Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10254 E. 2024/2104 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, tazminat ve nafaka yükümlülüğünün olup olmadığı ve miktarı, velayet düzenlemesi ve dava dilekçesinin davalı erkeğe usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin değerlendirilmesinde ve uygulanacak hukuk kurallarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1616 E., 2022/1777 K.

DAVA TARİHİ : 14.10.2019

İLK DERECE MAHKEMESİ : Iğdır Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/695 E., 2020/367 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 26.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde taraflardan kimsenin gelmemiş olduğu belirlendi. Açık duruşmaya başlandı. Davalı vekili Avukat ...'in mazeret dilekçesi gönderdiği görüldü. Okundu. Belgelendirilmeyen usul ve yasaya uygun bulunmayan mazeretin reddine, evrak üzerinde inceleme yapılmasına 26.03.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi. İşin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; tarafların 2011 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ortak konutu terk ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkeğe, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı ve davanın zina hukuki sebebine dayalı olarak açılmamış olması sebebiyle hak düşürücü süre incelemesinin yapılmadığı, davacı kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, dava dilekçesinin, davalı erkeğe usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, her ne kadar yargılama sırasında davalı erkeğin tanıklarının beyanları alınmış olsa da davalı erkek tanıklarının beyanlarının hükme esas alınmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ortak çocukların eğitim masrafları dikkate alınarak her biri yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 750,00 yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu dikkate alınarak kadın yararına 35.000,00 TL maddî tazminat, 35.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, davanın süresinde açılmadığı, kadının, erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olduğunu uzun zamandır bildiği ve erkeğin bu davranışını affettiği, erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, davalı erkek tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince cevap dilekçesinin süresinde kabul edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu, velâyet düzenlemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık yapılmamış olmasına göre davalı erkek vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, af olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, davanın kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin ortak çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı, davalı erkeğe, dava dilekçesinin tebliğinin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 27 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devamı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10 uncu maddesi, 21 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.