Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10858 E. 2023/39 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, 5717 sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına Dair Kanun kapsamında çocuklarının iadesi için doğrudan dava açıp açamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının merkezi makamı aracı kılmaksızın tek başına dava açma imkanının bulunmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesi'nin davayı bu nedenle usulden reddetmesinin hukuka uygun olduğu gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki mutat meskene iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de; Uluslararası Çocuk Kaçırma İade kararına ilişkin verilen kararların Yargıtayda duruşmalı olarak inceleneceğine ilişkin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinde hüküm bulunmadığı ve 5717 sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Yön ve Kapsamına Dair Kanun'un (5717 sayılı Kanun) uygulanmasından doğan davaların öncelikle ve acele görülmesi gerektiğinden duruşma isteğinin reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 2015 yılında evlendiklerini, iki müşterek çocukları olduğunu, ... Eyaleti 13. Adli Yargı Mahkemesi'nde 23.07.2020 tarihinde boşandıklarını, çocukların velâyetlerinin davacı anneye verildiğini, babanın çocuklarla kişisel ilişki kurmasına izin verilmediğini, 14.05.2021 tarihinde davacı annenin çocuklarla Türkiye`ye tatile geldiklerini, davalı babanın çocukları alıkoyduğunu iddia ederek çocukların yerinin tespit edilerek derhal özel kuruma yerleştirilmelerini, gerekli tüm tedbirlerin alınmasını, başvurunun kabulünden sonra Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne bildirimde bulunulmasına ve neticede çocukların mutat meskenlerinin ABD olduğuna ve ABD`ye iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkeğe cevap dilekçesi 21.02.2022 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı erkek vekili süresinden sonra 09.03.2022 tarihli dilekçe ile davaya cevap vermiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davada taraf sıfatı olmadığı gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili; davacının Lahey Sözleşmesi`nin 29 uncu maddesi uyarınca doğrudan dava açabileceğini, davacının bu davada taraf olduğunu, Adalet Bakanlığının mahkemeye ilettiği yazının bağlayıcı bir nitelik taşımadığını, sürpriz karar verme, mahkemeye erişim ve gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini, çocukların resmi/özel kuruma yerleştirme talebini içeren dilekçenin üzerine tükenmez kalemle "davacı vekilinin çocukların özel kuruma yerleştirme talebinin bu aşamada reddine" yazmak suretiyle talebinin reddedildiğini, bunun ihtiyati tedbir kararının reddi olduğunu ve bu karara karşı kanun yoluna başvurulabileceğini, davanın niteliği gereği harç tahsil edilemeyeceğini, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın kabulüne, aksi kanaat halinde eksikliklerin giderilmesi için yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahkemece hukuki nitelendirmede ve kanunun olaya uygulanmasında hata yapılmadığı, gerçek kişinin merkezi makamı aracı kılmaksızın tek başına açtığı davanın dinlenilme olanağının bulunmadığı, mahkemece yazılı şekilde davacının davasının dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davacının Lahey Sözleşmesi'nin 29 uncu maddesi uyarınca doğrudan dava açabileceğini, doğrudan başvuru yolu için doktrinde görüş birliği olduğunu belirterek kararın bozulmasını, doğrudan dava açma hakkının kabul edilmemesi halinde Anayasa'ya aykırılık iddiasının değerlendirilerek itiraz yoluna gidilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacının doğrudan 5717 sayılı Kanun kapsamında çocuklarının iadesi için dava açıp açamayacağı ve çocukların mutat mesken olduğu iddia edilen ülkeye iadelerine karar verilip verilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5717 sayılı Kanun'un 6 ncı , 7 nci, 10 uncu ve 24 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.