"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/558 E., 2022/1336 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 10.01.2018 - 25.06.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 16. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/289 E., 2020/778 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 10 Ekim 2017 tarihinde evlendiklerini, müvekkilinin 87 yaşında olduğunu, davalı kadın ile kendisine destek olacağını düşünerek evlendiğini, tarafların evlendikten sonra 10-15 gün bir arada kaldıklarını, daha sonra davalı kadının arsa satacağını söyleyerek Eryaman'da bulunan evine gittiğini ve haftada 1-2 gün müşterek eve geldiğini, müvekkiline karşı ilgi göstermediğini, müvekkili ile hiç bir ilişkiye girmediğini, yemek yapmadığını, evin temizliği ile ilgilenmediğini, davalı kadının en ... olayda müvekkili ile tartışmaya girerek müvekkiline "Sen öleceksin, ölünce malın bana kalacak, sakın boşanma davası açma, sürekli nafaka ödetir paranı yerim." şeklinde sözler söylediğini, hakaret ve küfür ettiğini, "Seni de tv'yi de yakarım." diyerek tehdit ettiğini, davalı kadının iddialarının gerçek olmadığını ve kabul emediklerini, yaşanan olaylardan dolayı evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleştirilen davaya cevap dilekçesinde; kadın eşin iddialarının gerçek dışı ve asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, evi kendisinin terk ettiğini, evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini, yemek temizlik gibi işleri yapmadığını, git hizmetçi bul dediğini, müvekkiline karşı hakaret, küfür edip tehdit ettiğini beyanla, birleştirilen davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin evlenmeden önce mal ayrılığı sözleşmesi imzaladığını ve evlilikten maddî bir beklentisinin olmadığını, davayı kabul etmediklerini, erkek eşin Almanya'ya gidiyorum diyerek müvekkilini kızının yanına gönderdiğini ve sonrasında iş bu davayı açtığını, müvekkilinin yaptığı işleri beğenmediğini ve yaptığı işlere karıştığını, kışın kombiyi kapattıp soğukta yaşattığını, aşırı cimrilik yaptığını, cinsel güç artırıcı ilaçlar kullanmak suretiyle müvekkilinin yaşı gereği beklenmeyecek derecede ilişki istediğini, bu yöndeki ikazlarına karşı "Daha önce parasını verip hayat kadınlarını eve getiriyordum niye aldım ben seni o zaman." dediğini beyanla, davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde müvekkili lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleştirilen dava ve ikinci cevap dilekçesinde; tarafların evliliklerinden yaklaşık bir buçuk ... sonra erkeğin Almanya'ya gittiğini, müvekkilinin kendisini de götürmesini istediğini ancak müvekkiline "Ben senin pasaport işlemlerin için o kadar para harcayamam, ben bu paraları ne zorluklarla kazandım, sen git kızının evinde kal, bu evde kalma, ben 3 aylığına Almanya'ya gidiyorum, Almanya'dan dönünce benim eve dönersin." dediğini, erkeğin on, on beş günlüğüne Almanya'ya gittiğini dönüşte müşterek eve dönmeyerek Çorum'da bulunan kızının yanına gittiğini ve dava açtığını, erkeğin cinsel gücü arttırıcı ilaçlar aldığını, müvekkilinin uyarılarına karşı "Daha önce parasını verip hayat kadınlarını eve getiriyordum niye aldım ben seni o zaman." dediğini, kombiyi kapatmak suretiyle soğuk evde yaşattığını, çamaşır makinasını çalıştırmasına, yemek, temizlik yapmasına karıştığını, hiçbir şeyi beğenmediğini, aşırı cimdi davrandığını, önceki eşinin yatak odasındaki eşyaları kullandığını, cevap dilekçesindeki iddialarının asılsız ve dayanaksız olduğunu, kabul etmediklerini, erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının eşine ''Sen öleceksin, maaşını yiyeceğim, ben giderim maaşını da alırım, sen kahrından ölürsün." şeklinde sözler söylediği, evde çok durmadığı, erkeğin ise; eşinin yaptığı her işe karıştığı, kışın kombiyi kapattığı, "Almanya'ya gidiyorum sen kızına git." dediği ve dava açtığı, gerçekleşen duruma göre, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile, asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde aylık 500,00 TL tedbir, aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili; boşanma kararını istinaf etmediklerini, kusurlu tarafın kadın eş olduğunu, kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceğini, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden Mahkeme kararının kaldırılarak, birleştirilen davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili dilekçesinde; boşanma hükmünü istinaf etmediklerini, erkek eşin tanık beyanlarının olağan hayat akışına aykırı olduğunu, mahkemenin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, yüklenen kusurların gerçekleşmediğini ve ispatlanamadığını, müvekkilinin evlenmeden önce mal ayrılı sözleşmesini sorun etmeden imzaladığını, müvekkilinin bir gelirinin ve mal varlığının olmadığını, boşanma nedeniyle tüm beklentilerinin zedelendiğini, evlilik birliği içerisinde kişilik hakkının saldırıya uğradığını ve ekonomik ve cinsel şiddete uğradığını, hükmedilen yoksulluk nafakasının ise günün ekonomik şartlarında hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla, kusur belirlemesi, müvekkilinin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davanın kabulünde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, kusur belirlemesine göre kadının koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddinde, her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili; kusurlu tarafın kadın eş olduğunu, kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceğini, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, birleştirilen davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili dilekçesinde; müvekkilinin evlenmeden önce mal ayrılı sözleşmesinin sorun etmeden imzaladığını, erkek eşin tanık beyanlarının olağan hayat akışına aykırı ve çelişkili olduğunu, mahkemenin kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, yüklenen kusurların gerçekleşmediğini ve ispatlanamadığını, müvekkilinin bir gelirinin ve mal varlığının olmadığını, boşanma nedeniyle tüm beklentilerinin zedelendiğini, evlilik birliği içerisinde kişilik hakkının saldırıya uğradığını ve ekonomik ve cinsel şiddete uğradığını, hükmedilen yoksulluk nafakasının ise günün ekonomik şartlarında hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, müvekkilinin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, birleştirilen davanın kabulü, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ile tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 175 ... maddesi uyarınca daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi ... görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının miktarı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
3.Davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Rıza'ya yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde yatıran ...'a iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.