"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/495 E., 2022/82 K.
DAVA TARİHİ : 24.08.2010
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmanın dışında kalarak kesinleşen yönler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı-davalı ... Özdemir vekili Avukat ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1-Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 197 inci maddesi uyarınca kadın yararına aylık 3.000,00 TL ortak çocuk için 2.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Davacı- davalı kadın birleşen davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; birliğin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesini, aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nakasına, müvekkili yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle, birliğin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.03.2015 tarihli kararı ile, erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık aylık 300,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 15.000,00 maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 12.03.2015 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek tarafından her iki boşanma davası ile kadının tedbir nafakası davası yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 07.03.2016 tarihli kararı ile; mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadının kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle, davalı-davacı erkeğin boşanma davası reddedilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden ve özellikle de Sakarya 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2011/219 esas sayılı dosyasından davacı-davalı kadının eşine fiziksel şiddet uyguladığının anlaşıldığı, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davalı-davacı erkeğinn de dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin de davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile erkeğin davasının reddi doğru bulunmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına, tedbir nafakası davası yönünden onanmasına, bozma sebebine göre kadının boşanma davası ile boşanmanın fer'ileri yönünden yeniden karar verileceğinden bu yönlere yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemenin 26.12.2019 tarih ve 2016/375 Esas, 2019/921 Karar sayılı kararı ile her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için dava tarihi 24.08.2010 tarihinden itibaren dosyanın yeniden esas aldığı 28.04.2016 tarihine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakasının her ay davalıdan alınarak ortak çocuğa velâyeten davacı kadına ödenmesine, 28.04.2016 tarihinden itibaren bu nafakanın her ay 800,00 TL tedbir nafakası olarak devamına karar kesinleşinceye kadar bu şekilde devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren hükmedilen nafakasının aylık 1.200,00 TL ye çıkartılmasına ve iştirak nafakası olarak her ay davalıdan alınarak ortak çocuğa velâyeten davacıya ödenmesine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 15.000,00 maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
2. Karara karşı davacı-davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise her iki boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
3. Dairenin 22.12.2020 tarihli kararı ile; tarafların birliğin temelinden sarsılmasında eşit kusurlu olduğu, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulünün doğru olmadığı, hükmün bozma kapsamı dışında kalan kadın ve ortak çocuk yararına yeniden tedbir nafakasına karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına, sair yönlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamları kapsamı dışında kalarak kesinleşen boşanma, velâyet, şahsi ilişki, tedbir- yoksulluk nafakası, tedbir- iştirak nafakasına dair karar kesinleşmekle bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı davalı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesince özetle; kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; velâyet düzenlemesi, şahsi ilişki, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmanın amacına uygun karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
3.Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerince yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin Banu'dan alınıp Ahmet'e 17.000 TL vekâlet ücretininde Ahmet'ten alınıp Banu'ya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.