Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10750 E. 2023/1391 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, tazminat ve nafaka miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, delil durumu ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, davalı-karşı davacı erkeğin temyiz itirazları yerinde görülmeyerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/822 E., 2022/1836 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 15.03.2019 - 18.04.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 20. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/1191 E., 2022/158 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde; davalı erkeğin başka bir kadınla beraber olmaya başladığını, eve ve çocuklara karşı maddî-manevî ilgisinin kalmadığını, son olarak evin eksiklerini talep için davalı erkeğin iş yerine gittiğinde birlikte yaşadığı kadınla beraber davalı erkeğin kendisini darp ettiğini ve tehdit ettiğini belirterek zina ve evlilik birliğini sarsılması sebeplerine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, ortak çocuk lehine aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi lehine aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2. Ön inceleme duruşmasında davacı-karşı davalı kadın vekili; zinaya dayalı boşanma taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde; aleyhe iddiaların doğru olmadığını, davacı-karşı davalı kadının sosyal bir hayatının bulunmadığını, müvekkiline karşı ilgisiz olduğunu, yaşanan sorunlar sebebiyle müvekkilinin başka bir kadınla beraberlik kurduğunu, kadının müvekkiline tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velâyetin babaya bırakılmasına ve müvekkili lehine yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ve 2019/291 Esas ve 2020/496 Karar sayılı kararı ile tarafları 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 13.10.2022 tarihli ve 2020/1011 Esas ve 2020/1629 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin boşanmanın mali sonuçları ve gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığı, bu durumda anlaşmalı boşanma davasının çekişmeli boşanma olarak görülmesi gerektiği, açıklanan sebeple İlk Derece Mahkemesince taraflarca bildirilen delillerin toplanıp 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası çerçevesinde değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin tanıma senedi ile evlilik dışı dünyaya gelen 28.05.2019 doğumlu ...’yı işbu davadan sonra tanıdığı, erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadını küçümsediği, bir yere gitme konusunda onu kısıtladığı, kadına şiddet uyguladığı, kadına ve çocuklarına maddî destek sağlamadığı belirtilerek kadının kusursuz, davalı-karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin karşı davasının ve tazminat taleplerinin reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası ile kadının düzenli ve sürekli bir geliri bulunmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, hükmün kesinleşmesinden itibaren yasal faiziyle birlikte kadın yararın 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin sadakatsiz olduğunu, tazminat miktarları ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının az olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, tazminat miktarları ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kadının davasının reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin davasının kabul edilmesi gerektiğini, kadının tazminat taleplerinin kabul edilmesinin doğru olmadığını, kadının çocuk bakıcılığı yaptığını, ancak bu durumun resmî olmadığını, nafaka miktarlarının fazla olduğunu belirterek; kadının davasının kabulü, erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin başka bir kadınla beraberliği ispatlanmış olduğundan, erkeğin kusurunun güven sarsıcı davranış değil, sadakatsizlik olduğu belirtilerek kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, evli kalınan süre, çocuğun yaşı ve ihtiyaç durumu dikkate alındığında tazminat miktarları ile iştirak ve yoksulluk nafakalarının az olduğu gerekçesiyle kadının bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile ortak çocuk ... yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına hükmün kesinleşmesinden itibaren yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; kadının sair istinaf talepleriyle erkeğin tüm istinaf talepleri reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulünün hatalı olduğunu, müvekkilinin istinaf başvurusunun reddi kararının hatalı olduğunu, kusur belirlemesinin doğru olmadığını, ayrıca tazminatların ve nafakaların Bölge Adliye Mahkemesince artırılmasının doğru olmadığını, müvekkiline sadakatsizlik kusurunun yüklenmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, karşılıklı boşanma davalarının kabulü için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının mevcut olup olmadığı, ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi şartlarının mevcut olup olmadığı, tazminat ve nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.