Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10680 E. 2023/1410 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur belirlemesinin ve tazminat taleplerinin yerindeliğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak verdiği kararın usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kısmen esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesi ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin, kadının erkeğe sözlü ve psikolojik şiddet uygulaması, evine bağlı olmaması, müvekkilini çocuklara etrafa kötülemesi, müvekkilinin ailesine iftiralarda bulunması, kıskanç davranması, huzursuzluk çıkarması, ağır ithamlarda bulunması, bahaneler uydurması, tutarsız davranması, evliliğin ilk yıllarında en küçük tartışmalarda evi terk etmesi, aylarca eve gelmemesi, evin ve müvekkilinin temel ihtiyaçlarını karşılamaması, hakaret ve küfür etmesi, sürekli tehdit etmesi, psikolojik şiddet uygulaması, özel hayatlarını başkaları ile paylaşması, gizlice müvekkilinin facebookuna girerek onun bayan arkadaşları ile yazışmalar yapması nedeni ile sarsıldığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, tarafına ait ev eşyalarının iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davacı-davalı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin bu aşamaya gelmesinde, kadının müşterek çocuklarla ilgilenmemesi, çalıştığını bahane ederek yemek yapmaması, sürekli surat asıp huzursuzluk çıkarması, kötü davranışlar sergilemesi, aile üyelerinin keyfini kaçırması, sürekli telefonu ile ilgilenmesi, maaşını kendi ihtiyaçları için harcaması, eşi ve çocuklarına kullanmaması, temizlik yapmaması, kendi başına hareket etmesi, paylaşımda bulunmaması, müvekkilini ve müşterek çocukları evden kovması ve sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle asıl kusurlu taraf olduğunu belirterek, esas davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müşterek çocuk ...'ın velâyetinin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 50.000,00TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, her iki tarafın da boşanmak istediği, daha önce de tarafların ayrılıp birleştikleri, erkeğin maddî konularda sürekli tartışma çıkardığı, tartışmalarında kadına aşağılayıcı sözler söylediği, evin içerisindeki mahrem konuların dışarılarda konuşulduğu hususunun ise ispat edilemediği, erkek sadakatsizlik iddiası ile birleşen dava açmış olup, erkek tanıklarının sadakatsiz davranışla ilgili görgüye dayalı bilgileri yok ise de erkeğin iddialarını destekler mahiyette erkeğin kadını görüp arkasından konuşmak için kahveden çıktığı, bir süre sonra hiddetle gelip eşini başkasının arabasına binerken gördüğü ve kim olduğunu sorduğunda o kişinin hızla oradan uzaklaştığını anlattığı, kadının kullanımında olan 0530... 20 no lu hattın görüşme dökümlerinde sık görüşme yaptığı tespit edilen 0534-...32 nolu hattın M.U'ya ait olduğu, kadın tarafından bu kişinin iş arkadaşı olduğu belirtilmiş ise de bu kadar sık görüşmenin sebebinin açıklanamadığı ve kadın tanıklarından ...'ın ...'in kendisine başka biriyle görüştüğünü söylediğini beyan etmesi karşısında kadının eyleminin güven sarsıcı eylem olduğu, bu halde kadının erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, müşterek çocuk ...'ın dava devam ederken reşit olduğu anlaşılmakla velâyet, şahsi münasebet ve iştirak nafakası taleplerinin konusuz kaldığından bu konularda karar verilmesine yer olmadığına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 8.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminata, kadının usulüne uygun açılmış davası bulunmadığından ev eşyaları konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi, erkeğin kabul edilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden istinaf etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; esas davanın kabulü, kusur belirlemesi ve tazminat miktarları yönünden istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin gerçekleşen ve kabul edilen kusurlarının yanında, kadının başkalarının yanında dedikodusunu yaptığı, kadının gerçekleşen ve kabul edilen kusurunun yanında çocuklarla yeterince ilgilenmediği, yemek yapmadığı maddî vakıaları ispat edildiği halde taraflara kusur olarak yüklenmemesi doğru görülmediği, gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi usul ve kanuna aykırı olduğu, neticede eşit kusurlu kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinde usulsüzlük görülmediği gerekçesiyle, erkeğin ve kadının kusur belirlemesi, kadının erkek lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün bu yönlerden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun tespitine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusuru olmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, sadakatsizlik vakıasının ispatlanamadığını belirterek kusur belirlemesi ile reddedilen tazminat talepleri yönünden kararı temyiz etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının temel birlikteliği içerisinde sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, evlilik birliği içerisinde yükümlülüklerini yerine getirmediği, ağır kusurlu olduğunu belirterek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, reddedilen tazminat talepleri ile miktarları yönünden kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı ile taraflar yararına tazminata hükmedilme koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.