"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hükmün kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davacı kadın vekili dava dilekçesi ile süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; müvekkilinin davalı erkeğin baskısı ile erkeğin ailesiyle bir arada olmak zorunda kaldığını, davalı erkek ve ailesinin umursamaz, küçük düşürücü ve baskıcı tavırlarıyla yaşamak zorunda kaldığını, davalı erkeğin ailesinin müvekkilinin ailesine hakaret ettiğini, baskı kurduğunu, davalı erkeğin annesinin " Seni aldığım yere iade ederim, terbiyesizsin, seni terbiye edememişler" şeklinde hakaret ettiğini, son olayda 2017 yılı Kurban Bayramı dönüş davalı erkeğin davacı müvekkiline "Ben çok sıkıldım senden, biraz ailemle kalacağım, sen de istersen ailenin yanına dön" diyerek kişisel eşyalarını toparlayarak evden ayrıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına, yasal faiziyle birlikte müvekkili için 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Daval-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde; davacı-karşı davalı kadının üzerine düşen hiçbir sorumluluğu yerine getirmediği gibi evin geçimine hiçbir katkıda bulunmadığını, aksine kendisinin ve babasının ortak olduğu şirketin ciddi şekilde piyasaya borçlanmış olması nedeniyle müvekkilden sürekli bu borçları için maddî olarak yardım istediğini, hatta birçok kez müvekkilinden bu borçlara kefil olması talebinden bulunduğunu, taraflar arasındaki ciddi anlaşmazlık ve huzursuzlukların da bu noktada baş göstermeye başladığını ve müvekkilinin kadının bu isteklerine olumsuz yanıt vermesi üzerine kadının müvekkilinden iyice uzaklaştığını , bir müddet eşinden ayrı olarak salonda yattığını ve daha sonrasında da tüm eşyaları gizlice almak ve evi boşaltmak suretiyle ortak konutu terk ettiğini, ayrıca kadının; müvekkilinin ricalarına rağmen evlendikten sonra kişisel temizlik ve bakımına da hiçbir şekilde dikkat etmediğini, yaşamış olduğu kadınsal rahatsızlık nedeniyle doktorun kendisine sigarayı bırakması gerektiğini söylemiş olmasına ve müvekkilinin sigaradan rahatsız olduğunu bilmesine rağmen sigarayı bırakmak için hiçbir çaba göstermediğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına, müvekkili için yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece dinlenen davacı-karşı davalı kadın tanığı ...'nün, duruşmada beyanının alınmasından sonra diğer tanıklar dinlenirken whastapp canlı konuşma üzerinden diğer tanıkların duruşmadaki beyanlarını davacı- karşı davalı kadına dinletmesi nedeniyle tanığın beyanlarının samimi bulunmadığı ve bu tanığın beyanlarına itibar olunmadığı; dosya kapsamında dinlenen taraf tanık beyanlarına göre taraflar arasında fiili ayrılığa her iki tarafın davranışı ile sebebiyet verdiği; davacı- karşı davalı kadının ev eşyalarını eşinden habersiz başka bir eve taşıdığı ve son zamanlarda eşinin ailesi ile konuşmaktan kaçınarak eşinin ailesine tepkili yaklaştığı; davalı- karşı davacı erkeğin de taraflar arasındaki tartışmadan sonra kendi ailesinin yanına dönerek eşini evde yalnız bıraktığı belirtilerek evlilik birliğinin temelinden sarsılmasındaki olaylarda davacı- karşı davalı kadının ağır kusurlu; davalı - karşı davacı erkeğin ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kabulüne, erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun'un166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadının tazminat taleplerinin reddine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, erkek yararına 15.000,00 TL maddî tazminata, karşılıklı davaların kabulü nedeniyle her iki taraf lehine ayrı ayrı 3.400,00 TL vekâlet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin davasının reddi gerektiğini, müvekkilinin kusursuz olduğunu, erkeğin kusurlu olduğunu, erkeğin maddî tazminat talebinin reddi gerektiğini, müvekkilinin maddî ve manevî tazminat talebinin kabulü gerektiğini belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî tazminat ve kadının reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının tanığı ...'nün beyan alındıktan sonra duruşma salonunda beklerken diğer tanığın görüntülerini internet vasıtasıyla davacı-karşı davalı kadına aktarmış olmasının bu tanığın beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı, aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olanın tanıkların gerçeği söylemiş olmaları olduğu, son ayrılık tarihinde eşler arasında yaşanan tartışmada davalı-karşı davacı erkeğin ortak konuttan ayrılıp gitmesi üzerine bir süre ortak konutta kalan kadının daha sonra eşyalarını alıp konuttan ayrılmış olmasının kadına kusur olarak yüklenilemeyeceği, tanık olarak dinlenen erkeğin annesi ...'