Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10954 E. 2023/2123 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusurun kimde olduğu, tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve miktarlarının uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmediği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/648 E., 2022/1689 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çerkezköy 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/170 E., 2021/933 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadını aldattığını, fiziksel, ekonomik ve ruhsal şiddet uyguladığını, köpek, şerefsiz, adi kahpe şeklinde hakaret edici sözler sarfettiğini, erkeğin otobüs hattı sahibi olduğunu, aylık kazancının 10.000,00 TL olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının daha önce de şiddetli geçimsizlik ve pek fena muamele sebebiyle boşanma davasını açtığını, sonrasında açmış olduğu davadan vazgeçtiğini, kadının iş bu dosyalarda ileri sürdüğü boşanma sebeplerinin affetmiş sayılacağından ötürü affedilen sebepten ötürü boşanma kararı verilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin dava açılma tarihi itibarıyla Birgül isimli bayan ile ... ilişkisi yaşamak suretiyle sadakat yükümlülülğünü ihlal ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi yasal koşullarının oluştuğu gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili müşterek konutta yaşamayan erkeğe yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, süresinde sunulan cevap ve delil listelerine itibar edilmediğini, muvafakatleri olmamasına rağmen kadının ikinci tanık listesindeki tanıklarının beyanı esas alınarak hüküm kurulduğunu ileri sürerek hükmün tamamının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dilekçesinin tarafların ortak adresine tebliğ edildiği, tevziat saatlerinde adresin kapalı olması nedeni ile komşusunun şifahi beyanına göre muhatap dışarıda olduğundan tebligatın mahalle muhtarına teslim edildiği, bu durumda tebligatın usulüne uygun olmadığı, erkeğin cevap dilekçesinin süresinde kabul edildiği ancak erkeğin cevap dilekçesinde kadın aleyhine bir somut maddî vakıa ileri sürmediği, bildirilen tanıkların görgüye dayalı bilgileri bulunmadığı, duyuma dayalı soyut ifadelerde bulundukları, dolayısıyla kadına yüklenebilecek kusurun ispat edilmediği, yine kadının sunduğu ikinci tanık listesine erkeğin muvafakatinin olmadığı ancak kadının dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı, 21.12.2018 tarihli dilekçesinde iki tanık bildirdiği, 19.07.2019 tarihinde ikinci tanık listesi bildirdiğini, ön inceleme duruşmasının 13.11.2020 tarihinde yapıldığı, davacının 19.07.2019 tarihli dilekçesinde bildirdiği tanıkların ikinci tanık listesi yasağı kapsamında olmadığı bu yöndeki erkeğin itirazlarına itibar edilmeyeceği gerekçesiyle kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, davacı kadının isnat ettiği kusurları ispatlaması gerektiğini, cevap dilekçesinin dikkate alınmamasının adil yargılamaya halel getirdiğini, kadının 21.18.2018 tarihinde tanık olarak Meryem ve Şehriban'ı göstermiş iken ikinci bir tanık listesi verdiğini ve bu listede tanık olarak ..., ..., ve ...'ı tanık olarak gösterdiğini, dinlenilen tanıkların beyanlarına göre erkek aleyhine hüküm kurulduğunu, erkeğe kusur olarak yüklenen olayın üzerinden tanığın beyanından da anlaşılacağı üzere 20 yıl geçtiğini, affedilen kusurunda boşanma sebebi olarak kabul edilemeyeceğini belirterek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile kadın yararına tazminatlar ve nafakalara hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafakaların ve tazminatların miktarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddeleri 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 ... ve 371 ... maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.