"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı- karşı davacı kadının, davacı-karşı davalı erkeğin, annesinin bakımını sağlamak için köye gitmesine izin vermediğini, erkeğin kardeşi öldüğünde erkeğe destek olmadığını, erkeğin şiddet uyguladığını iddia ederek uzaklaştırma kararı aldırdığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, davacı-karşı davalı erkeğin sık sık 500 km uzaklıktaki annesinin yanına gittiğini, kadının gelmesini ise istemediğini, kadına sürekli fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadını aşağıladığını, son olayda kadına, çıplak vaziyette iken, ortak çocuğunun yanında şiddet uyguladığını, erkeğin, kadının görüşünü almadan ailesine ev aldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un(4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi uyarınca boşanmalarına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalı erkeğin başkalarının yanında davalı-karşı davacı kadına " Sen dul geldin, ...'ta 2 tane kırığın vardı." demek suretiyle hakaret ve rencide edici kelimeler kullandığı, tanık Yasin'in görgüye dayalı beyanında erkeğin, kadını çıplak dövmeye kalkıp dışarı atmaya çalıştığı, tanık Yasemin'in annesinde kavga sonrası oluşan morlukları gördüğüne yönelik beyanları, tanık Yasemin'in uzaklaştırma kararı olduğu dönemde yaşanan kavgadaki fiziksel şiddete yönelik beyanları davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklendiği çocuklara yönelik erkeğin fiziksel şiddet uyguladığı beyanları eski tarihli olduğu, çocukların mevcut yaşları şiddetin yaşandığı döneme ilişkin beyanları ile erkeğin evin geçimine katkı sağladığına yönelik tanık beyanları dikkate alınarak kadının bu iddiaları erkeğe kusur olarak yüklenmediği, davalı-karşı davacı kadının erkeğin annesini sevmediği, annesinin eve gelmesini istemediği görgüye dayalı tanık beyanları ile ispatlandığından kadına kusur olarak yüklenmiş, taraflara kusur olarak yüklenen vakıalar değerlendirildiğinde tarafların boşanmaya yol açan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu, davalı kadının az kusurlu oldukları gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuklar ergin olduğundan velâyet ve kişisel ilişki yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili; boşanma hükmü yönünden istinaf itirazlarının bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının kusurlu olduğunu, kadının tanıklarının gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduklarını, kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin kusurlu olması nedeniyle davacı-karşı davalı erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının az olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı kadın yararına yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminata hükmedilmesinde isabetsizlik bulmadığı, miktarlarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alındığında az olduğu, İlk Derece Mahkemesinin kararının diğer yönlerden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile erkeğin tüm, kadının diğer istinaf itirazlarının esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata ilişkin bölümlerinin kaldırılmasına, bu konularda yeniden hüküm kurulmasına, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili, kadının çocukları ile birlik olup müvekkili ekonomik olarak sıkıntı çekecekleri bir ev almaya zorladığı, çocukların kendisine maddî destek vereceğine söz vermelerine rağmen destekte bulunmadıkları, davalının müvekkilin yaşlı ve bakıma muhtaç olan annesiyle ilgilenmesine engel olduğu, müvekkil maddî sıkıntılar çekerken davalının müvekkilin yanında olmadığı, bu sıkıntıları önemsemediği, aracı çalındığında bile müvekkili teselli etmediği, aksine “oh olsun, iyi olsun” dediği, çocukları babalarına karşı kışkırttığı, onları doldurarak babalarına karşı olumsuz hisler besleyerek büyüttüğü mahkemece yapılan yargılama neticesinde sübut bulduğunu, tarafların ortak çocukları olan diğer tanıklar da davalının yönlendirmesiyle gerçeğe aykırı, tutarsız, akla hayale sığmayan beyanda bulunduğunu, kadının ortak çocuklarını babalarına karşı doldurduğunu, kişisel eşyalarını almak için eve gittiğinde ortak çocukların müvekkilini ... paça dışarı attıklarını, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını yeterince değerlendirmeksizin verilen bu karar müvekkilin ciddi anlamda zarar görmesine, maddî ve manevî sıkıntılar yaşamasına sebebiyet vereceğini, müvekkilinin tek başına hayat kurmak zorunda kaldığını, aleyhine hükmedilen tazminat ve nafakaları ödeme gücü bulunmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda hangi tarafın kusurlu olduğu, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, dinlenen tanıkların beyanlarını hükümden düşürecek bir hususun ispatlanıp ispatlanmadığı, kadın yararına tazminata ve nafakalara hükmedilme koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı, 174 üncü, 175 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.