Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10790 E. 2023/1709 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının belirlenmesi ve vekâlet ücretine hükmedilmesi hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde, boşanmaya ilişkin vakıaların ve kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarında ve vekâlet ücretinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, istinaf başvurularının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 30.06.1996 yılında evlendiklerini, müşterek bir çocuklarının olduğunu, tarafların arasındaki temel sorunun davalının alkol bağımlısı olması olduğunu, sık sigara kullandığını, müvekkil ve müşterek çocuğa karşı maddî ve manevî yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin hastalığı döneminde de ilgilenmediğini, görmezden geldiğini, müvekkiline ve müşterek çocuğa psikolojik şiddet uyguladığını ve hakaret ettiğini, sürekli borçlanmak suretiyle aileyi zor durumda bıraktığını, müvekkiline karşı sen yapamazsın beceremezsin şeklinde sözlerle müvekkilinin onurunu ve gururunu zedelediğini ve baskı oluşturduğunu, karşı davayı ve ileri sürülen iddiaları kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 150.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî tazminat ile 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, TEFE-TÜFE oranında her yıl arttırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; karşı tarafın iddialarının aksine müvekkilinin evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülüklerini her daim yerine getirdiğini, alkol bağımlısı olduğu iddialarının gerçeğe aykırı olduğu, borçlanmanın nedeninin ev eşyalarının yenilenmesi olduğunu, müvekilinin eşinin aile içi en ufak sorunu annesine anlatarak mahremiyeti ihlal ettiğini, hakaret vari sözler söylediğini, evlilik devam ederken aile konutundaki yatak odası, beyaz eşya vb. eşyaları da alarak annesinin evine götürerek evi terkettiğini, asıl davanın reddi ile karşı davalarının kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek eşin alkol bağımlısı olduğu, kadın eşe karşı sözlü ve maddî şiddet uyguladığı, ortak çocuğa karşı ilgisiz tutum sergilediği, kadının ise erkek eşe karşı sözlü şiddet uyguladığı, erkek eşin ağır kusurlu, kadın eşin az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine 8.000,00 TL maddî, 7.500,00 TL manevî tazminat ile aylık 600 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili; boşanma kararını istinaf etmediklerini, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının herhangi bir işte çalışmayan, yaşı ve sağlık durumu gereği çalışma olanağı günümüzde fazla olmayan müvekkili için çok az olduğunu, lehlerine her iki dava yönünden ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyanla, maddî ve manevî tazminat ile nafaka miktarları ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili; boşanma kararını istinaf etmediklerini, boşanmada kadın tarafın ağır kusuru bulunduğunu, sunmuş oldukları delil ve tanık beyanlarının dikkate alınmaması nedeniyle kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkili aleyhine maddî ve manevî tazminat ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yükletilmesi kararının yasal dayanaktan yoksun ve hukuka aykırı olduğunu beyanla, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat, nafaka ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları dikkate alındığında, tespit edilen boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkek eşin ağır kusurlu olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan davacı kadın lehine, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde, düzenli bir işi ve geliri bulunmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, davacı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarlarında, erkeğin karşı davası kabul edildiğinden karşı dava nedeniyle erkek lehine vekâlet ücreti hükmedilmesinde, kadının asıl davasının kabulü nedeniyle lehine tek bir vekâlet ücreti hükmedilmesinde, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı ve kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili; hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının herhangi bir işte çalışmayan, yaşı ve sağlık durumu gereği çalışma olanağı günümüzde fazla olmayan müvekkili için çok az olduğunu, lehlerine her iki dava yönünden ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî ve manevî tazminat ile nafaka miktarları ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili; boşanmada kadın tarafın ağır kusuru bulunduğunu, sunmuş oldukları delil ve tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, tanık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, müvekkili aleyhine maddî ve manevî tazminat ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yükletilmesi kararının yasal dayanaktan yoksun, usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat, nafaka ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları, erkeğin fer'i taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.