"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1994 E., 2022/2433 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İslahiye 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/221 E., 2022/88 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak gerekçede belirtilen işlemlerin yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı kadının kendisine hakaret ve tehdit ettiğini, aşağıladığını, sürekli yalan söylediğini, ortak çocuğu da hakaret edip kötü davrandığını, evi sık sık bırakıp gittiğini, birlikte yaşamaktan kaçındığını, ev eşyalarına zarar verdiğini, sebepsiz yere iki defa intihara kalkıştığını, psikolojik sorunları olduğunu, kendisini ve ortak çocuğu istemediğini söylediğini iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine, çocuk için 250,00 TL tedbir-iştirak nafakası, kendisi için 250,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ve faizi ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı kadından alınarak kendisine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı-karşı davalı erkek vekili süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı kadının iddialarının ... olmadığını, ailesinin evliliğe müdahale etmediğini, tam tersi davalı karşı davacı kadının ailesinin kadını etkilediğini, evliliğe müdahale ettiğini, davalı karşı davacının evdeki sorumluluklarını yerine getirmediğini beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddialarının ... olmadığını, davacı erkeğin baskıları nedeni ile intihara teşebbüs ettiğini, davacı erkeğin bağımsız ev temin etmediğini, aynı evde yaşayan annesi ve kardeşinin davacı erkeği yönlendirdiğini, davacı erkeğin davalı kadına küfür ve hakaret ettiğini, kadını tehdit ettiğini, aşağıladığını, alkol aldığını, evden kovduğunu, boğazını sıktığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına 500,00 TL iştirak nafakasının, kadın yararına 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 26.02.2020 tarih ve 2018/825 Esas 2020/127 Karar sayılı kararı ile; davalı karşı davacı kadının sürekli evi terk etmek suretiyle birlik görevlerini ihmal ettiği, davacı-karşı davalı erkeğe karşı aşağılayıcı sözler söylediği, sürekli intihara teşebbüs ederek birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı-karşı davalı erkek ile evlendiğine pişman olduğunu söyleyerek sevgisiz davrandığı, evi ve eşi ile ilgilenmeyerek kusurlu davranışlarda bulunduğu, davacı-karşı davalı erkeğin de kadına fiziksel şiddet uyguladığı, davacı karşı davalı erkeğin az kusurlu, davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına 200,00 TL tedbir, 300,00 TL iştirak nafakasının, davalı-karşı davacı kadın yararına 300,00 TL tedbir nafakasının davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı-karşı davacı kadına verilmesine, hükmün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiz ile 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı kadından alınarak davacı-karşı davalı erkeğe verilmesine, davacı-karşı davalı erkeğin nafaka taleplerinin, davalı-karşı davacı kadının da yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili her iki dava ve fer'îleri yönünden, davacı karşı davalı erkek vekili kusur belirlemesi, velâyet ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 02.07.2021 tarih ve 2020/1320 Esas 2021/1774 Karar sayılı kararı ile; davacı-karşı davalı erkeğin dava dilekçesinde kadının iki defa intihara yeltendiğini, Islahiye ... Hastanesi'ne götürülerek tedavisinin yapıldığını, kadının psikolojik sorunlarının olduğunu beyan ettiği, davalı karşı davacı kadının da cevap ve karşı dava dilekçesinde intihar teşebbüsünde bulunduğunu doğruladığını bu nedenle davalı-karşı davacı kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve sonucuna göre işlem yapılması gerekirken bu yön göz önünde tutulmadan yargılamaya devam olunarak işin esası hakkında karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-karşı davacı kadının birden fazla intihara kalkışarak asabi davranışlar sergilediği, eşini başkalarının yanında aşağıladığı ve sevgisiz davrandığı, erkeğin diğer iddialarının tanık ve başka delille desteklenmediği, kadının evi terk ettiği iddiasının ise erkeğin evden kovması ve tartışmalardan sonra gitmesi nedeni ile sebepsiz yere evi terk ettiği ispatlanmadığından kadına kusur olarak yüklenmediği, davacı-karşı davalı erkeğin ise bağımsız aile konutu sağlamayarak annesi ve kız kardeşinin evliliklerine müdahale etmesine izin verdiği ve eşini aile konutundan kovduğu, diğer iddiaların tanık ve başkaca delille desteklenmediği, erkeğin fiziksel şiddet uyguladığına ilişkin karşı davadaki iddialar, tanık anlatımlarının tutarlı olmaması, dosyada mevcut bir ceza soruşturması ve raporun bulunmaması sebebi ile ispatlanmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, sosyal inceleme raporu kapsamı, tarafların fiili ayrılık tarihinden itibaren çocuğun anne yanında kalıyor olması ve annenin velâyet görevini ihmale ilişkin dosyaya yansıyan bir durumunun olmaması, çocuğun yaşı ve ... yararı gözetilerek ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, 400,00 