Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10409 E. 2023/3350 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vefat eden eşin mirasçıları tarafından, sağ kalan eş adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki ipoteğin aile konutu gerekçesiyle kaldırılması ve taşınmaza aile konutu şerhi konulması talebinin kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Eşin ölümüyle aile konutu olma vasfının ortadan kalktığı, aile konutu şerhi ve ipoteğin kaldırılması talebinde bulunma hakkının yalnızca sağ kalan eşe ait olduğu, mirasçıların bu haktan yararlanamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1892 E., 2022/1177 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/901 E., 2019/479 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince aile konutu şerhi konulması davası yönünden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ipoteğin kaldırılması davası yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; miras bırakan ... ...'ın davalı ...'ın eşi olduğunu, davalı ... adına kayıtlı ... ili ... ilçesi ... mah. ... mevkii 9001 Ada, 22 parsel nolu taşınmaz üzerine diğer davalı ... lehine 02.08.2022 tarihinde ipotek tesis edildiğini, babaları ... ...'ın 19.08.2017 tarihinde öldüğünü, veraset ilamı alındığını, mirasçılardan ...'ın mirası reddettiğini, taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını, davalı ... lehine tesis edilen ipoteğin geçersiz olduğunu, ipotek tesis edilirken miras bırakanlarının yazılı muvafakatatının alınmadan bu işlemin yapıldığını, müvekkilleri miras barıkanının davaya konu taşınmazın aile konutunun ipotek edilmesinden haberinin olmadığını bildirerek, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, bu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların dava açma husumet ehliyetlerinin bulunmadığını, taşınmazın aile konutu olduğu yönündeki iddanın eşlere tanındığını, evlilik birliği devam ederken kullanılan bir hak olduğunu, davanın husumetten reddinin gerektiğini, davalının adresinin yurtdışı olduğu ve taşınmazın aile konutu olmadığını, miras bırakan ... ...'ın kendi sağlığında bu yönde bir dava açmadığını, davacıların dava konusu taşınmazda ikamet etmediklerini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinde eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz, aile konutu olarak özgülenen malın maliki olmayan eş tapu kütüğüne konut ile ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir hükmü bulunduğu, aile konutu şerhi konulması ya da taşınmazın aile konutu olduğu gerekçesi ile ipoteğin kaldırılması talebinin sadece diğer eşe tanındığı, dava tarihi itibari ile 19.08.2017 tarihinde ... ...'ın vefat ettiği, davalı ... ile evliliğinin bu tarihte sona erdiği, sona erdiği tarihte ise dava konusu taşınmazın aile konutu olma vasfını yitirdiği, dava şartlarının dava tarihi itibari ile dikkate alındığı, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibari ile aile konutu vasfı bulunmadığından davacının aile konutu şerhi konulması davasının konusuz kaldığı, davacının aile konutu nedeni ile ipoteğin kaldırılması davasının ise bu gerekçeler ile davacının aile konutu nedeni ile ipoteğin kaldırılması davasının reddine, aile konutu şerhi konulması davası yönünden davalı ... lehine 2.275,00 TL, ipoteğin kaldırılması davası yönünden ise 52.900,00 TL vekâlet ücretine, davacıların yapmış oldukları yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taleplerinin iki ayrı talep gibi değerlendirip aile konutu şerhi talebinin davanın konusuz kalması nedeniyle maktu; ipotek fekki yönünden ise nispi olmak üzere müvekkiller aleyhine iki ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, tek talepleri olduğunu, ipotek fek talebi aile konut şerhi talebine bağlı ve onun mütemmim cüzü gibi doğal bir hukuki sonuç olarak talep edildiği, aile konut şerh talebi reddi durumunda bu talebe bağlı ipotek fek