"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 13. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı-davacı erkeğin kendisine psikolojik şiddet uyguladığını, akrabaları ve ailesi ile görüştürmediğini, ölümle tehdit ettiğini, cep telefonunu kapattırarak ailesi ve arkadaşları ile iletişimini engellediğini, baskısı nedeni ile ailesi ile gizlice konuşmak zorunda kaldığını, çok cimri olduğunu, ekonomik şiddet uyguladığını, zorla porno film seyrettirdiğini, cinsel şiddet uyguladığını, beddualarda bulunduğunu, iftira attığını, ortak çocuğun psikolojisini bozduğunu, sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, evden kovduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesini, kendisi için aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, ortak çocuk için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 10.000,00 TL maddî, 90.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı-davalı kadın vekili birleşen davada, cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davalı-davacı erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, yargılamayı uzatmak, müvekkiline hiç bir şey ödememek için hukuka aykırı deliller yaratılarak zina sebebine dayanarak dava açıldığını, ... isimli kişi ile müvekkilinin zina yaptığına ilişkin hiç bir delil olmadığını, hukuka aykırı olarak kolluk kuvvetlerince delil oluşturulduğunu, ...'nin babası tarafından yönlendirilerek, kandırılarak, erkek tarafından asılsız beyanda bulunacağı bilindiği için tanık olarak gösterildiğini, ... isimli kişinin müvekkili ile işyerinde tanıştığını, müvekkilinin evine çamaşır makinesinin bozulması, evde yardım edilecek bir işin olması, en son da ...'nin doğum günü olduğu için geldiğini, erkeğin kendi lehine delil yaratmak için kolluğu arayarak asılsız ihbarda bulunduğunu, zinaya ilişkin delil yada emare bulunmadığını, müvekkilinin hiç kimseyle ilişkisi ya da irtibatı olmadığını belirterek birleşen davanın reddine karar verilmesini, müvekkil yararına 100.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
3. Davacı-davalı kadın vekili 27.09.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile müvekkili yararına aylık 1.800,00 TL yoksulluk, 50.000 TL maddî, 150.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı-davacı erkek vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, iddiaların gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin hiç bir kusurunun bulunmadığını, aksine kadının müvekkilinin üzerine yürüdüğünü, tehdit ettiğini, hakaret ettiğini, aşırı harcamalar yaptığını, evde huzursuzluk çıkardığını, fiziksel şiddet uyguladığını, yatakları ayırdığını, müvekkili hakkında küçük düşürücü beyanlarda bulunduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen davada, dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı-davacı kadının boşanma davası açıldıktan sonra ... S. İsimli şahısla ilişki yaşamaya başladığını, zina yaptığını, müvekkilinin bu olayı 2020 yılı Ağustos ayında öğrendiğini, kadının bu şahsı eve aldığını bu duruma müvekkilinin kızı ...'nin şahit olduğunu, bu nedenle kızını tehdit edip, hakaret ettiğini, kızının da durumu müvekkiline bildirmesi üzerine müvekkili tarafından kolluk kuvvetlerine ihbarda bulunulduğunu, konut dokunulmazlığını ihlal suçu kapsamına, kadının başka bir erkek ile birlikte olduğunun polis tutanakları ile tespit edildiğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 100.000 TL maddî, 100.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden erkeğin, kadına karşı, ailesinin yanına gitmesine engel olduğu, şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, ekonomik şiddet uyguladığı buna karşın erkeğin kadına yönelik isnatlarının af kapsamında kaldığı ve dinlenen tanık beyanlarında dayanılan vakıaların ispatına yönelik görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, taraflar arasında ki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, kadının davasının kabulüne karar verildiği, birleşen dava yönünden; Bayrampaşa Polis Merkezi'nin 2020/1639 sayılı olaya ilişkin evrak içeriklerinden anlaşılacağı üzere kadının aynı iş yerinde gece çalıştıktan sonra ... S. isimli arkadaşı ile 01/09/2006 doğumlu ...'nin geçmiş doğum gününü kutlamak için müşterek konuta geldikleri, doğum gününü kutladıkları, sonrasında kadının beyanlarına göre kendisi ve arkadaşının şeker hastası olması nedeniyle ve gece çalıştıkları için uyuyakaldıklarını, sonrasında polisin geldiğini, kadnın, ... isimli şahsı kendi isteği ile evine aldığını beyan ettiği, tanık olarak dinlenen ...'nin beyanlarında, 2017 yılından beri kadın ile ... isimli erkeğin ilişkilerinin devam ettiği, tehdit edilmesi nedeniyle bu durumu babasına açıklayamadığı, en son doğum günü kutlaması için ... isimli erkek ile kadının çalıştıktan sonra eve geldiği ve doğum gününü kutladıktan sonra aynı odada kaldıkları, artık durumu babasına haber vermek istediği ve babasına durumu anlatması ile eve polislerin geldiği ve polislerin 10 dakika boyunca ... isimli erkek ve kadının odadan çıkmasını beklediklerini beyan ettiği, bu kapsamda kadının ... isimli erkek ile aynı odada kaldıkları ve zina olayının mevcut sayılabilmesi için en önemli koşul cinsel ilişki varlığının karineyle kanıtlanmış