Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10650 E. 2023/1860 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin sarsılma nedeni ve kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin şiddet, hakaret, tehdit, düzenli bir işte çalışmaması ve cinsel taciz suçu gibi eylemlerinin evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verdiği ve davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gözetilerek, boşanma, velayet, nafaka ve tazminat konularında verilen yerel mahkeme kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması ve davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddiyle karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı erkek tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin eş ve çocuklarına sürekli şiddet uyguladığını, sürekli hakaret ettiğini, eş ve çocuklarını sürekli tehdit ettiğini düzenli bir işte çalışmadığını, evinin ve ailesinin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, birçok kez suç işleyerek mahkumiyet alıp ceza evinde yattığını, 2017 yılı başlarında kızına cinsel taciz iddiasıyla tutuklandığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, cinsel taciz iddiası konusunda iftira attığını, bundan dolayı kadının boşanma ve fer'îlerine ilişkin taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 18.10.2018 tarih ve 2017/1036 Esas ve 2018/855 Karar sayılı kararı ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir nafakası, 200,00 TL iştirak nafakası, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ile kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 09.04.2019 tarih ve 2019/358 Esas ve 2019/365 Karar sayılı kararı ile davalı erkek tarafından sadakat yükümlülüğünü ihlal vakıasına dayanıldığı, bu iddiasını ispat amacıyla delil olarak dava dosyası gösterildiği, buna ilişkin Silifke 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/233 Esas sayılı dosyası ile 09.08.2018 tarihinde nesebin reddi davası açtığı, dava dilekçesinin davalı ...'a tebliğ edildiği, dosyanın henüz derdest olup yargılamanın devam ettiği, İlk Derece Mahkemesince her ne kadar davalının, nesebin reddine ilişkin davasını değerlendirmeden yargılamaya devam ediymiş ise de; nesep ilişkisinin kamu düzenini ilgilendirmesi nedeni ile davalı tarafından açılan davanın sonucu beklenmeden esasa girilerek hüküm verilmiş olmasının hatalı olduğu, İlk Derece Mahkemesince davalı tarafından açılan nesebin reddi davasının sonucunun beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; davalı erkeğin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının, davacı kadına ve ortak çocuklara şiddet uyguladığı, küfür ve hakaret ettiği, düzenli çalışıp evine ve çocuklara bakmadığı, sık sık suç işleyip ceza evine girdiği, davacı kadın ve ortak çocukları ölümle tehdit ettiği, Silifke Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/263 Esas, 2017/332 Karar sayılı dosyasında, davalı erkeğin, ortak çocuk ...'yi taciz ettiği, bu suç nedeniyle davalı hakkında 23 Yıl, 27 Ay, 22 gün hapis cezası verildiği, kararın Yargıtay tarafından onandığı ve kararın kesinleştiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuklar ..., ..., ...'in velâyetlerinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak, ..., ... ve ... yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir nafakası ve 200,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğundan 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek; kendisine iftira atıldığını belirterek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 26.12.1994 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden 5 tane çocukları olduğu, davalı erkeğin halen Silifke M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olduğu, davalı erkeğin Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/158 Esas sayılı soybağının reddi davası ile davalı erkeğin Silifke 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/233 Esas sayılı babalık davası hakkında davaların açılmamış sayılmasına karar verildiği, dava dilekçesinin davalı erkeğe tebliği sırasında cezaevinde tutuklu olduğu, ancak, dava dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiği, bu nedenle cevabının süresinde yapıldığının kabul edilmesi gerektiği, ancak davalının cevap dilekçesinde tek delil olarak DNA testine dayandığı, başkaca da delile dayanmadığı, erkeğin açtığı nesebin reddi ve babalık davaları hakkında da açılmamış sayılmasına karar verilerek kesinleştiği, bu nedenle kadının kusurunun ispat edilemediği, geçimsizliğe sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, evliliğin devamında taraflar ve çocuklar açısından her hangi bir yarar kalmadığı, davanın kabulünün doğru olduğu, ayrılık döneminde çocukların anneyle yaşamaları, davalının cezaevinde bulunması karşısında velâyetin anneye verilmesinin doğru olduğu, davalının çocukların giderlerine katılma yükümlülüğü karşısında çocuklar için tedbir ve iştirak nafakası verilmesi ve miktarının doğru olduğu, erkeğe verilen kusurlar ve tarafların ekonomik durumu göz önüne alındığında kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi ve miktarının doğru olduğu, erkeğin cevap dilekçesinde tazminat talebinin olmaması ve ayrıca ilk kararı da tazminat yönünden istinaf etmemesi karşısında erkek yararına maddî ve manevî tazminat yönünden hüküm kurulmamasının doğru olduğu gerekçesiyle davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek; kendisine iftira atıldığını belirterek; hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat verilmesi koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesinin ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların dosya kapsamına, hakkaniyete ve çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.