Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10459 E. 2023/858 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen tazminat, nafaka miktarlarının ve ziynet alacağının reddinin hakkaniyete uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının ile ziynet alacağının reddine ilişkin kararın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1939 E., 2022/1921 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekilleri Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 14.09.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/686 E., 2022/588 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkek tarafından 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi gereğince açılan davanın reddine, kadının davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının ziynet eşyalarının iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 29.10.2020 tarihinde sözlü tartıştıklarını, tartışma sonrası davalı kadının hiç bir haklı sebep olmaksızın müşterek konutu terk ettiğini, müvekkilinin ve ailesinin davalı kadının eve dönmesi için iletişim kurmaya çalıştıklarını ancak davalı ve ailesinin aşağılayıcı ve rencide edici tutumu ile karşılaştıklarını, davalı kadının eve dönmek için ev ve bir araba alınmasını şart koştuğunu, davalı kadının evi terk ettiği 11 aylık süreçte müşterek çocukların ve evin tüm ihtiyaçlarının müvekkil tarafından karşılandığını, 4721 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesi gereğince tarafların terk nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini, müşterek çocukların velâyetinin müvekkile verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir, 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkilin evi terk etmediğini tam aksine davacının müvekkili evden kovduğunu, davacının kök ailesine olan yakınlığı nedeniyle kendi ailesiyle ilgilenmediğini, evlilik birliği içerisinde alınan bir ev ve arabayı abisinin üzerine yaptığını, ileride boşanacağı düşüncesi ile hareket ederek adeta ailesinden mal kaçırma saikiyle hareket ettiğini, müvekkilin ev ve arabayı kendi üstüne yapılması bir talebinin olmadığını, gelecekte çocukların teminatı ve ailesinin ihtiyacı için davacının kendi üzerine yapmasını istediğini, davacının müvekkile karşı duygusal ve sosyal şiddet uyguladığını, müvekkili hep küçük görüp ailesi ve evi için yapacağı şeyleri eşi yerine kendi kök ailesi ile özellikle her şeyini abisi ile paylaşıp kararlar aldığını, davacı kocanın müvekkilin üzerine yürüdüğünü, müvekkilin annesine hakaret ettiğini, müvekkilin çalışıp kendi parasını kazanmasına izin vermediğini, müşterek çocuklarla görüşmesine izin vermediğini iddia ederek davanın reddini istemiş, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince açtığı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkil lehine 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkile ait ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL'sinin yasal faizi ile birlikte davacıdan alınarak müvekkile verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı ıslah dilekçesi ile ziynetleri ıslah ederek değerini 120.785,00 TL'ye çıkarmış ve ıslah harcını yatırmıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkeğin fiziksel şiddeti ve evden kovması üzerine kadının evi terk etmek zorunda kaldığı, evi terk etmek zorunda kaldığı için davacı-karşı davalı erkeğin terk hukuki nedenine dayalı olarak boşanma davası açamayacağı, davacı-karşı davalı erkeğin; kadının üzerine yürüdüğü, eşinin ailesine hakaret ettiği, eşinin çalışmasına izin vermediği, evlilik birliği içerisinde edinilen arabayı abisinin üzerine tescil ettirdiği, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, eşini evden kovduğu ve müşterek konutun kilidini değiştirdiği tüm bu nedenlerle taraflar arasındaki evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenilmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığı, meydana gelen geçimsizlikte davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına, müşterek çocuklardan Samet Can'ın velâyetinin anneye verilmesine, velâyet hakkı anneye verilen müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, Samet için 500,00 TL tedbir, 500,00 TL iştirak nafakasına, davalı-karşı davacı kadının çalışıyor olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine, ziynet eşyalarına ilişkin talebinin reddine, kadın lehine 30.000,00 TL maddî, 28.000,00 TL manevî tazminata, davacı-karşı davalı erkeğin terk hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı erkek istinaf başvuru dilekçesinde özetle; terk nedenli davalarının reddinin hatalı olduğunu, kadının istinaf sebeplerinin tümüyle reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.

2. Davalı-karşı davacı kadın istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını tazminat miktarları, çocuk için hükmedilen nafaka miktarları, yoksulluk nafakasının reddi, ziynetlerin reddi yönünden istinaf ettiği görülmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin, erke dayalı davası yönünden maddî hukukun uygulanmasında hata edilmediği, kadının evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülüklerden kaçınmak için değil erkek tarafından şiddet görmesi ve kovulması nedeniyle ayrıldığı, 4271 sayılı Kanun'un 164 üncü maddesindeki şartların gerçekleşmediğinden İlk Derece Mahkemesinin erkeğin boşanma davasının reddinin isabetli olduğu, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasında kusurlu vakıaların doğru olarak tespit ettiği, buna bağlı olarak kusur derecesini tayinde hata yapılmadığı, erkeğin tam kusurlu davranışları ile evlilik birliğini temelden sarsıldığı ve kadın için çekilmez hale geldiği, doğru olarak nitelendirildiği, kadının yoksulluk nafakası talebinin, çalıştığı için erkek ile kazançları birbirine yakın olduğu ancak davacı kocanın yanında iki çocuğun bakım yükümlülüğü olduğu, kadın eşin yanındaki çocuğa nafaka ödediği için kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin ve kadın lehine hükmedilen tazminatların kabulü ve miktarının isabetli olduğu , davalı-karşı davacı kadının, ziynetlerin varlığı ve davalı eşte kaldığını ispat edemediği bu yüzden de reddine karar verildiği İlk Derece Mahkemesinin kararında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı kadının temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğunu, kusurlarına göre tazminat miktarlarının çok az olduğunu, çocuk için hükmedilen nafaka miktarları, yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğunu ve ziynetlerin reddinin hukuka uygun olmadığını beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı ve ziynet alacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 164 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi vd., 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.