"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1099 E., 2022/1382 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 14. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/220 E., 2022/186 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Zuhal ve davalı ...'in ortak çocuğu olduğunu, annesi ve davalı babanın boşandıklarını, boşanma kararı ile davalı adına kayıtlı ...'de bulunan taşınmaz ile ...'ta bulunan apartman dairesinin ...'e devredilmesine, devredilecek taşınmazların tapudaki harç ve giderlerinin davalı tarafından ödenmesine karar verildiğini, ...'ün 2011 yılında vefat ettiğini, geriye müvekkili ile ...'in ve eski eşinin mirasçı olarak kaldığını, taşınmazın paylaşımının yapılmadığını, Mahkeme kararında açıkça tescil ibaresi yer almadığından davalının da tescil işlemini yaptırmaya yanaşmaması nedeniyle dava açtıklarını belirterek taşınmazların tamamının tapusunun iptaline, malların terekeye dahil edilerek mirasçılar adına tesciline, tüm tapu harç ve giderlerinin davalı tarafından ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının süresi içerisinde cevap vermediğini, delil gösterme hakkının bulunmadığını, zaman aşımı itirazının dinlenme olanağının bulunmadığını, müvekkili ile davalının mirasçı olduğunu, mirasçılar arasında zaman aşımı süresinin işlemeyeceğini, murisin 2011 yılında vefat etmesi nedeniyle öncesinde dava açılmasına imkan bulunmadığını, takas mahsup def'ini kabul etmediklerini, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek davalının beyan ve taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ilamların kararın verildiği tarihten itibaren 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, davaya konu ilamın da zamanaşımına uğradığını, boşanma ilamıyla her iki tarafa da bazı yükümlülükler getirildiğini, ...'in de ...'de bulunun 6 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesini müvekkiline devretmesi gerektiğini, Zuhal Hanımın 2011 yılında vefatı ile 2 çocuğunun mirasçı kaldığını, ...'deki taşınmazın hisseli olduğunu, bu taşınmazın satışının yapılamaması nedeniyle ... tarafından ...'de bulunan dairenin 1/2 hissesinin ...'e devredilmesi gereken taşınmazın satıldığını, bedelinin ...'e ödenmesi gerekirken satışının kardeşine vekâleten kendi adına asaleten davacı ...'in yaptığını ve satış bedelini davacının aldığını, aile arasındaki bu anlaşma ile ...'de bulunan taşınmazın mülkiyetinin tamamının davalıya kaldığını, taşınmazlardaki hakların takas edilerek mahsuplaşıldığını, müvekkilinin davacıya bir takım paralar verdiğini, ...'taki taşınmazın yıllar önce davacı adına tescil edildiğini belirterek zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, aksi halde takas mahsup nedeniyle esastan reddine, takas ve mahsup defi nedeniyle reddedilen miktar üzerinden vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde, cevap dilekçesinin yasal süre içerisinde verildiğini belirtmiş, cevap dilekçesindeki beyanlarını yinelemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 18.01.2018 tarih ve 2017/425 Esas, 2018/23 Karar sayılı kararı ile 6098 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 146. Maddesinde "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir." düzenlemesi ile boşanma kararının 06.06.2007 tarihinde kesinleştiği eldeki davanın ise 07.0.2017 tarihinde zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili dava konusunun hem aile hukukuna ilişkin olup aynı zamanda da gayrimenkulün aynına ilişkin olduğunu, aynı zamanda tarafların mirasçı olduklarını, bu tür davaların zaman aşımının istisnalarından olduğu hususunun Mahkemece dikkate alınmadığını belirterek reddedilen dava yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 03.03.2020 tarih ve 2018/2067 