TL tedbir-iştirak nafakasının davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmayacağı, davalı karşı davacı kadının boşanma ile yoksuluğa düşeceği gerekçesi ile 600,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının davacı-karşı davalı erkekten alınarak davalı-karşı davacı kadına verilmesine, şartları oluşmadığından davacı-karşı davalı erkeğin yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddî ve manevî tazminat isteyebileceği somut olayda boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin ve davalı-karşı davacı kadının eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğunu, dinlenen tanık beyanlarına göre davalı-karşı davacı kadının erkeği tehdit ettiğinin ve sebepsiz yere evi terk edip gittiğinin ispatlandığını, dava ve cevap dilekçelerinde tehdit vakıasına dayandıklarını, erkeğe bağımsız konut temin etmeme vakıasının yüklenmesinin hatalı olduğunu, tanık beyanlarına göre davalı-karşı davacı kadının bunu kabul ederek evlendiğini, davacı-karşı davalı erkeğin kadını evden kovmadığını, kadının sık sık evi terk etiğinin kanıtlandığını, kadının boşanma davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının tedbir nafakası talebi olmadığı halde mahkemece tedbir nafakası hükmedilmesinin ... olmadığını, ortak çocuğun, velâyet hususunda mahkemece görüşünün alınmadığını, tek kişilik bilirkişiden rapor alınmasının ve intihara teşebbüs eden anneye velâyetin verilmesinin hatalı olduğunu belirterek; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, aleyhine hükmedilen nafakalar, vekâlet ücreti, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili katılma yoluyla; boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğunu, taraflar eşit kusurlu kabul edilse bile boşanmaya sebep olan olaylar kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan ve kadının evlenme ihtimalinin az olması, evlilikten beklenen haklarını kayıp ettiği gerekçesi ile kadın lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini, nafakaların yetersiz olduğunu belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafaka miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.10.2022 tarihli ve 2022/1994 Esas, 2022/2433 Karar sayılı kararıyla; tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, gerçekleşen kusur durumuna göre, karşı davanın kabulüne ilişkin kararın ... olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, müşterek çocuğun ihtiyaçları, günün ekonomik koşullarına göre; İlk Derece Mahkemesince kadın ve çocuk lehine takdir edilen tedbir/yoksulluk-iştirak nafakaları miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilemiyeceğinden, yasal koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, velâyete dair hükümlerin kesin hüküm oluşturmayıp değişen şart ve koşullara göre her zaman velâyetle ilgili dava açılabileceği, annenin çocuğa karşı olumsuz bir davranışının ispat edilemediği, müşterek çocuğun içinde bulunduğu yaş dönemi, çocuğun ... yararı gereğince müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ilişkin kararın da ... olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı kadına intihara kalkışmasının kusur olarak yüklenmesinin ... olmadığını, bu durumun yoğun bir psikolojik baskı altında olduğunu gösterdiğini, kadının kusurlarının erkekten daha hafif olduğunu, tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu belirterek; kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğunu, dinlenen tanık beyanlarına göre davalı-karşı davacı kadının erkeği tehdit ettiğinin ve sebepsiz yere evi terk edip gittiğinin ispatlandığını, dava ve cevap dilekçelerinde tehdit vakıasına dayandıklarını, erkeğe bağımsız konut temin etmeme vakıasının yüklenmesinin hatalı olduğunu, tanık beyanlarına göre davalı-karşı davacı kadının bunu kabul ederek evlendiğini, davacı-karşı davalı erkeğin kadını evden kovmadığını, kadının sık sık evi terk etiğinin kanıtlandığını, kadının boşanma davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının tedbir nafakası talebi olmadığı halde mahkemece tedbir nafakası hükmedilmesinin ... olmadığını, ortak çocuğun, velâyet hususunda mahkemece görüşünün alınmadığını, tek kişilik bilirkişiden rapor alınmasının ve intihara teşebbüs eden anneye velâyetin verilmesinin hatalı olduğunu belirterek; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, aleyhine hükmedilen nafakalar, vekâlet ücreti, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı ve kusurun derecesi, davalı karşı davacı kadının boşanma davasının kabulünün ve ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ... olup olmadığı, davalı-karşı davacı kadın yararına nafaka koşullarının oluşup oluşmadığı, tarafların tazminat taleplerinin reddinin ... olup olmadığı ve kadının davasında lehine vekâlet ücreti hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası. 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 ..., 182 nci ve 336 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Cumhur'a yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden Ayşe'ye yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.