Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10223 E. 2023/615 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında kusurun kimde olduğu, boşanmaya, nafaka ve tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile gerekçelerinin usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen boşanma, nafaka ve tazminata ilişkin nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

DAVA TARİHİ : 25.12.2020

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve davaya cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 16.07.2018 tarihinde evlendiklerini, müşterek çocuklarının olmadığını, tarafların 1,5 ... beridir ayrı olarak yaşadıklarını, davalının, evlilikten 1 hafta sonra müvekkiline iki kez bekaret kontrolü yaptırdığını, bu durumun müvekkili için çok onur ve gurur kırıcı olduğunu, manevî olarak yıprandığını, bu olaydan sonra huzursuzlukların başladığını, tarafların evlendiklerinde her ikisininde üniversite öğrencisi olması, evlendikten sonra da eğitimlerine devam edecekleri yönünde anlaşmış iseler de, davalının her ikisininde okulu bırakacaklarını, kendisinin babasının yanında çalışacağını söyleyerek baskı yaptığını, eve geç gelmeye başladığını, müvekkilini sınavlarına göndermek istemediğini, kendisinin de götürmediğini, davalının sabah 04.00'da işe gidip akşam 20.00'da işten geldiğini bu süre zarfında müvekkilinin evde yalnız kaldığını, müvekkilinin ailesine ve komşularına gitmesine, arkadaşları ile görüşmesini davalının istemediğini, evlilik birliğinin gerektirdiği sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilinin giyim ihtiyaçlarını dahi karşılamadığını, davalının sadakat yükümlülüğünü de ihlal ettiğini, davalının beyanlarının asılsız ve gerçeği yansıtmadığını, tüm bu sebeplerden dolayı evlilik birliğinin devamına imkan kalmadığını bildirerek tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî 100.000,00TL manevî tazminatın hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili davaya cevap ve cevaba cevap dilekçesinde; dava ve cevaba cevap dilekçesinde ileri sürülen iddiaları kabul etmediklerini, evlilikten kısa bir süre sonra tarafların birlikte aldıkları karar ile davacının bekaret konusunda rahatsızlığının olup olmadığını öğrenmek maksadı ile kadın doğum uzmanına gittiklerini, doktorun kızlık zarının esneklik durumlarını açıklaması üzerine müvekkilinin bu konuyu kapattığını ve bir daha açmadığını, müvekkilinin hiç bir zaman eşinin gurur ve onurunu kırıcı ve zedeleyici söz ve davranışta bulunmadığını, bu olaydan sonra evliliğe 2 yıl boyunca devam ettiklerini, yine tarafların evlenmeden önce eğitim hayatlarına devam etme kararı almalarına rağmen evlilik sürecinde yine birlikte karar alarak eğitime devam etmeme şeklinde karar aldıklarını, bu hususta davacıya hiç bir baskı uygulanmadığını, davacının müvekkilini haksız çıkartmak adına tüm olayları boşanma sebebi yaptığını, davacının geç kalkıp kahvaltı hazırlamamasına ve çoğu zaman akşam yemeği yapmamasına rağmen müvekkilinin hep anlayışla davrandığını, haftada 3-4 kez dışardan yemek söylediklerini, davacının boşanmak istediğini, evliliğin büyük bir hata olduğunu, devam etmeyeceğini müvekkiline söylediğini, 1,5 yıl önce davacının kendi istediği ile ...'daki müşterek haneden ...'ye geldiğini, hatta davacıyı müvekkilinin getirdiğini, o tarihten beridir tarafların ayrı olarak yaşadıklarını, kusurun davacıdan kaynaklandığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda, davalı erkeğin davacı kadının eğitim hayatına devam etmesini engellemek, aşırı kıskanç ve kısıtlayıcı davranışlarda bulunmak ve eski sevgilisi ile görüşmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu bu olayın öğrenilmesinden sonra tarafların bir araya gelmedikleri tanıklarca ifade edildiğinden erkeğin af iddiasının dikkate alınmadığı, bu hale göre davalı erkeğin tam kusurlu, davacı kadının ise kusursuz olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili, davacı tarafın tanık beyanlarına itibar edilerek müvekkiline kusur yüklenmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davacının eğitime devam etmesini engellemediğini, aşırı kıskanç olmadığını, normal kıskançlığın ise aleyhe değerlendirilemeyeceğini, güven sarsıcı davranışta bulunmadığını, davalının eski sevgilisi ile görüşmesini eşine anlattığını ve evliliklerinin devam ettiğini, bu durumun af kapsamında da olduğunu ve kusur olarak kabul edilemeyeceğini, tam ve ağır kusurlu tarafın davacı yan olduğunu, nafaka ve tazminat kararlarını kabul etmediklerini, miktarlarının da müvekkilinin ödeme gücünün üzerinde olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Kanun'a uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede ve 4721 sayılı Kanun'un166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak açılan davanın kabulüne karar verilmesinde, herhangi bir geliri ve mal varlığı bulunmayan davacı kadın yararına tedbir nafakasına ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın yararına, kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde ve hükmedilen tazminatların miktarında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili, temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, müvekkilinin davacının eğitimine devam etmesinin engellemediğini, iyi bir hayat sunabilmek için çalıştığını, aşırı kıskanç olduğu gerekçesi ile kusur isnat edilmesinin hatalı olduğunu, güven sarsıcı bir davranışta bulunmadığını, davalının eski sevgilisi ile görüşmesini eşine anlattığını ve evliliklerinin devam ettiğini, bu durumun af kapsamında da olduğunu ve kusur olarak kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin bir kusurununu bulunmadığını, nafaka ve tazminat kararlarını kabul etmediklerini ve miktarlarının fahiş olduğunu, davacının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi halde dahi eşit kusur kabulü ile tazminatların kaldırılmasını talep ettiklerini beyanla kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında, taraflar arasında geçimsizlik olup olmadığı geçimsizlik var ise kusurun hangi taraftan kaynaklandığı, boşanma, nafaka, maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, af durumunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddenin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi hükümleri. 4721 Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.