Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10359 E. 2023/995 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi-manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve nafakaya hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; dilekçeler teatisinin tamamlanmadığından bahisle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin, birinci bendinin (a) alt bendinin (6) ncı alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonrasında, her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; kusura yönelik istinaf talebinin 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğinc kısmen kabulüne ve sair istinaf itirazları yönünden 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik boyunca kadının borçlarını ödemek için uğraştığını, eve icra geldiğini, altınları habersiz bozdurup borçları kapattığını, birlik yükümlüklerini yerine getirmediğini, yemek, temizlik işiyle ilgilenmediğini, eviyle ilgilenmediğini, çocuğa bakmadığını, önceki evliliğinden olan çocuğuna bakması için baskı yaptığını, sürekli ailesinin yanına gidip orda vakit geçirdiğini, erkeğin ailesinin yanına gitmesini istemediğini, sürekli hakaret ettiğini, bağırdığını, küçük düşürdüğünü, rencide ettiğini, sürekli evi kitleyerek eşini eve almadığını, evlendiği sıralarda aynı yerde çalışan başka kadınları yakıştırdığını için iş yerini değiştirmek zorunda kaldığını, iftira attığını, kavga çıkarttığını, annesine ve evdekilere biber gazı sıktığını, sürekli sigara içtiğini, agrasif davrandığını, gereksiz harcamalar yaptığını, kadının babasının sürekli silahla tehdit ettiğini ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ve velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin düzenli çalışmadığını, evin bakımıyla, çocuğun ihtiyaçlarıyla ve evin giderleriyle ilgilenmediğini, sorumluluklarını yerine getirmediğini, erkeğin ailesinin evliliğe sürekli müdahale ettiğini savunarak davanın reddi ile çocuk için aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadın için aylık 200,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin düzenli çalışmadığını, evin bakımıyla, çocuğun ihtiyaçlarıyla ve evin giderleriyle ilgilenmediğini, sorumluluklarını yerine getirmediğini, eşinin maaş kartını alıp vermediğini, önceki evliliğinden olma çocuğun müşterek haneye gelmesini istemediğini, çocuğunu terk etmesini istediğini, ailesinin evine gitmesini sınırladığını, giderse boşanmakla tehdit ettiğini, sürekli manevî ve fiziksel şiddet uyguladığını, kadını zorla çalıştırdığını, işi bırakırsan seni boşarım diye tehdit ettiğini, sürekli bahis - iddia oynadığını, erkeğin ailesinin evliliğe sürekli müdahale ettiğini, bir çok borç yaptığını, kadına kredi çektirip ödemediğni, sorumsuz harcamalar yaptığını, evin elektirik ve suyunu kapattığını, sürekli hakaret ettiğini, aşağıladığını, erkeğin ailesinin darp ve tehdit ettiğini, ilk çocuğun ölümü konusunda kadını suçladığını belirterek asıl davanın reddi ile kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 26.03.2019 tarih ve 2015/744 esas, 2019/161 karar sayısı belirtilen kararı ile, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince her iki davanın da kabulüne tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için yargılama sırasında 18.02.2016 tarihli celsede takdir olunan aylık 125,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibaraiyle 250,00 TL olarak karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden sonra ortak çocuk lehine 300,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B.Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1. Davalı-davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın için verilmeyen maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve iştirak nafakası yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 01.10.2019 tarih ve 2019/797 esas, 2019/910 karar sayısı belirtilen kararı ile dilekçeler teatisinin tamamlanmamasından bahisle, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin, birinci bendinin (a) alt bendinin (6) ncı alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin eşinin önceki evlilinden olan çocuğunu istemediğini, düzenli çalışmadığını, müşterek evin elektrik ve suyunu kapattırdığını ve eşini ölümle tehdit ettiğini, kadın ise borçladığını ve hakkında icra takiplerinin olduğunu, birlik görevlerini yapmadığını, eşinin annesine ve dedesine biber gazı sıktığını, eşine asılsız ithamlarda bulunduğunu belirterek tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince her iki davanın da kabulüne tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, yargılama sırasında 26.03.2019 tarihli celsede ortak çocuk lehine takdir olunan aylık 250,00 TL tedbir nafakasının 11.11.2021 tarihi itibariyle aylık 350,00 TL’ye yükseltilmesine, karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden sonra ortak çocuk lehine 400,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmemesi ile tedbir ve iştirak nafaka miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin, eşi ile bisküvi fabrikasında birlikte çalıştıkları dönemde kadının, erkeğe başka bayanlarla konuştuğunu, muhabbet ettiğini, telefonla konuştuğunu söyleyip o bayanları eşine yakıştırdığını, bu yüzden o fabrikadan çıkmak zorunda kaldığını iddia ettiğini, sonrasında kadının bu tür yakıştırma ve iftiralarının devam ettiğine vakıa olarak dayanmadığını ve evliliğin devam ettiğini bu nedenle kadına bu vakıanın kusur olarak yüklenmesinin doğru görülmediğini ancak gerçekleşen diğer kusurlara göre tarafların yine de eşit kusurlu kabul edilmesi gerektiğini belirterek,kadının kusura yönelik istinaf talebinin 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğinc kısmen kabulüne ve sair istinaf itirazları yönünden 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; tarafların evliliğinin sona ermesinde kusurun eşit olarak görülmesi kabul edilemeyeceğini, erkeğin evlilik boyunca hem eşine hem de çocuğuna eş-baba görevlerini yerine getirmediğini, düzenli bir işte çalışmadığını, evine bakmadığını, evinin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, at yarışı gibi yerlere para harcadığını, maaş kartını aldığını ve harçlık vermediğini, önceki evliliğinden olan ... isimli çocuğunu istemediğini, biber gazı vakıasında kendini savunmaya çalıştığını, hamileyken şiddet nedeniyle özürlü bir bebeklerinin dünyaya geldiğini ve sonrasında vefat ettiğini iddia ederek, kararın asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmemesi ile tedbir ve iştirak nafaka miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın lehine tazminata hükmedilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve nafakaların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci 330 uncu maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.