Esas, 2020/348 Karar sayılı kararı ile; ... tarafından ... aleyhine 23.05.2007 tarihinde anlaşmalı boşanma davası açıldığını, 06.06.2007 tarihli karar ile tarafların boşanmalarına, protokol gereğince ... ili, ... İlçesi, Büyükdere mahallesi, ... Sokağı , 83 pafta, 589 ada, 21 parselde olan 310 m2 yüzölçümü arsa vasfındaki taşınmaz ile ... İli, Merkez İlçesi, Mithatpaşa mahallesi, Okul ve Nizam sokak mevkiinde bulunan 8 pafta, 65 ada, 1 parselde 142 m2 yüzölçümlü kargir apartman dairesinin tamanının davalı tarafından davacıya devredilmesini ve devredilecek taşınmazların tapudaki devir harç ve giderlerinin davalı tarafından ödenmesine, davacı adına ... ... Mahallesi, 549 Ada, 1 Parsel, bodrumdan itibaren 5 katlı 10 daireli kargir apartman niteliğindeki 935 m2 taşınmazın 1.kat 6 numaralı bağımsız bölümünün 1/2 oranındaki hissesinin davacı tarafından davalıya devredilmesine karar verildiği, kararın 06.06.2007 tarihinde kesinleştiği, "İlamın verilmesi tarihinden itibaren, 10 yıl içinde karşı tarafa tebliğ edilmezse ilam zamanaşımına .... (İİK 39/1) İlam, hükmün verilmesi tarihinden itibaren 10 yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra, borçluya tebliğ edilirse, borçlu, süresi içinde temyiz yoluna başvurarak hükmün yalnız ilamın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle bozulmasını sağlayabilir. Ancak, ilamların 10 yıllık zamanaşımına tabi olması kuralının bazı istisnaları vardır. Taşınmazın mülkiyetine ve taşınmaz üzerindeki ayni haklara ilişkin ilamlar zamanaşımına tabi değildir; çünkü, ayni haklar zamanaşımına uğramaz. Taşınır mallar üzerindeki ayni haklar da zamanaşamına uğramaz. Bu nedenle, taşınır mülkiyetine ve taşınırlar üzerindeki diğer ayni haklara ilişkin ilamlar da zamanaşımına tabi değildir. Ayrıca, şahıs ve aile hukukuna ilişkin ilamlar da zamanşamına uğramazlar." ( 3.HD ,2014/8312 Esas, 2014/17155 Karar ) Somut olayda, ... 1. Aile Mahkemesinin 2007/393 Esas, 2007/387 Karar sayılı ilamı ile davaya konu taşınmazların davalı tarafından murise devredilmesine karar verildiği, ilamın taşınmazın aynına ilişkin ilam olduğu, bu ilamın, zamanaşımına tabi olmadığı, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, tarafların delilleri toplanarak sonucu uyarınca davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükümde ve protokolde belirtildiği üzere, ..., ..., Büyükdere mahallesi, ... Sokağı, 83 pafta, 589 ada, 21 parselde olan 310 m2 yüzölçümlü arsa vasfındaki taşınmaz mülkiyetinin davalı ... tarafından davacı Zuhal’e devrolunacağının kararlaştırıldığı, boşanma kararının 06.06.2007 tarihinde kesinleştiği, dolayısı ile protokol hükümlerinin uygulanması gereken tarihin de bu tarih olduğu, tarafların kararın kesinleşmesinden itibaren üzerine düşen borç ve yükümlülükleri yerine getirmek zorunda oldukları, Sözleşmeler Hukukuna hâkim olan temel ilkenin ahde vefa ilkesi olduğu, bu kurala göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanması ve hükümlerine riayet edilmesi gerektiği, Mahkemece onaylanan protokolün hükme geçirildiği, ilamın taraflarca temyiz edilmediği ve kesinleştiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile ‘‘... İli ... İlçesi 589 Ada 21 Parsel’’de bulunan taşınmazın davalı ... oğlu ... adına kayıtlı 50/310 hissesinin müteveffa ... adına tesciline, dava konusu ‘... ili Mithatpaşa mahallesi 65 Ada 1 Parsel’ de bulunan taşınmaz müteveffa’ya 2009 yılında devredilmiş olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, tarafların karşılıklı olarak mahsup edilecek bedel alacağı bulunmadığı ve harcı yatırılarak usulüne uygun açılmış karşı dava bulunmadığından davalının ... ilçesindeki taşınmaza yönelik talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının