Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11015 E. 2023/2091 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, nafaka ve tazminat taleplerinin olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının usul ve hukuka uygun olduğu, taraf delilleri ve iddiaları değerlendirildiğinde davalı-davacı vekilinin temyiz sebeplerinin kararı bozmaya yeterli olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/779 E., 2022/1467 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av.t ...

DAVALI-DAVACI : ... vekilleri Av. ... vd.

DAVA TARİHİ : 29.08.2019-02.10.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/971 E., 2021/364 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde; evlendikten bir süre sonra eşinin madde kullandığını öğrendiğini, madde kullanmasından dolayı kontrolsüz davranışlar sergilediğini, en ufak bir tartışmada küfürler edip sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını, baskı altına almak için ailesini ve kendisini tehdit ettiği, ailesi ile görüştürmediğini, şantaj uyguladığı, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini belirterek, boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı kadın vekili cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve kabul etmediklerini, erkeğin uyuşturucu kullandığını, müvekkiline psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilinin telefonuna müvekkilini kontrol atında tutmak için konuşmaları kayıt altına alma ve dinleme programı yüklediğini, bu kayıtlarda erkeğin müvekkilini tekmelediğinin sabit olduğunu, erkeğin eski nişanlısı ile görüştüğünü ve "seni seviyorum " içerikli mesajlar attığını, eski nişanlısınını bütün mesajları müvekkiline gönderdiğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, çocuğun düştüğünü ve bunun hastane kayıtlarından belirlenebileceğini beyanla, karşı davanın reddi ile davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata ve ziynet eşyalarının iadesine, mümkün olmaz ise şimdilik 8.000,00 TL beledinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı vekili cevap, karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının iddialarının asılsız ve gerçek olmadığını, kadının annesinin etkisi altında hareket ettiğini, annesinin baskısıyla konuttan ayrıldığını ve bir daha geri dönmediğini, giderken hamile olduğunu, bir süre sonra ise annesinin baskısı ile çocuğu aldırdığını düşündüklerini, kadının telefonuna herhangi bir program yüklenmediğini, ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü ve ziynet alacağı davasını kabul etmediklerini belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müvekkili lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadını darp ettiği, kadının ailesi ile görüşmesini sınırladığı, kısıtladığı, kadının ise kusurunun ispatlanamadığı, erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 17.500,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, kadının ziynet eşyasının iadesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkek tarafından açılan karşı davanın ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili; Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin kusurunun ispatlanamadığını, kadın tanıklarının annesi ve yakın akrabaları olduğunu, beyanlarını kabul etmediklerini, kadının ortak konutu terk ettiğini ve kusurlu olduğunu, hastane kayıtlarında kadının düşük yaptığına ilişkin bir kaydın bulunmadığını, maddî ve manevî tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu, miktarlarının yüksek olduğunu ve kaldırılmasını, aksi halde miktarlarının indirilmesi gerektiğini beyanla, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, asıl davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, karşı davanın reddinde, tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarında, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, kusur belirlemesine göre erkeğin koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat talebinin reddinde, her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) ... fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili; Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin kusurunun ispatlanamadığını, kadın tanıklarının annesi ve yakın akrabaları olduğunu, beyanlarını kabul etmediklerini, kadının ortak konutu terk ettiğini ve kusurlu olduğunu, hastane kayıtlarında kadının düşük yaptığına ilişkin bir kaydın bulunmadığını, maddî ve manevî tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin nafakayı dahi ödeme gücünün bulunmadığını beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabul şartlarının oluşup oluşmadığı, karşı davanın ispatlanıp ispatlanamadığı, kadın yararına hükmedilen nafaka ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.