edilmemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin katkısının duraksamaya yer olmayacak şekilde olması halinde davanın reddine karar verilebileceğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, Mahkemenin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu İlk Derece Mahkemesinin olay ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin ziynet eşyaları ve çalışarak İstanbul'daki taşınmazın edinilmesine katkısının olduğunu, işbu taşınmaz satılarak tasfiye konusu taşınmazın satın alındığını, bu hususların ortak çocukların beyanlarıyla sabit olduğunu, tanıkların yaşına bağlı olarak beyanlarına itibar edilmediği belirtilirken çocukların biyolojik ve pedagojik olarak hatırlayıp hatırlayamayacaklarına ilişkin maddî ve bilimsel temele dayanılmadığını, çocukların müvekkilinin çalıştığı dönemde 5-7 yaşlarında olduğunu, çocukların yetişkinlerin aksine çocukluk dönemine ilişkin yalan tanıklıklarını çok daha az olduğunu, müvekkilinin katkısının ispatlandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, katkının ispatı ve delillerin değerlendirilmesi noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ve devamı maddeleri, 240 ve devamı maddeleri 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 5 inci maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.