"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı eşin ilgisizliği ve sorumsuzluğu, müvekkiline karşı fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet uygulaması ve alkol bağımlılığı nedeniyle taraflar arasında geçimsizlik bulunduğunu, davalının evlilik birlikleri boyunca sen olmazsın, salaksın, ...na koduğumun karısı gibi hakaret ve onur kırıcı ifadelerde, seni döverim şeklinde tehditlerde bulunduğunu, davalının gidip geldiği yerleri davacıya söylemediğini, nerede ve kiminle olduğu konusunda müvekkilinin hiçbir zaman bilgisinin olmadığını, davalı eşin eve alkollü olarak geldiği bir günde gece geç saatlerde yemek hazırlattığını, sonra da başka bir aileden bahsederek toplu seks yapalım diyerek uygunsuz teklifte bulunduğunu, müvekkili kabul etmeyince de dövmekle tehdit ettiğini, davalının müvekkilini zorla öperek fotoğrafını çekip karşı tarafa gönderdiğini, sabaha karşı saat 04:00 sıralarında müvekkilinin hem fiziksel şiddete hem de cinsel zorlamalara maruz kaldığını ve zorla normal olmayan yollarla müvekkil ile ilişkiye girdiğini iddia ederek, davalının cevap dilekçesindeki beyanlarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini beyanla evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili davaya cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacı tarafın özensiz ve sorumsuz tavırlarının evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini, müvekkilinin herhangi bir alkol bağımlılığı ya da kötü alışkanlığının olmadığını, davacının iddiaların mesnetsiz, onur kırıcı ve iftira niteliğinde olduğunu, yanıltıcı deliller sunduğunu, davacı tarafından whatsapptaki konuşmaların bazılarının silindiğini, iddia edildiği gibi darp veya taciz olayının olmadığını, davacının ailesinin baskılarından dolayı aralarında küçük tartışmanın çıktığını, müvekkilinin iddia edildiği gibi gece hayatı bulunan, eve alkollü ve geç saatlerde gelen bir eş olmadığını, davacının her daim kirli ve pis gezdiğini, özel ve kirli eşyalarını ortak kullanım alanlarına dağınık bir şekilde koyduğunu, birlikte biriktirmiş oldukları paraları müvekkilden habersiz bir şekilde davacının kendi anne ve babasına verdiğini, taraflar arasındaki sorunun davacının ailesinin evliliklerine müdahalesinden kaynaklandığını, müvekkilinin menfaatlerinin ağır bir şekilde zedelendiğini beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00TL manevî tazminata, davacının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının davacı kadına birden fazla kez fiziki şiddet uyguladığı, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamayarak birlik görevlerini ihmal ettiği, davacıya toplu halde ilişkiye girmesi hususunda baskı yaptığı, davacı vekili tarafından dava dilekçesine ekli olarak sunulan taraflar arasındaki mesajlaşmalar ve tanık ...’in ifadesinde davalının annesi böyle bir şey olmuş affedin şeklinde beyanı dikkate alındığından bu hususun ispatlandığı kanaatine varıldığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili, müvekkili lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarlarının az olduğu ve reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı vekili, kusur belirlenmesi, müvekkili aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile tarafların tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; davalının evlilik birliği yükümlülüklerini ihlal ettiğini, müvekkilinin maaş kartını elinden alarak ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkilinin toplu ilişkiye girmesi hususunda baskı yaptığını, fiziksel ve cinsel şiddet uyguladığını ve onur kırıcı hakaretlerde bulunduğunu, müvekkilinin yaşadığı olayların manevî yıkım oluşturduğunu, müşterek konutu bedelsiz annesine devrettiğini, tazminat taleplerinin tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin gelirinin olmasının yoksulluk nafakası bağlanmasına engel olmadığını, reddinin hatalı olduğunu, yine yargılama aşamasında karar verilen 250,00TL tedbir nafakası dahi dikkate alınmadan tedbir nafakasının reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarları ile reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili; davacının iddialarının somut deliller ve yasal dayanaklar ile kanıtlanamadığını, davacının yakınlarının beyanlarının objektif olmadığını, evlilik birliği yükümlülüklerini davacı kadının yerine getirmediğini, kişisel bakımını yapmadığını, müvekkilinden habersiz ailenin ortak birikimlerinden kendi ailesine her ay ödeme yaptığını, müvekkilinin asgari ücretle çalıştığını ve hükmedilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, evlilik birliğinde kusurlu tarafın davacı kadın olduğunu ve maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlenmesi, mahkemece kabul edilen maddî ve manevî tazminatlar ile reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının az olup olmadığı, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri ile kadının reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabulü şartlarının oluşup olaşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi ve 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 55 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.