Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10894 E. 2024/2775 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, velayet, nafaka miktarları ve özellikle kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının yeterliliği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesinde ve velayet, nafaka miktarlarının tespitinde bir isabetsizlik görülmezken, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının, hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı gözetildiğinde az olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarı yönünden bozulmasına, diğer yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2214 E., 2022/1210 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/609 E., 2020/97 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf itirazlarının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı- davalı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.04.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm davacı- davalı kadın vekili tarafından zina hukuki sebebine dayalı olarak açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönünden istinaf edilmemiştir. Bu nedenle davacı- davalı kadın vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı- davacı erkek vekilinin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin ise reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra belli edilen 24.04.2024 gününde katılma yoluyla duruşmalı temyiz eden davacı- davalı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf temyiz eden davalı- davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı kadın dava, cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, cinsel, fiziksel, psikolojik şiddet uyguladığını, alkol kullandığını, hakaret ettiğini, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, cevap dilekçesinde erkeğin, kadını aldattığını itiraf ettiğini, erkek tarafından kadının adı kullanılarak sosyal medyada hesaplar açıldığını, iftira attığını, iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 200.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, cinsel, psikolojik, fiziksel şiddet uyguladığını, alkol kullandığını, hakaret ettiğini, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, cevap dilekçesinde erkeğin, kadını aldattığını itiraf ettiğini, erkek tarafından kadının adı kullanılarak sosyal medyada hesaplar açıldığını, iftira attığını iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili asıl davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, aşırı kıskanç olduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, aşırı kıskanç olduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların öncelikle zina hukuki sebebine dayalı olarak kabul edilmemesi durumunda ise evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, hakaret ettiği, kadının ise fiziksel şiddet uyguladığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, birleşen davada dayanılan vakıaların ise ispatlanamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin alınan sosyal inceleme raporu dikkate alınarak anneye verilmesine ve ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 800,00 TL tedbir nafakası, 800,00 TL iştirak nafakası, kadının çalışmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına 10.000,00 TL maddî tazminat, 12.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, tazminatların ve nafaka miktarlarının çok az olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının bulunmadığı, kadının ise tam kusurlu olduğu, erkeğe yüklenen kusurlu davranışların kadın tarafından affedildiği, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğu belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, hakaret ettiği, küfrettiği, aşağıladığı, tarafların birbirlerine karşılıklı olarak fiziksel şiddet uyguladıkları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, bu bakımdan davacı-davalının kadın vekilinin kusur tespitine ilişkin istinaf talebinin kabulüne, taraflara yüklenen kusur oranları değişmediğinden, boşanmaya neden olan kusurlu davranışlar yönünden İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği, kadının davasının evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kabul edilmesinin bu aşamada isabetli olduğu, asıl davada zina hukuki sebebine dayalı talebin kabulüne karar verilmesi gerektiği ancak kadın vekili tarafından bu hususun istinaf edilmediği ve hataya değinilmekle yetinildiği, birleşen davada ise zina eyleminin ispatlanamadığı ancak, gerçekleşen kusur durumu uyarınca birleşen davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kabulüne karar verilmesi gerektiği, velâyet düzenlemesinin, nafaka miktarlarının isabetli olduğu, kadın yararına tazminata hükmedilmesi şartlarının oluştuğu ancak, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında miktarların az olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, birleşen davada zina hukuki sebebine dayalı istemine reddine, birleşen davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davada erkek kendisini vekil marifetiyle temsil ettirdiğinden erkek yararına 9.200,00 TL maktu vekâlet ücreti, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminat, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, asıl davada zina hukuki sebebine dayalı talebin kabulüne karar verilmesi gerektiği, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile asıl davada zina hukuki sebebine dayalı talebin reddi, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları, vekâlet ücreti yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kadının davasının kabulü, birleşen davada zina hukuki sebebine dayalı istemin reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, birleşen davada zina olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı ve birleşen davanın zina hukuki sebebi yönünden kabulü için gerekli şartların oluşup oluşmadığı, kadının evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmolunan maddî, manevî tazminat, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin ortak çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı, af olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- davacı erkek vekilinin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

1.Davacı- davalı kadın vekilinin zina hukuki sebebine dayalı davanın reddinin hatalı olduğuna yönelik temyiz delikçesinin bu yön istinaf edilmediğinden REDDİNE,

2.Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a)Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarları yönünden BOZULMASINA,

b)Davalı- davacı erkek vekilinin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden ...'ye iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL'lik vekâlet ücretinin ...'dan alınarak ...'ye verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.