Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10668 E. 2023/3389 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ziynet ve eşya alacağı davasında, ziynetlerin davalı erkek tarafından iade edilip edilmediği, davacı kadının güncel değer üzerinden bedel talebini içeren dilekçesinin ıslah niteliğinde olup olmadığı ve davanın reddinin isabetli olup olmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, ziynetlerin davalı tarafından bozdurulduğu iddiasını ispatlayamaması, tanık beyanlarının duyuma dayalı olması ve güncel değer talebini içeren dilekçenin usulüne uygun bir ıslah olarak kabul edilememesi gözetilerek, yerel mahkemenin ziynet alacağı talebinin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2289 E., 2022/1802 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/181 E., 2022/381 K.

Taraflar arasındaki ziynet ve eşya alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle eşya alacağı taleplerinin kısmen kabulüne, ziynet alacağı taleplerinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların evlenirken noterde menkul mal hibe sözleşmesi adı altında sözleşmede yazılı altınların ve eşyaların davacıya hibe edildiğini, ancak teslim edilmediğini, erkek ve ailesi tarafından zorla elinden alındığını, eşyaların müşterek konutta kaldığını, altınların ve eşyaların öncelikle aynen, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddialarının gerçeği yansıtmadığını, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının sık sık evi terk etme alışkanlığının olduğu kusur olarak kadına yüklenildiği, bu sık sık gidişlerinde altınları yanında götürdüğü, taşınabilir eşya olan altınların davacı tarafından Yargıtay içtihatları gereği götürülmüş sayıldığını, davacının iddiasını ispat edemediğini, davacının müşterek konutu terk ettiğini, eşyaları teslim almak istemediğini, açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay Büyük Hukuk Genel Kurulu’nun 02.12.1959 tarih ve 14/30 sayılı içtihadı birleştime kararında da belirtildiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nu evlenme sözleşmesi sırasında eşlerden birinin diğerine, bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaad edip bir süre ertelemesini yasaklamadığı, b nedenle eski hükümlere göre kurulmuş mehir senedinin Medeni Kanun tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemeyeceği, mehir sözleşmelerinin bugün de geçerli olduğunun anlaşıldığı, davaya konu mehir senedinin mihri muaccel niteliğinde olup boşanma davasının beklenmesine de gerek olmadığı, mahkemenin görevli olduğunu; tarafların evlenirken noterde sözleşme ile eşyaların altınların davacıya bağışladığına dair anlaşmaya vardıkları, sözleşmede belirtilen altınların ve diğer eşyaların alınarak davacıya teslim edildiğinin davacının beyanı ile sabit olduğu, davacının iddiasının altınların daha sonra davalı tarafından alınarak bozdurulduğu ile diğer eşyaların ise müşterek konutta kaldığı yönünde olduğu, bu aşamada ispat külfetinin davacı tarafta olduğu, davaya konu ziynet eşyalarının evlilik birliği içerisinde bozdurulduğu hususunun tanık beyanları ile ispat edilerek uyuşmazlık konusu olmaktan çıktığı, ispat yükünün yer değiştirdiği, davalının artık ziynet eşyalarının davacı tarafından iade edilmemek üzere verildiğinin ispat yükü altında olduğu , bu konuda da davalının yazılı delille altınları geri verdiğini ispat edemediği, yine tanık beyanlarından senette yazılı eşyaların davacı tarafından evden ayrılırken alınmadığının sabit olduğu eşyaların davacıya teslim edilmediği gibi alacaklı davacının temerrüde düştüğüne dair mahkeme kararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 31.08.2012 tarihli menkul mal hibe sözleşmesinde yazılı 250 gram 22 ayar altın bilezik, mondi marka oturma grubu takımı, mondi marka yatak odası takımı ve 3 adet mobilya halısının davalı tarafından aynen alınarak davacıya iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde taleple bağlı kalınarak 250 gram 22 ayar altın bilezik (250,00 TL), mondi marka oturma grubu takımı (250,00 TL), mondi marka yatak odası takımı (250,00 TL) ve 3 adet mobilya halısı (250,00 TL) bedeli olmak üzere toplam 1.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulünün hatalı olduğunu, duyumdan aktarım beyanlara itibar edilemeyeceğini, kadının sık sık evi terk ettiğini, giderken ziynetleri yanında götürdüğünü, eşyaları iadeye hazır olduğunu söylemelerine karşın almadıklarını ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; aynen iadeye ilişkin ıslah taleplerinin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek karar yararlarına kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen davacı tanık beyanlarının üçüncü kişiden duyumlarını aktardıkları, Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 2016/7669 Esas 2016/8524 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, tanığın üçüncü kişiden aktardığı beyanlarının hükme esas alınamayacağı, davacının 11.04.2022 tarihli celsede yemin deliline dayanmayacağını da belirttiği, ziynet eşyaları yönünden davanın kabulünün hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ziynetler yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

2. Davacı kadının talep ettiği eşyaların davalıda kaldığının dosya kapsamı ile sabit olduğu; kadının aynen iade talebinin olması sebebi ile davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilemeyeceği, aynen iadeye yönelik harcın yatırılmasının da ıslah anlamına gelmeyeceği, davacı tarafça usulüne uygun yapılmış bir ıslahın olmadığı, bu nedenle bedel yönünden taleple bağlı kalınarak karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı gerekçesi ile tarafların bu yöndeki istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının evden gitmesinin sebebinin boşanma sebebinde belirtildiği üzere şiddet ve sadakatsiz davranışları olduğunu, evden giderken ziynet ya da eşyalarını almadığını, tanık beyanları ile erkek tarafından ziynet eşyalarının bozdurulduğunun ispatlandığını, davalının yemin deliline dayandığı ve davacının da yemin ettiği, dava dilekçesinde terditli talepte bulunduklarını ve belirsiz alacak olarak dava açtıklarını, bilirkişi raporuna karşı beyan ve harç tamamlama işlemlerine dair verdikleri dilekçenin ıslah niteliğinde olduğunu ve aynen olmaz ise güncel değerinin verilmesi yönünde şimdilik bir miktar üzerinden dava açıldığını, bu talebin reddine karar verilir iken vekalet ücretinin harcı tamamlanan miktar üzerinden verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan ziynet ve eşya alacağı davasında, ziynetlerin erkek tarafından iade edilip edilmediği, güncel değer üzerinden bedel talebini içerir dilekçesinin ıslah niteliğinde olup olmadığı ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı, 6100 sayılı Kanun’un 176 ncı ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.