"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1107 E., 2022/1552 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... Arayıcı vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 13.09.2019-07.10.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında
hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ :... 24. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının erkeği aşağılayıp hakaret ettiğini, aileyi eve istemediğini, onlar geldiğinde odadan çıkmadığını, aileye hakaret ettiğini, ailenin aldığı kıyafetleri ortak çocuğa giydirmediğini ve tarafların ikinci çocuğun ismini erkeğin koyacağı konusunda anlaştıklarını ileri sürerek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına ve ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, eşini yok saydığını, ailesinin aşağılamalarına sessiz kaldığını, ilk çocuğun doğumundan sonra annesinin "bundan karı olmaz" dediğini, aileye saygısız davrandığını, ikinci çocuğa kadına sormadan ailesi ile birlikte isim verdiğini, tarafların aralarında yaşananları ailesine anlattığını, ailenin kadını beğenmeyip moralini bozduğunu, ailenin kadının ailesinin eve gelmesini istemediğini, 2017 yılının eylül ayında kadının kendi ailesine erkeğin ailesi hakkında sitemde bulunduğunu, bunu açık kalan telefondan duyan erkeğin bir yıl eşi ile küs kaldığını, ayrılık kararı verip evi terk edenin erkek olduğunu, erkeğin mesaj gönderip eşini kovduğunu ve akabinde evi terk ettiğini, terk sonrası arayıp sormadığını, sadece babası ile birlikte aylık 1000,00 TL para gönderdiğini, kadının bir buçuk yıl eşinin dönmesini beklediğini ancak dönmeyince İzmit'e gittiğini, eve geç geldiğini, kadının babasının hastalık sürecinde destek olmadığını ileri sürerek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, kadın için aylık 2000,00 TL tedbir ve yoksulluk, ortak çocukların her biri için aylık 2000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda eşine "sen erkek değilsin, şerefsiz, eve gelmiyorsun" diyerek hakaret eden, erkeğin annesi ve ablasına o..pu diyen, eşini evden kovan, "Allah belanı versin" diyerek beddua eden, aileye soğuk davranan, onlar geldiğinde başka odada oturan ve çocukları aileye göstermeyen kadının ağır, eşinin bilgisi olmadan ortak çocuğa isim veren, annesinin "bundan karı olmaz" sözüne sessiz kalan ve eşine ve çocuklarına ilgisiz davranan erkeğin az kusurlu olduğu, kadın lehine maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunmadığı ve çocukların üstün yararının velâyetlerinin anneye verilmesini gerekli kıldığı gerekçesiyle; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilerek çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın ve çocuklar için ara karar ile hükmedilen tedbir nafakalarının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, her bir çocuk için aylık 600,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine ve kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin ekonomik durumunun kadından daha iyi olduğunu, çocukların velâyeti babaya verilirse çocukların özel okula devam edebileceklerini ancak annenin alacağı nafakalarla çocukları özel okula gönderemeyeceğini ileri sürerek; velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkek tanıklarının beyanının sebep ve saiki açıklanmayan, soyut, gerçek dışı olduğunu ve kadının kusurlarının ispatlanmadığını ileri sürerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, tedbir nafakasının miktarı ve reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadına yüklenen eşini evden kovduğu ve çocukları eşinin ailesine göstermediği vakıalarına erkek tarafından dilekçelerinde dayanılmadığı, usulüne uygun olarak ileri sürülmeyen vakıaların kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen diğer kusurlu davranışların gerçekleştiği, erkeğin de İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında ortak hanede yaşananları ailesine anlattığı ve eve geç geldiği, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda eşine "sen erkek değilsin, şerefsiz, eve gelmiyorsun" diyerek hakaret ve "Allah belanı versin" diyerek beddua eden, eşinin ablasına o..pu diyen, eşinin ailesine soğuk davranan, geldiklerinde başka odada oturan kadın ile eşinin bilgisi olmadan ortak çocuğa isim koyan, annesinin eşi için söylediği "bundan karı olmaz" sözüne sessiz kalan, eşi ve çocuklarına ilgisiz olan, ortak hanede yaşanan tüm olayları ailesine anlatan ve eve geç gelen erkeğin eşit kusurlu olduğu; kadının boşanmakla yoksulluğa düştüğü ve çocukların yaşlarının küçük olması, anne ilgi ve sevgisine muhtaç olmaları nedeniyle velâyetlerinin anneye verilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile; kadının kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne ve İlk Derece Mahkemesi hükmünün yoksulluk nafakasına ilişkin bölümünün kaldırılarak aylık 1000,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınıp kadına verilmesine, erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir .
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitinin doğru yapılmadığını, kadın eşin ağır kusurlu olduğunu ve lehine yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceğini ileri sürerek; kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden temyize başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı ve kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yasal koşullarının bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 4 üncü ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.