"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/969 E., 2022/2281 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü, esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/615 E., 2021/21 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve velâyetin değiştirilmesi davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile bu yönlerden esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilikleri boyunca müvekkiline ve ailesine karşı tehdit, hakaret ve aşağılamalar ile şiddet uyguladığını, erkeğin evi ve ailesine bakmadığını, düzensiz bir iş hayatının olduğunu, belirli bir gelirinin de olmadığını, müvekkilinin annesiz büyüdüğünü ve yakın zamanda annesini bulduğunu, onun ile görüşmeye başlamasından sonra erkeğin kendisine olan hakaretlerinin arttığını, müşterek konutta bulunan eşyaları müvekkilinin annesinin yanında kaldığı bir zamanda habersiz olarak sattığını ve parayı kendi başına harcadığını, müvekkilinin intihar girişiminde bulunduğunu, hastanede tedavi gördüğünü ancak erkeğin müvekkiline inanmadığını, bu süreçte yanında olmadığını, olaydan iki gün sonra müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilinin şiddetten sonra annesinin yanına gittiğini ancak eve döndüğünde erkeğin evin anahtarını değiştirdiğini, eve giremediğini bu nedenle kadın sığınma evine gittiğini, müvekkilinin gündelik işlerde çalıştığını , buradan kazandığı kazanç ile müşterek çocuklara baktığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı davacı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının annesinin gelip evlerinde misafir olarak kaldığını ancak bu misafirliklerin 20-25 gün sürdüğünü, annesinin davacı-davalıya karşı ikinci kocanın ... olacağını, ailede çocukların önemli olmadığını, nikahsız bir erkek ile yaşanabileceği yönünde tavsiyelerde bulunduğunu, aynı şekilde kadının dayısı ile de telefonda ... süreli konuşmalar yaptığını, bundan rahatsız olduğunu, bu durumu kayın validesine ve eşine söylediğini, sonrasında kadının çocukları bırakarak evi terk ettiğini ve annesinin yanına Finike ilçesine gittiğini, barışmak istediğini ancak kadının üvey kardeşi ve dayısının engel olduğunu, kendisine karşı küfür ve hakaret ettiklerini, darp ettiklerini, çoğu zaman karşı taraftan şiddete ve hakarete maruz kaldığını, kafasına çamaşır sepeti ile vurduğunu, beline dirseğinin ucu ile vurduğunu ve bu nedenle havale geçirdiğini, tabakları fırlatıp kırdığını, kadının intihar girişiminde bulunduğunu, psikolojik rahatsızlığının olduğunu, anksiyete ve davranış bozukluğunun olduğunu, davacı davalı kadını sevdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini aksi takdirde müşterek çocukların velâyetinin tarafına verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı davacı erkek vekili 17.04.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile özetle; davacı davalı kadının boşanma kararını kendisinin vermediğini, annesi ve diğer akrabalarının etkisi altında kaldığını, psikolojik sorunları olduğunu, intahara meyilli olduğunu, velâyet görevini üstlenemeyeceğini, çocukların anne yanında korku ve endişe içerisinde olduklarını, daha önceden çocukları terk ettiğini, çocukların annelerinin dayısı ile birlikte yattığını söylediğini, bu duruma kayın validesinin de şahit olduğunu, kadının intihar girişiminde bulunduğunu, ruh sağlığının bozuk olduğunu, gayri ahlaki ilişkiler içerisinde olduğunu, daha önceden başının açık olduğunu ancak sonradan açık giyinmeye başladığını, gerçek amacının daha özgür, hür ve serbest bir yaşantı olduğunu bu nedenle boşanma davası açtığını, bir çok kez evi terk ettiğini "benden kimseye hayır yok" şeklinde mesaj attığını, mağdur edildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3.Davalı davacı erkek vekili birleşen Antalya 2. Aile Mahkemesinin 2019/201 Esas sayılı dosyasında, dava dilekçesinde özetle; boşanma davası süresince çocukların geçici velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, baba ile çocukları ile arasında kişisel ilişki kurulmasını talep ve dava etmiştir.