olduğundan erkeğin zinaya ilişkin davasının kabulüne karar verildiği, davacı kadın lehine, tarafların tespit edilen ekonomik durumları nedeniyle ekonomik dengenin sağlanabilmesi için 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca asıl dava tarihi olan 18/07/2017 tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamı ile erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen dava yönünden tedbir nafakası talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, ağır kusurlu olduğu anlaşılan kadının yoksulluk nafakası talebi şartları oluşmadığından reddine karar verildiği, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kusurunun eşine göre eşit veya daha ağır olmadığı, erkeğin evlilik birliğinin kendi ağır kusuru olmaksızın bozulmuş olması yüzünden en azından 4721 sayılı Kanun'un 185 inci ve 186 ncı maddelerinden kaynaklanan mevcut menfaatleri zedelendiği, boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, ayrıca zina eylemi nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığı sabit olan erkek yararına, kadının eylemlerinin ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, ihlal edilen mevcut ve beklenen yararlar, tarafların evlilik süresi, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci, 51 inci maddeleri göz önünde bulundurularak, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat takdirine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadının tazminat taleplerinin ise ağır kusurlu olması sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçe ile asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velayet hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı ... kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, ağır kusurlu olan davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, davalı ... erkek yararına yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin başka bir erkek ile zina yaptığına dair hiçbir delil bulunmadığını, zina sebebine dayalı davanın koşullarının oluşmadığını, erkek tarafından dosyaya sunulan fotoğrafların hukuka aykırı delil mahiyetinde olduğunu, kaldı ki bu fotoğrafların zina eylemini ispatlar nitelikte olmadığını, tanık ...'nin beyanlarının erkeğin kendisine bir takım menfaatler temin etmesi nedeniyle yanlı ve gerçek dışı olduğunu, asli kusurlu olanın erkek olduğunu, müvekkili yararına yoksulluk nafakası ve tazminat koşulları oluştuğunu belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ile aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kadının, ailesinin yanına gitmesine engel olduğu, şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, ekonomik şiddet uyguladığı, tehdit ettiği vakıalarının erkeğin istinafa başvurmaması nedeniyle kesinleştiği, kadına yüklenen zina eyleminin de sabit olduğu, ancak kadın ağır, erkek az kusurlu şeklindeki kusur belirlemesinin hatalı olduğu, geçimsizliğe yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, tarafların kusur durumu nazara alındığında davalı-davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminatın koşullarının oluşmadığı, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında kadının, tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin yerinde olmadığı, davalı-davacı kadının dava dilekçesinde açıkça yoksulluk nafakası talebinde bulunmadığı, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra ibraz ettiği ıslah dilekçesi ile yoksulluk nafakası talebinde bulunduğu, davalı-davacı erkeğin, kadının yoksulluk nafakası talebine açık muvafakatinin olmadığı, bu kapsamda süreden sonra talep edilen yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davacı-davalı kadının kusur belirlemesine ilişkin istinaf talebinin kabulü ile tarafların eşit kusurlu olduklarının tespitine, davalı-davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğunu, tarafların eşit kusurlu olduğu şeklindeki kabulün usul ve yasaya aykırı olduğunu, asıl kusurun davalı-davacı erkekte olduğunu, müvekkilinin zina yaptığına ilişkin dosyada delil bulunmadığını, mahkemece hukuk kuralarının yanlış uygulandığını ve delillerin takdirinde hata yapıldığını belirterek, erkeğin davasın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğunu, zina yapan kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ağır kusurlu olduğunu, zina olgusunun sunmuş olduğu delillerle ispatlandığını, bu eylemi nedeni ile müvekkilinin manevî buhrana düştüğünü, ağır kusurlu kadın aleyhine verilen tazminatların kaldırılmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, yoksulluk nafakasına ilişkin kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadının istinaf başvurusunun da süresinde olmadığını belirterek, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hususunda ret yerine karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı-davacı erkeğin zinaya dayalı boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadının zinasının ispatlanıp ispatlanmadığı evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi ile erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığı kararı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 161 inci, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü maddesi, 176 ncı ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.