Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10303 E. 2023/905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin zina eyleminin ispatlanıp ispatlanmadığı, ispatlanmış ise temadinin gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının boşanma ve tazminat taleplerinin reddi ile tedbir nafakaları miktarlarının uygun olup olmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak davalı kadının boşanma davası ile birleştirilerek görülmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesi ile; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı- davalı erkek vekili birleşen davaya sürede cevap dilekçesi sunmamıştır.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesi ile; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi yani zina sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 21.02.2019 tarih, 2017/479 Esas, 2019/109 Karar sayılı kararı ile davanın reddine, kadın yararına tedbir nafakasına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 19.10.2020 tarih, 2019/1562 Esas, 2020/1329 Karar sayılı kararı ile iş bu dava dosyası ile kadın tarafından açılan ... 2.Aile Mahkemesinin 2019/286 Esas sayılı boşanma dava dosyasının birlikte görülüp sonucu uyarınca her davanın esası hakkında ayrı ayrı karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın gerekçede yazılı işlemler yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen davacı- davalı erkek tanıklarının anlatımlarının evlilik birliğinin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olması nedeniyle itibar edilemeyeceği, taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek derecede geçimsizlik bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan olaylarda ise güven sarsıcı davranışlarda bulunan, eşine fiziksel şiddet uygulayan davacı erkek eşin ağır kusurlu olduğu, davalıya atfı kabil kusur gerçekleşmediği, davalı-davacı kadının Mahkemenin 2020/552 Esas sayılı dosya içeriğindeki 16.10.2017 tarihli cevap dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde, erkeğin ... isimli bir kadın ile ilişkisi olduğunu, erkeğin zina ettiğini öğrendiğini beyan ettiği, davacı kadının erkeğin açtığı davaya sunduğu dilekçelerinden 2017 yılı itibariyle kocasının zina eylemini öğrendiği, birleşen davayı kadın 27.05.2019 tarihinde açtığı, birleşen zina dava dosyasında toplanan delillerden , dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından davalı kocanın Selver Yılmaz isimli kadın ile veya başka birisi ile zina eylemi olarak nitelendirilecek ilişkisinin 16.10.2017 tarihinden sonra da devam ettiği hususu kanıtlanamadığı, eşlerden biri zina ederse, diğer eşin dava hakkı boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak 6 ay geçmekle düşeceği, temadi eden eylemlerde ise temadinin bittiği tarihte hak düşürücü süre işlemeye başlayacağı, davacı öğrendiği zina eyleminin de temadi ettiğini kanıtlayamadığı, davacı kadının, erkeğin zina eylemini öğrendikten sonra 6 ay içerisinde dava açmamakla dava hakkı düştüğü gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın reddine, anne yanında bulunan müşterek çocuk Ayaz yararına aylık 450,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına ise tedbir nafakasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- davacı kadın vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili; reddedilen davası ile lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesi ve ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken bu hususta olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davalı- davacı kadın vekilinin tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile hüküm kısmının bu yönden kaldırılmasına ... 2. Aile Mahkemesinin 2017/253 Esas sayılı dosyasında hükmedilen nafaka ile tahsilde tekerrüre yol açmamak koşulu ile zina davasının açıldığı 27.05.2019 tarihten itibaren aylık 750,00 TL tedbir nafakasının davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, davalı-davacı kadın vekilinin sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili; kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin zina eyleminin ispatlandığını, birleşen davanın reddinin, nafakaların miktarının, tazminatların reddinin ve Bölge Adliye Mahkemesince vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, tedbir nafakalarının miktarı ile vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan birleşen boşanma davasında erkeğin zina eyleminin ispatlanıp ispatlanmadığı, ispatlanmış ise temadinin gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının davasının reddi, kadın yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tedbir nafakaları ve miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 169 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.