"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/727 E., 2022/323 K.
DAVA TARİHİ : 17.09.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Muş 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/739 E., 2021/529 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma ve ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre ziynet alacağı davasında reddedilen ve temyize konu edilen toplam miktar 61.963,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.094,06 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı kadın vekilinin reddedilen ziynet alacağı yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı kadın vekilinin boşanma davasının ferileri yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, psikolojik baskı yaptığını, kıskanç davranışlar gösterdiğini, sürekli olarak küfür ve hakaret ettiğini, ilgisiz olduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini ve her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının asılsız olduğunu, davacı kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, sürekli olarak müvekkiline, müvekkilinin anne, baba ve kardeşlerine küfür ve hakaret ettiğini, ölümle tehdit ettiğini, müvekkilinin ailesinin ortak haneye gelemediğini, davacı kadının müvekkilinin canına dahi kastettiğini, sürekli evi terk ettiğini iddia ederek, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadının davalı erkeğe ve erkeğin ailesine yönelik olarak ölümle tehdit, küfür, hakaret içerir mesaj attığı, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, davalı erkeğin ise davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı gerekçesi ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı kadının daha fazla kusurlu olduğu belirtilerek, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocukları Elif Ahsen ve Mert Emir'in velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 300'er TL tedbir, 600,00'er TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, davacı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, tazminat taleplerinin haksız olarak reddedildiği, davalı erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığına ilişkin ceza dosyası ve raporlar bulunduğu, müvekkilinin kusura esas yazışmaları kabul etmediğini, davalı tarafın müvekkilini küfür ve hakaret ettiğini, kıskanç, ilgisiz, sorumsuz biri olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadının eşine karşı kasten yaralama eyleminin meşru müdafa kapsamında gerçekleştiği, bu nedenle davacı kadına eşine karşı fiziksel şiddet uygulama kusurunun yüklenemeyeceği, davacı kadına yüklenen diğer kusurlu davranışların ise sabit olduğu, davalı erkeğin ise dosyada bulunan adli raporlar ve ceza dosyalarına göre eşine 19.06.2015, 04.08.2017 ve 31.01.2020 tarihinde fiziksel şiddet uyguladığı, davacının annesine hakaret ettiği gerekçesi ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilerek, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, davacı kadının sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçelerinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı, reddedilen tazminat talepleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi, iştirak ile yoksulluk nafakasının miktarı, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü, 175 inci ve 182 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davasına ilişkin temyizi yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davacı kadın vekilinin boşanmanın fer'î taleplerine ilişkin temyiz başvurusuru yönünden temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.