talebinin kabul görmesinin zaten olanaksız olduğu, vekâlet ücreti yönünden verilen ikinci nispi vekâlet ücreti kararının hatalı olduğunu, mahkemece ön inceleme duruşması yapmadan dosyayı tekemmül ettirip karar verdiğini, bu yönüyle kararın usul açısından hatalı olduğunu, ön inceleme duruşması yapmış olsa idi davayı bu aşamada reddetmesi gerektiğini, diğer taraftan dava devam ederken evvel müvekkiller sahibi bulundukları gayrimenkulü yeni müvekkil ... Baydaroğlu’na satıp devretmiş olmaları nedeniyle dava konusunun devri nedeniyle davaya beyanda bulunulduğunu, Mahkeme kararında bu hususa hiç yer verilmediğini ve davayı eski müvekkiller açısından karara bağladığını, davanın hak lehtarı ve takip yetkilisinin artık ... Baydaroğlu olduğunu, bu husus atlanılmak suretiyle karar verildiğini, eşlerden birine verilen hakkın, eşin ölümü halinde diğer eşe de tanınması gerektiği ve bu hakkın öncelikle korunması gerektiği, sağ iken tanınan bir hakkın ölümle birlikte diğer eş açısından kullanılması imkansız bir talep olarak kabul edilmesinin mülkiyet hakkının özüne açık bir ihlali olduğunu, dosyaya yansıyan bilgi belge ve tanık ifadeleri dava konusu gayrimenkulün aile konutu olarak kullanıldığını açıkça ortaya koyduğunu, dolayısıyla dava tarihi itibariyle usule ilişkin yapılan bir değerlendirme sebebiyle Mahkemece davanın esasının adeta incelenmediğini, verilen bu kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek reddedilen ve konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik verilen kararlar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bir taşınmazın aile konutu olması için öncelikle evli bir çift ve bu çiftin evlilik birliğini bu evde sürdürmeleri gerektiği, davacıların murisi ve davalılardan Elmas arasındaki evlilik birliği muris ... ...'ın 19.08.2017 tarihinde vefatı ile ile son bulduğu, Muris ... ... ile davalılardan Elmas'ın evlilik sırasında birlikte ortak hayatı sürdürdükleri mekan aile konutu olma özelliğini yitirdiği ve 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinde düzenlenen korumadan ve taraflar da bu madde de düzenlenen haklardan yararlanma haklarını kaybettiği, kaldı ki 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı ve 652 nci maddeleri gereği mirasçı sıfatıyla yukarıda açıklanan hakları kullanma yetkisi sağ kalan eşe ait olduğu, davacılar davalılardan Elmas'ın eşi olan muris ...'in mirasçıları olup muris ile Elmas'ın ortak çocukları olduğu, aile konutu şerhi konulması ya da taşınmazın aile konutu olduğu gerekçesi ile ipoteğin kaldırılması talebi sadece diğer eşe tanınan bir hak olduğu, davaya konu taşınmazın sağ kalan eş Elmas tarafından 22.11.1996 tarihinde satın alındığı, ipotek ise muris ...'in vefatı sonrasında reddi miras eden ortak çocuk ... tarafından davalılardan Elmas'tan alınan TC Münih Başkonsolosluğu'nda düzenlenen 28.07.2000 tarih ve 4088 sayılı vekâletname ile 02.08.2000 tarihinde yapılmış olup 23.01.2003 - 22.12.2003 ve 14.08.2008 tarihlerinde yenilenerek devam ettiği, Muris ... ise 19.08.2017 tarihinde Münih'te vefat ettiği, davalılardan Elmas ile muris arasındaki evliliğin ölümle sona erdiği, davaya konu taşınmaz da bu tarih itibariyle aile konutu olma vasfını yitirdiği, taşınmazın edinilme tarihinin de 01.01.2002 tarihinden önce (satın alma tarihi 22.11.1996) olduğunun belirlenmesine göre davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrarala usul ve kanuna aykırı kararın tüm yönlerinden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan aile konutu şerhi konulması davası ile ipoteğin kaldırılması davasında dava konusu taşınmaz üzerinde davalı ... lehine konulan ipoteğin kaldırılmasının ve taşınmaza aile konutu şerhi konulmasının gerekip gerekmediği ve davacılar aleyhine hükmedilen vekâlet ücretleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü, 240 ıncı,652 nci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.