"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı asıl tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı asıl tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin şizofren teşhisi ile tedavi gördüğünü, çoğu zaman tedavisinden kaçındığı için hastalığının ilerlediğini, sürekli hakaret ettiğini, bir kaç kez intihar girişiminde bulunduğunu, birlik görevlerinden kaçındığını, müşterek çocuklara sürekli bağırdığını, yersiz şekilde sadakatsizlikle suçladığını iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 165 inci maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 04.10.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, küçük düşürdüğünü, birden çok kez intihar girişiminde bulunduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ailesinin etkisinde kaldığını, aldığı engelli aylığını kök ailesine verdiğini, çocuklara sürekli bağırdığını ve yersiz sadakatsizlikle suçladığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ettiği görülmüştür.
II. CEVAP
1.Davalı erkek 13.08.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının erkeğin tedavisinde yardımcı olmadığını, ilaçlarını aksattığını, sürekli evi terk ettiğini, maaş ve bakım parasının kadının elinde olduğu için eve bakmadığını iddia edemeyeceğini, sürekli hakaret ettiğini, herkesin içinde deli dediğini, eş olarak görmediğini ve saygı duymadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı asıl 04.10.2021 tarihli ıslah talebine karşı cevap dilekçesinde özetle; ıslahın haksız ve kötü niyetli olduğu, yargılamanın bu zamana kadar akıl hastası hastalığı iddiası ile yürüttüğü ve tüm tanıkların bu doğrultuda dinlendiği, delillerin toplandığı, dosya içerisine alınan raporu kabul etmese de sağlık raporunda akıl hastalığının olmadığının belirtildiği, bu rapor doğrultusunda davacının davasının reddedileceğini anladığı için kötü niyetli olarak ıslah talebinde bulunduğundan ıslah talebinin ve davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin hastalığın atak döneminde fiziksel şiddet uyguladığı, hastalığın etkisiyle kadından şüphe duyduğu, iftira attığı, argo kelimeler kullandığı, düzenli bir işi olmadığı, eline para geçtiğinde de bu parayı kendi kök ailesine verdiği, kadına psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığı, evlilik birliği içinde intihara teşebbüs ettiği, kadını evden kovduğu, sürekli aşağıladığı, kadının da erkeğe verilen ilaçları düzenli kullanması konusunda destek olmadığı, hastalığının atak dönemlerinde müşterek konuttan ayrıldığı, kök ailesinin erkeğe karşı olan "delisin sen" şeklindeki söylemlerine sessiz kaldığı, belirlenen kusurlara göre erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirmesinin hatalı olduğu, kendisine yüklenilen kusurların var olduğu iddia edildiği tarihte vesayet altında olduğu dolayısıyla fiillerinin iradi olmadığı bu nedenle kusur olarak yüklenilemeyeceği, kendisinin engelli aylığı aldığı bu nedenle tazminat ve nafaka ile sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin fiziksel şiddet uyguladığı, eşinden şüphe duyduğu, eşine iftira attığı, argo kelimeler kullandığı, eline geçen parayı ailesine verdiği, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığı, intihara teşebbüs ettiği, eşini evden kovduğu bu davranışları ile tam kusurlu olduğu kusur belirlemesinin, buna bağlı olarak kusurun derecesi, tazminat ve nafaka şartları ile miktarlarının dosya kapsamına, usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalara yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı asıl temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirmesinin hatalı olduğu, kendisine yüklenilen kusurların var olduğu iddia edildiği tarihte vesayet altında olduğu dolayısıyla fiillerinin iradi olmadığı bu nedenle kusur olarak yüklenilemeyeceği, kendisinin engelli aylığı aldığı bu nedenle tazminat ve nafaka ile sorumlu tutulamayacağını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte ve davalıdan kaynaklı bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davalının kısıtlı olduğu döneme ait eylemleri nedeniyle kusurlu sayılıp sayılamayacağı, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesi ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.