Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10379 E. 2023/996 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile yargılama ve ispat kuralları gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, erkeğin davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun sair istinaf sebepleri incelenmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, erkeğin davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız konut temin etmediğini, sürekli alkol kullandığını, sürekli sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, sürekli şiddet uyguladığını, kayın validenin sürekli psikolojik baskı uyguladığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını, ailesiyle görüşmesine izin vermediğini, sürekli tehdit ettiğini, sürekli cinsel şiddet uyguladığını, alkollü olarak eve geldiğini, kadını istemediğini, boşanmak istediğini söylediğini, kayınvalide ve erkeğin hakaret ettiğini, aşağıladığını, kadınla yatak ilişkisinin olmadığını, ayrılık aşamasında çocuklarını arayıp sormadığını, ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, mallarını muvazzalı bir şekilde işçisi üzerine devrettiğini, ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, eş ve çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, başka kadınlarla alkollü mekanlarda bulunduğunu ileri sürerek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocuklarının velâyetinin anneye verilmesine, kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının aşırı kıskanç olduğunu, çocuklarıyla görüşmesini engellediğini, kişisel bakımına özen göstermediğini, eş ve çocuklarına ilgi alaka göstermediğini, kadınlık vazifelerini yerine getirmediğini, sürekli hakaret ettiğini, rencide ettiğini, kadın ve ailesinin evi basarak evdeki eşyaları erkeğin izni olmadan alıp götürdüklerini, evi terk ettiğini belirterek, asıl davanın reddi ile kendi davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, çocuklar ... ve ...'in velâyetlerinin babaya verilmesine, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 2018/1440 Esas ve 2020/553 Karar sayılı 25.06.2020 tarihli kararı ile, kadının davasının 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulüne, tarafların boşanmalarına ortak çocuk ...'in velâyetinin anneye, ... ve ...'nın velâyetinin babaya bırakılmasına, ... lehine aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata

ve erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı-davacı erkek vekili tarafından her iki dava yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda, 2021/858 Esas, 2021/1550 Karar ve 05.10.2021 tarihli kararı ile; erkek vasisinin yeniden özel vekâletname vermesi ve vesayet makamından husumete izin kararı alınması gerektiğinden bahisle, kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin, 1 inci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlık kısmında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, bağımsız konut sağlamadığını, kadını evden kovarak birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davrandığını, alkol kullandığını, gece hayatının olduğunu, evin giderlerini kendisi tarafından karşılandığını belirterek evlilik birliğini sona erdiren olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları, evlilik süresince yaşananlar, tarafların evlilikten mevcut ve beklenen menfaatleri, kadının kişilik haklarının zedelenmesi, kusur olarak izafe edilen eylemlerin ağırlığı, evliliğin süresi ve kadının evlilik birliğinin sona ermesi ile birlikte yoksulluğa düşecek olması, günümüz ekonomik koşulları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesinin de dikkate alındığı gerekçesi yanında sosyal inceleme raporu ve çocukların menfaatleri de dikkate alınarak kadının davasının 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'in velâyetinin anneye, ... ve ...'nın velâyetinin babaya bırakılmasına, ... lehine aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur, tazminatların ve nafaların miktarı yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; her iki dava yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; davacı kadın son yıllarda, kişisel bakımına özen göstermediğini ve kadınlık vazifesini yerine getirmediğini, eş ve çocuklara ilgisiz davrandığını, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, ara sıra özel günlerde ölçülü bir biçimde alkol kullandığını, kadının rencide edici ve hakaret içerikli konuştuğunu, aşırı ve yersiz kıskançlıklar sergilediğini, aleyhe olan iddiaların ispatlanamadığını ve bir kısmının da çürütüldüğünü, kadının ağır kusurlu olduğunu , en kötü ihtimalle tarafların eşit kusurlu olduğunu, ekonomik durumunun çok üstünde tazminat ve nafaka miktarına hükmedildiğini, kadının hukuka ve hakkaniyete aykırı açtığı davanın kabulü ve birleşen davanın reddedilmesinin hukukla ve hakkaniyetle bağdaşmadığını belirterek her iki dava yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafakaların verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.