Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10823 E. 2023/1530 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davalı erkeğin istinaf başvurusunda sınırlama yapmamasına rağmen, mahkemenin 166. maddeye dayalı boşanma hükmünü kesinleşmiş kabul ederek zina sebebiyle boşanma talebi hakkında karar vermemesinin ve diğer istinaf taleplerini incelememesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin istinaf dilekçesinde boşanma kararı da dahil olmak üzere hükmün tamamının kaldırılmasını talep etmesi ve herhangi bir sınırlama yapmaması nedeniyle, 166. maddeye dayalı boşanma hükmünün kesinleşmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesince davalının tüm istinaf sebeplerinin incelenerek hükme bağlanması gerekirken, hatalı istinaf sınırlaması sonucu eksik incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2102 E., 2022/2919 K.

DAVA TARİHİ : 15.01.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun kısman kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/29 E., 2022/272 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin davalı erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci, 162 inci ve 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, boşanmanın fer'î taleplerinin de mesnetsiz olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile zina nedeni ile boşanmaya karar verilebilmesi davanın kanun maddesinde düzenlenen 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiği, bunun yanında zinanın temel koşulu olan cinsel birlikteliğin ispat olunması gerektiği, davalı erkeğin 2019 yılı ve 2020 yılı Ocak ayında başka kadınlarla konaklama yaptığına ilişkin kayıtların mevcut olduğu, lakin boşanma dava tarihi itibariyle 6 aylık hak düşürücü sürenin dolduğu, dinlenen tanıklar davalının halen başka bir kadın ile yaşadığını beyan etmiş ise de bu hususta görgüye dayalı bilgileri olmadığı, anlatımlarının zaman ve mekan kavramı içermeyen davacıdan duyulan, aktarıma dayalı beyanlar olduğu anlaşılmakla davacının zina nedenli boşanma talebinin reddine karar verildiği, dinlenen tanık beyanlarından ve toplanan tüm delillerden davalı erkeğin, davacı eşin hayatına kast ettiği, intihara teşvik ettiği, vücut bütünlüğüne saldırdığı, sağlığını olumsuz etkileyecek şekilde saldırıda bulunduğu, onur kırıcı davranışlarda bulunduğu yahut toplumun değerleriyle bağdaşmayacak, ahlak, şeref ve namus kavramlarından uzak şekilde haysiyetsiz hayat sürdürdüğü kanaatine varılamadığı, buna karşın davalı erkeğin başka kadınlarla aynı otelde konaklama yapmak suretiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, evinin ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, bu sebeple kadının hasta bakıcılığı yaptığı, evdeki eksiklerin ve davacının telefon faturasının kadının babası tarafından karşılandığı, davalı erkeğin eşinin kişisel ihtiyaçlarını karşılamaması sebebiyle kadının kayınvalidesinin eski kıyafetlerini giymek durumunda kaldığı, sıklıkla alkol kullandığı ve kazancını alkole harcadığı, son olarak başka bir kadına "ben evi tuttum sen, gel sen bir de kadın gözüyle gör" içerikli mesajlar attığı, bunun akabinde kısa bir süre sonra evi terk ettiği sabit görülerek evlilik birliğinin davalı erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 inci maddelerine dayalı davalarının reddine, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir, 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı erkeğin zina eyleminin sabit olduğunu, öğrenme tarihi itibari ile 6 aylık hak düşürücü sürenin dolmadığını, Mahkemenin zina sebebine dayalı olarak hüküm kurması gerektiğini, nafaka ve tazminatların çok düşük takdir edildiğini belirterek, zina sebebine dayalı davasının reddi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafça maddî zarara ilişkin delil ibraz edilmediğini, maddî tazminatın da fahiş hükmedildiğini, manevî zararın da fahiş hükmedildiğini, ölçüsüz şekilde pozitif ayrımcılık yapıldığını, kararın hukuka genel hukuk prensiplerine bağdaşmadığını, hakkaniyetten uzak olduğunu belirterek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin en son 28.10.2020-29.10.2020 tarihleri arasında başka kadınlarla otelde konakladığı, bu durumda, zina için öngörülen altı aylık sürenin son eylem tarihi olan 28.10.2020 tarihinden başlayacağı, zina hukuki sebebine dayanan boşanma davasının kabulü koşullarının oluştuğu, ancak, İlk Derece Mahkemesince davacının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, davanın terditli açılan bir dava olmayıp, 166 ncı maddeye dayalı boşanma hükmünün taraflarca istinaf edilmemesi nedeni ile kesinleştiği ve taraflar arasındaki evlilik birliğinin bu kesinleşme nedeni ile sona erdiği, bu nedenle davacı kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerektiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, diğer yönlere ilişkin dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen ve istinaf konusu edilmekle birlikte reddedilen konularla ilgili yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı kadının zina hukuki nedenine dayalı davası yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak kadının zina hukuki nedenli davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadın yararına aylık 5.000,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 400.000,00 TL maddî, 400.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde; davalı tarafın temyiz talebinin haksız olduğunu, müvekkilinin tüm iddialarını ispat ettiğini, davalı tarafın kısmi kesinleştirme kararının haklı görülmesi halinde zina hukuki sebebine göre hüküm kurulması gerektiği belirtilerek, zina hukuki sebebine göre boşanma hükmü kurulmaması yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu, boşanma hükmünün açıkça istinaf edilmemesi halinde boşanmanın kısmi olarak kesinleştirilebileceği, istinaf başvuru dilekçelerinde hükmüm boşanma bölümünü istinaf etmediklerine dair hiç bir ibare yer almadığını, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince "boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren" şeklindeki ifadeler ile fer'î hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında devam eden mal rejimi, ziynet eşyasının iadesi davalarını etkileyeceği, istinaf taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, zina sebebine dayalı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesine rağmen nafaka ve tazminatların arttırılmasının kabul edilemez olduğunu, hak düşürücü süre yönünden davacı tarafın hiç bir delilinin olmadığını, boşanma kararının ve zina hukuki sebebine dayalı verilen fer'î taleplere ilişkin hükmün hatalı olduğunu, belirterek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 166 ncı maddesi kapsamında boşanma taleplerinin kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi ile davacı kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı ile Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf sınırlandırmasının hukuka uygunluğu noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddesi,; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Bölge Adliye Mahkemesince; İlk Derece Mahkemesince davacının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, davanın terditli açılan bir dava olmayıp, 166 ncı maddeye dayalı boşanma hükmünün taraflarca istinaf edilmemesi nedeni ile kesinleştiği ve taraflar arasındaki evlilik birliğinin bu kesinleşme nedeni ile sona erdiği, bu nedenle davacı kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiş ise de; davalı erkeğin istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde istinaf sınırlaması yapılmadığı, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasının istenildiği, bu kapsamda tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen boşanma hükmünün kesinleşmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların tüm istinaf sebeplerinin incelenerek hükme bağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı istinaf sınırlaması sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilimesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.