"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne, bu yönlerden esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı davalı erkek vekili asıl dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; evlendikleri günden itibaren 3 yılı geçkin süredir davalı davacı kadının cinsel ilişkiye yanaşmadığını, davacı davalı erkeğin bu durumu anlayışla karşıladığını, tedavi için Bergama Devlet Hastanesine psikiyatriye gittiklerini ancak davalının ilaçları bir gün kullanıp bir daha hiç kullanmadığını, kendisine vajinusmus teşhisinin konulduğunu, tedaviye yanaşmadığı gibi olumlu yönde de hiçbir ilerleme olmadığını, aşırı kıskanç hal ve hareketlerde bulunduğunu, davacı davalı eşini ailesinden bile kıskandığını, ailesine saygı göstermediğini, en son bu konuda iki hafta önce taraflar arasında tartışma çıktığını ve davalının ailesinin yanına gittiğini, tarafların o tarihten beri ailelerinin yanında yaşadığını, davalının evin kilidini değiştirip bir kısım eşyaları götürdükten sonra anahtarı da ev sahibine bıraktığını iddia ederek; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı kadın vekili asıl davaya cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı davalı erkeğin cinselliğe yanaşmadığını, bu konuda kadından kaynaklanan bir sorun olmadığı gibi psikiyatriye bu sebeple gitmediğini, vajinusmus teşhisi de konulmadığını, davacı davalının kendisine sürekli şiddet ve saldırgan tavırlar gösterdiğini, hakkında koruma kararları ve zorlama hapis kararlarının ve ceza davalarının bulunduğunu, eşine sürekli yalan söylediğini, ekonomik anlamda eşine bakmadığını, düğün takılarını bozayım parasıyla sana araba alalım dediğini, ancak kendi üstüne araba satın aldığını, kadının aracı kendi üstüne alınmasını istediğinde arabayı apar topar yengesinin üstüne geçirdiğini, evin mutfak masraflarını karşılamadığını, geceleri sabahlara kadar eve gelmediği gibi nerede olduğunu da söylemediğini, müvekkilinin bu durumu sorgulamasının kıskançlık olmadığını, en son 09.08.2017 tarihinde müvekkiline uyguladığı şiddet nedeniyle ayrı yaşamaya başladıklarını belirterek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, nafaka ve tazminatlara dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her iki tarafın da cinsel ilişkinin gerçekleşmemesi nedeni ile kusurlu oldukları, davalı davacı ...'nın huzursuzluğa mahal verecek kıskanç davranışlarının olduğu, Selçuk'un ailesiyle görüşmesine izin vermediği, problem çıkardığı, diğer yandan 09.08.2017 tarihinde erkeğin kadına yönelik fiziksel şiddetinin sabit olduğu davacı davalı erkeğin davalı davacı kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin maddî ve manevî tazminat isteminin ayrı ayrı reddine, kadın yararına 4.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata, aylık 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tazminat taleplerinin reddi, kadının birleşen davasının kabulü, kadın lehine hükmedilen tazminat ve nafakalar ile kusur belirlemesi yönlerinden kararı istinaf etmiştir.
2. Davalı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; lehine hükmedilen tazminat ve nafaka miktarları, kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, tazminat ve nafakalara faiz talebi hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmaması yönlerinden kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı davalı erkeğin kabul edilen ve gerçekleşen kusurları yanında işte olmadığı ve eve gelmediği zamanlarda nerede olduğu konusunda eşine bilgi vermeyip bu konuda onu habersiz bıraktığı, erkeğin bu davranışları karşısında kadının eşini arayıp sorması, nerede olduğunu öğrenmeye çalışmasının kıskançlık olarak değil eşini merak etme olarak kabul edilmesi gerektiği, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, işte olmadığı ve eve gelmediği zamanlarda nerede olduğu konusunda eşine bilgi vermeyip bu konuda onu habersiz bıraktığı, buna karşılık kadının da erkeğin ailesi ve akrabaları ile görüşmesini istemediği, tarafların cinsel ilişkinin gerçekleşmesi konusunda yeterince çaba göstermedikleri, boşanmaya neden olan olaylarda, davacı- davalı erkeğin, davalı-davacı kadına oranla yine de daha fazla kusurlu olduğunun kabulünde bir yanlışlık görülmediği, boşanma davası açmakla ayrı yaşamaya hak kazanan, düzenli işi ve geliri olmayan, kusuru daha ağır olmayan kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde yine kusuru eşit ve daha ağır olmayan, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ne var ki kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve tazminat miktarının hakkaniyete uygun olmayıp, miktarının düşük olduğu, kadının nafaka ve tazminatlara dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması talebi hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmamasının da hatalı olduğu gerekçesi ile; davalı-davacı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası miktarları, nafaka ve tazminatlara faiz talebi hakkında karar verilmemesi yönünden hüküm ve gerekçenin yukarıda belirtilen şekilde düzeltilmesine, yeniden bu konularda esas hakkında hüküm kurulmasına kadının sair, erkeğin tüm istinaf itirazlarının esastan reddine, kadın yararına 20.000,00 TL manevî, 25.000,00 TL maddî tazminatın hükmün boşanma yönünden kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile, birlikte erkekten tahsili ile kadına ödenmesine, kadın yararına aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, mahkemece 27.06.2019 tarihli ara karar ile hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 26.12.2019 tarihinden itibaren aylık 350,00 TL'ye çıkarılmasına, tedbir nafakasına hükmedildiği tarihten geçerli olmak ve takip eden ayların nafakalarına da muaccel hale geldikleri tarihten geçerli olmak üzere yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosya kapsamında yer alan delillere göre davacı davalı erkeğe de cinsel birlikteliğin gerçekleşmemesi nedeni ile kusur yüklenmesinin hatalı olduğu, şiddet olayı sonrası birlikte yaşamın devam ettiğini erkeğe şiddet vakıasının kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, kadına isnat edilen kusurların ise ispatlandığı halde yüklenmemiş olmasının doğru olmadığı, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatların fahiş ve karşı tarafın zenginleşmesine neden olacak boyutta olduğu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.