4.Davalı davacı erkek vekili birleşen Antalya 9. Aile Mahkemesinin 2019/54 Esas sayılı dosyasında, dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu eylemleri ile temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, çocuklarının velâyetinim müvekkiline verilmesini müvekkili yarına 100.000,00 TL manevî tazminata ve 50.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
5.Davalı davacı erkek 05.09.2022 tarihli dilekçesi ile birleşen boşanma ve velâyetin değiştirilmesi davalarından feragat etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadına ve müşterek çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, "or..pu, kahpe" diyerek hakaret etmek ve ailesi ve komşularıyla görüşmesini kısıtlamak suretiyle psikolojik ve sosyal şiddet uyguladığı, takıntı derecesinde kıskançlığının olduğu, davacı-davalı kadının bu baskılar sebebiyle intihar girişiminde bulunduğu, davalı-davacının hastaneye ziyarete dahi gelmediği, evdeki eşyaların bir kısmını sattığı, düzenli çalışmadığı görgüye dayalı tanık beyanlarıyla sabit olduğu, olayların akışı karşısında tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve davalı-davacının tam kusurlu olduğu, davacı-davalı kadının dava açmakta haklı olduğu, tarafların evliliği ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede sarsıldığı anlaşıldığından davacı-davalı kadının davasının kabulüne karar verildiği, birleşen Antalya 9. Aile Mahkemesi'nin 2019/54 Esas sayılı dosyası yönünden yapılan değerlendirmede ise; her ne kadar davalı-davacı erkeğin iddia ettiği vakıaları ispat edemediği, davacı-davalı kadın hakkında düzenlenen adli tıp raporunda da aktif psikopatoloji saptanmadığı, davacı-davalı kadına herhangi bir kusur atfedilemediği, bu nedenle birleşen davada boşanma, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, velâyet yönünden yapılan değerlendirmede ise; mahkememizce düzenlenen sosyal inceleme raporunda davalı-davacı babanın müşterek çocukları davacı-davalı anneden haber alma aracı olarak gördüğü ve ebeveynler arası çatışmanın stresini çocuklar üzerinden devam ettirdiği bu nedenle ebeveynlik becerilerinin tutarsız ve verimsizleştiği, davacı-davalı annenin velâyet sorumluluğunu alabilecek yeterlilikte olduğu, müşterek çocukların fiziksel aynı zamanda duygusal ihtiyaçlarına yeterli düzeyde cevap verebildiği, müşterek çocukların da davacı-davalı anneye karşı yakın duygusal bağ geliştirdikleri ve annelerinin yanında mutlu ve güvende hissettikleri hususları birlikte değerlendirildiğinde çocukların isteği ve ... yararı gözetilerek velâyetlerinin davacı-davalı anneye verilmesine karar verildiği gerekçesi ile kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, erkeğin birleşen boşanma davasının reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine hükmedilmiş, ara karar ile de çocuklar ve davacı davalı kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının çalışmadığı halde velâyetlerin anneye verildiğini, ortak çocukların babaları ile kalmak istediğini, kadının ortak çocukları babalarından kaçırdığını, kadının üçüncü bir kişi ile ilişkisine dair sosyal medya yazışmalarının mahkemece dikkate alınmadığını, evlilikte ve evliliğin bitmesinde kadının kusurlu olduğunu, kadının bir başka erkek ile yaşadığını, mahkemenin velâyet takdirinin hatalı olduğunu, kadının tanık beyanlarını kabul etmediklerini, müvekkilinin tanıklarının beyanlarına itibar edilmediğini, delillerinin görmezden gelindiğini, ortak çocukların beyanlarının annenin baskı ve yönlendirmesi neticesinde olduğunu, kadının üvey kardeşi ile ensest ilişki yaşadığını, ortak çocukları baba ile görüştürmediğini, sadakatsiz olduğunu, müvekkilinin davasının reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı davacı erkeğin, 05.09.2022 tarihli dilekçesi ile birleşen boşanma ve velâyet davalarından feragat ettiğini bildirdiğini, bu kapsamda erkeğin birleşen boşanma ve velâyetin değiştirilmesi davalarına ilişkin kararın kaldırılarak, erkeğin birleşen boşanma ve velâyetin değiştirilmesi davalarının feragat nedeniyle reddine karar verildiği, dosya kapsamı, delil durumu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından sair hususlara yönelik yerel mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığının anlaşılmasına göre davalı davacı erkek vekilinin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile davalı davacı erkeğin birleşen boşanma ve velâyetin değiştirilmesi davalarının feragat nedeni ile reddine, davalı davacı erkeğin sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde yer alan beyanlarının aynen tekrar ettiklerini, her ne kadar müvekkilin davasından feragat ettiğinden bahsedilmiş ise de devam eden kadının davasında müvekkilin talepleri olan yoksulluk nafakası, velâyet, maddî ve manevî tazminat taleplerinin devam ettiğini, müvekkilinin yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat, velâyet talepleri konusunda davacı tarafın açtığı davada lehlerine ya da aleyhlerine hiçbir karar verilmediğini, taleplerinin karara bağlanmadığını, evliliğin bitmesinde kadının kusurlu olduğunu, bölge adliye mahkemesince müvekkilin dinlettirdiği tanıkları ve sunduğu yazılı delillerin hatalı değerlendirildiğini ileri sürerek; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurun kimden kaynaklandığı, ortak çocukların velâyet düzenlemesi, erkek yararına nafaka ve tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 ... maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 ... maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.