kısmi dava açtığını, taşınmazın tamamına ilişkin hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde 10.000,00 TL'lik kısım için dava açıldığını, taşınmazların değerinin tespit edilmediğini, reddedilen dava için de taşınmazın değerinin tespit edilmediğini, Mahkemenin sadece 10.000,00 TL'lik bölüme karşılık gelen tapunun iptal edilerek tesciline karar vermesi gerektiğini, talebin aşıldığını, takas mahsup talebinin nazara alınmadığını, bu talepleriyle ilgili araştırma yapılmadığını ve delilerinin toplanmadığını, davacının murisinin devir borcu bulunan taşınmaz ile tavzih talebinde bulundukları taşınmazın aynı taşınmaz olmadığını belirtmiş olsa da gerçeği yansıtmadığını, ... 1. Aile Mahkemesindeki tavzih talebinin sonucunun bekletici mesele yapılmasına karar verilmesi gerektiğini, müteveffaya ait ...'deki taşınmazın 1/2 hissesinin davacıya verilmesi gerekirken davacı tarafından dairenin satıldığını, Bölge Adliye Mahkemesinin zamanaşımı süresinin geçmediğini belirterek kararı bozmasının hukuka aykırı olduğunu, ...'taki taşınmazın 2009 yılında muris adına tescil edilmiş olduğu belirtilerek karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kurulan hükmün yasaya aykırı olduğunu, kısmen ret kararı verilmesi gerektiğini, davanın reddedilmesi gereken kısmıyla ilgili olarak davalı taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek kısmen kabul edilen dava yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıktaki tarih ve esas ve karar sayılı kararıyla; anlaşmalı boşanma davalarından kaynaklı tapu iptal ve tescile ilişkin davaların maktu harca tabi olduğu, maktu harca tabi bu davada taşınmazların değerinin tespit edilmesinin verilecek kararın esasına etkisi bulunmadığı, somut olayda, ... 1. Aile Mahkemesinin 2007/393 Esas, 2007/387 Karar sayılı ilamı ile davaya konu taşınmazların davalı tarafından murise devredilmesine karar verildiği, İlamın, taşınmazın aynına ilişkin ilam olup; bu ilamın, zamanaşımına tabi olmadığı, davacı tarafından davalı aleyhine boşanma protokolündeki düzenlemelere dayanılarak dava açılması ve ortada tek dava bulunması nedeniyle ...'taki taşınmaz hakkında davalı adına kayıtlı olmaması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya uygun olduğu, davacının murisi ve davalı tarafından içeriği duruşmada kabul edilen ve Mahkemece de tasdik edilerek hükmün eki halini alan boşanma protokolü gereğince davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 139 uncu maddesine göre iki kişi, karşılıklı olarak bir miktar para veya özdeş diğer edimleri birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise her biri alacağını borcuyla takas edebileceğinin belirtildiği, 6098 sayılı Kanun'un 143 üncü maddesinin birinci maddesi uyarınca, takas, borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle vaki olacağından, takasın sağlanması için mutlaka ayrı bir dava veya karşı dava açılması gerekmeyeceği, borçlu, kendisine karşı açılmış olan bir dava içerisinde takas talebinde bulunabileceği ve böylesi bir talep, usul hukuku anlamında bir def'i niteliği taşıyacağı, murisin ...'deki taşınmazı devretmiş olması nedeniyle boşanma protokolü uyarınca murise yüklenilen edimin özdeş edim olmaktan çıktığı, bu haliyle takas ve mahsup şartlarının somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından takas-mahsup taleplerinin değerlendirilmediğine yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarla kararı usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kısmen kabul edilen dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu iptal ve tescili davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 139 uncu maddesi, 143 üncü maddesi, 146 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.