ün " bana karşı gelinin saygısız tutum ve davranışı olmamıştır, sadece son bir ay içinde sorduğumuz sorulara cevap vermiyordu, tepkili yaklaşıyordu," şeklinde beyanının sebep ve saik içermediği ve diğer delillerle doğrulanmayan bu beyana itibar edilerek eşinin ailesine tepkili yaklaşma eyleminin kadına kusur yüklenmiş olmasının doğru olmadığı, İlk Derece mahkemesince verilen karara karşı erkek tarafından istinaf yoluna başvurulmadığından erkek aleyhine yapılan tespitlerin kesinleştiği; toplanan delillere göre tarafların evliliklerinde erkeğin ailesinden kaynaklanan sorunlar yaşandığı, erkeğin isteği ile eşlerin çok sık şekilde erkeğin ailesiyle görüştükleri, erkeğin annesinin tarafların evliliklerine müdahalede bulunduğu ve erkeğin bu duruma kayıtsız kaldığı, eşler arasında yaşanan son tartışma sonrasında erkeğin ortak konuttan ayrılarak eşini evde yalnız bıraktığı, bir süre ortak konutta kalan kadının da eşyalarını alıp ailesinin yanına döndüğü, davalı-karşı davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispatlanamadığı; kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, erkeğin davası ispatlanamadığından bu davanın reddine karar vermek gerekmekte ise de, kadının davasındaki boşanma kararı kesinleştiğinden erkeğin davasının konusuz hale geldiği belirtilerek kadının kusur belirlemesine, erkeğin davasının kabulüne, erkek yararına hükmolunan maddî tazminata ve reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne; İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinin düzeltilmesine, konusuz hale gelen erkeğin karşı boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu dava yönünden kadın lehine 9.200,00 TL vekâlet ücretine, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, tazminatlara boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; kadının diğer istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; tazminat miktarlarının az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava yönünden de müvekkili yararına vekâlet ücretine hükmolunması gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarları ile asıl davada yeniden vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; toplanan delillere göre kadının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının istinaf dilekçesinde İlk Derece Mahkemesince verilen boşanma kararına dair herhangi bir hususa değinilmediğini, boşanma kararı ile ilgili olarak istinaf yoluna başvurulmadığı için bu hususta re'sen karar verilemeyeceğini, Bölge Adliye Mahkemesince karşı tarafın davası yönünden verilen boşanma kararı somut olayda kesin hüküm teşkil etmediğinden ve kurulan bu yeni hüküm temyiz yasa yolu açık olarak verildiğinden müvekkilin karşı boşanma davasının konusuz kaldığının kabulü ile hüküm kurulması usule ve yasaya aykırı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince öncelikle boşanma talepli dava konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmiş olup daha sonrasında ise boşanmanın fer'îlerine ilişkin hususlarda esasa girilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığını, kadın tanığı ...'nün beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, tanığın savcılığa sevk edildiğini, müvekkilinin maddî tazminat talebinin reddinin doğru olmadığını, kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davası hakkında tesis edilen karar, kusur belirlemesi, tazminatlar, erkeğin reddedilen maddî tazminat talebi yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasındaki geçimsizlik kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, erkeğin davasının konusuz kalıp kalmadığı, erkeğin davası hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığına dair kararın doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin maddî tazminat talebinin reddinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmolunan tazminatların miktarları, Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava yönünden yeniden kadın lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.