Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10446 E. 2023/2954 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve erkeğe tazminat ödenip ödenmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin de evlilik birliğinin sarsılmasında kusurlu davranışlarının bulunduğu, tarafların eşit kusurlu olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davalı kadını ağır kusurlu bulup erkeğe tazminata hükmeden kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/740 E., 2022/1402 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 18. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/977 E., 2021/112 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 06.06.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı ... ... ve vekili Av. ... ile karşı taraf davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar evlendikten sonra davalının kıskançlık krizleri, tutarsız davranışları, öfke kontrolü sorunlarının başladığını, müvekkilinin uzun süre sabrettiğini, her konuda eşine destek olduğunu, davalının müvekkilin çalışma hayatında çevresinde kadın çalışan olmamasını istediğini, müvekkilini küçük düşürdüğünü, kavgalar çıkararak müvekkiline sözel ve psikolojik şiddet uyguladığını, davalının ağır söz ve hakaretlerle müvekkilinin annesi ile kız kardeşini istemediğini söylediğini, bu olaydan sonra davalının evi terk edip ailesinin evine gittiğini, daha sonra müşterek konuta dönerek uzaklaştırma kararı aldırdığını, bu süreç devam ederken davalının annesi ve dayısı ile bir iş kurmak istediğini, müvekkiline "sen bana karışamazsın, senden yardım isteyen yok, ben istediğimi yaparım" dediğini, davalının müvekkilini tehdit ettiğini, müvekkilinin arkasından "şerefsiz" dediğini, müvekkilin evlilik içinde sürekli psikolojik ve sözel şiddete maruz kaldığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığını, evliliğin birliğinin sarsılmasında davacı erkeğin kusurlu olduğunu, müvekkilinin davacının babasının şirketinde çalıştığını ve şirketin imzaya yetkili tek kişisi olduğunu, tarafların her gün şirkete gidip geldiğini, davacının ve ailesinin müvekkilinin çalışmasını istemediğini, sürekli olarak davacının ailesi ile birlikte olduklarını, hatta bir ara evlerine sadece yatmak için gittiklerini, karı koca ilişkisi devam ederken davacının müvekkilini kandırarak müvekkilinin üzerinde olan şirketi devir ettirdiğini, tarafların birlikte çalışarak evlilik birliği içinde aldıkları taşınmazları gizlice sattığını ve bunların hemen arkasından evi terk ettiğini, müvekkilinin eşinin eve dönmesini beklerken davacının evin elektriğini, suyunu, internetini , telefonunu kestirdiğini belirterek davanın reddine, müşterek konutun ortak konut olarak özgülenmesine, boşanma kararı verilmesi durumunda müvekkili lehine 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı kadının eşini küçük düşürdüğü, hakaret ettiği ve aşırı kıskançlık göstererek güvenmediği, eşe karşı duygusal şiddet niteliğinde ve evlilik birliğini temelinden sarsan kusurlu davranışlar gerçekleştirdiği, boşanmaya yol açan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, erkek lehine 8.000,00 TL maddî ve 8.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine nafaka ve tazminatlara hükmedilmemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen vakıaların sabit olduğu, nafaka dosyası dikkate alınarak erkeğin evi terk ettiğinin sabit olduğu gerekçesiyle kadının kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, kadının ağır kusurlu, erkeğin ise az kusurlu olduğunun tespitine, kadın tarafından 12.12.2017 tarihinde açılan tedbir nafakasına ilişkin ... Anadolu 17.Aile Mahkemesinin 2017/1000 Esas, 2018/849 Karar sayılı kararı ile kadın lehine dava tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, 24.05.2021 tarihinde kararın kesinleştiği, mevcut nafaka nedeniyle eldeki dosyada davalı kadının cevap dilekçesinde nafaka talebinde bulunmadığı da dikkate alındığında kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle kadının lehine nafakaya hükmedilmemesine yönelik istinaf talebinin reddine, diğer istinaf itirazları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararında isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle kadının diğer, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurlu olmadığını, erkeğin başka kusurlarının da olduğunu ve evlilik birliğinin sarsılmasında tam kusurlu olduğunu, davanın kabulüne ve müvekkili aleyhine tazminatlara karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek davanın kabulü, kusur belirlemesi ve erkek lehine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı görülen boşanma davasında kadının kusurlu olup olmadığı, erkeğe isnat edilen kusurların ispat edilip edilmediği, erkek lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı kadının aşağıdaki pragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesince taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında, davacı erkeğin evin elektrik ve suyunu kapattırdığı, birlik görevlerinden kaçındığı anlaşılmaktadır. O halde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Hal böyle iken davalı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

3. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata karar verilemez. Davacı erkek yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında düzenlenen maddî ve manevî tazminata hükmedilme koşulları oluşmamıştır. O halde davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden davalı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.