Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11034 E. 2023/1957 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerindeliği ve ziynet eşyalarının iadesi hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, kadının telefonunda bulunan fotoğrafların evlilik birliğinin güven unsurunu zedelediği, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmediği ve boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, ziynet eşyalarını aldığına dair tanık beyanları bulunduğu ve kadının yemin deliline dayanmadığı değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2882 E., 2022/2356 K.

DAVACI- DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI- DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 31.10.2019- 04.12.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/647 E., 2021/766 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl dava ile ziynet alacağı davasının reddine, karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava, cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların 2019 yılında evlendiklerini, bu evlilikten doğan müşterek çocuklarının bulunmadığını, tarafların henüz 4 aylık evli olmalarına rağmen son 1 aydır ayrı yaşadıklarını, erkeğin eve sürekli geç geldiğini, müvekkilinin ailesinin müşterek konuta gelmesini istemediği ve müvekkilinin de ailesinin yanına gitmesini yasakladığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını ve müvekkiline para vermediğini, kazandığı parayı hep dışarıda arkadaşlarıyla alkol tüketerek harcadığını, evin kirasını ve müşterek konutun ihtiyaçlarını kayınbabasının karşıladığını, müvekkilinin ailesinin büyücü olduğunu iddia ettiğini, "ne biçim ailen var senin" diyerek müvekkilinin ailesine yönelik küçük düşürücü ifadeler kullandığını, müvekkiline eşinin ve erkek eşin, müvekkilinin geçmişte çekilmiş birkaç fotoğrafı sebebiyle evlilik akdinin sonlandırmak üzere müvekkilini ailesinin evine gönderdiğini ve bu fotoğrafları müvekkiline karşı koz olarak kullandığını, ekek eşin ailesinin ailesi müvekkilin ailesinin çağırıp oğlumuz kızınızı artık istemiyor, bizde istemiyoruz dediklerini, müvekkiline psikolojik şiddet uygulandığını, düğünde takılan altınlarını kayınvalidesinin aldığını, erkek eşin cevap ve karşı davasındaki iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, müvekkiline düğünde takılan kolye, bileklik ve küpelerden oluşan altın set, dört adet altın bilezik ile üç adet yüzükten oluşan ziynet eşyalarının aynen iadesine, iadenin mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili davaya cevap, karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadın eşin iddialarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, müvekkilinin böbrek rahatsızlığı olmasından dolayı sürekli bir şekilde çalışamadığını, haftanın 2-3 günü yufkacıda çalışarak haftalık alan birisi olduğunu, evin kira parasını müvekkilinin babasının ödediğini, müvekkilinin de kazandığı para ile evin ihtiyaçlarını karşıladığını, tarafların arasında meydana gelen sorunun asıl sebebinin kadın eşin telefonundaki fotoğraflar ve kadın eşin müvekkiline ve evine olan ilgisizlik olduğunu, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, yemek, temizlik ve ütü gibi işleri yapmadığını, müvekkilinin eşinin telefonunda tanımadığı yabancı erkeklerle samimi fotoğraflarını gördüğünü, bunun üzerine tarafların tartışmaya başladığını, bu olaya müvekkilinin annesi ve kız kardeşinin şahit olduğunu, eşinin, müvekkiline bu fotoğrafları ailesine gösterirse ailesinin kendisini öldüreceğini söylediğini, bunun üzerine kendi ailesinin de haberinin olmadığı erkek arkadaşlarının ortaya çıkacağını düşünen kadın eşin evdeki hapları içerek intihara kalkıştığını, kadın eşin sadakat ve güven yükümlülüğünü yerine getirmediğni, sonrasında olayın aileler arasında konuşulduğunu ve kadın eşin ailesi ile birlikte bütün ziynet eşyalarını da alarak gittiklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili için 80.000,00 TL maddî, 80.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkeğe yönelttiği iddiaların toplanan delillerle ispat edilemediği, kadının telefonunda başka erkeklerle yan yanağa samimi pozlar ve başka erkeklerin vücudunu gösteren fotoğrafların yer aldığı, kadının fotoğralara yönelik inkarı olmadığı ve lise fotoğrafları olduğunu beyan ettiği, fotoğrafta samimi pozları yer alan şahsın tarafların düğününde de bulunduğu, kadının telefonunda tuttuğu bu fotoğrafların evlilik birliğinde taraflardan beklenen güven duygusunu zedelemeye sebebiyet verdiği, kadının ve tanıkların beyanı ile yaşanan bu olay neticesinde kadının intihara kalkıştığı, kadının evlilik birliği yükümlülüklerini de yerine getirmediği, evin temizliği, yemeği gibi işleri yapmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin tanıklarının, kadının ziynet eşyalarını takarken gördükleri, kadının yaşanan son olaydan sonra bir kaç gün kayınvalidesinin evinde kaldığı, o süreçte de altınların kadının yanında olduğu, evden en son ayrılışında kadının ailesiyle birlikte evden ayrıldığı, yanında çanta olduğu, altınları da götürdüğü, ispat yükümlülüğünün kadın tarafında olduğu, buna göre kadının ziynet alacağı davasının ispatlanamadığı gerekçesi ile erkeğin karşı davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, erkek lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminatın kadından tahsiline, erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası talebi ile kadının asıl davası ve ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili, müvekkilinin evlilik öncesi fotoğrafları gerekçe gösterilerek kusurlu bulunması suretiyle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, erkek eşin kusurlu olduğunu, ziynet eşyalarının müvekkili tarafından götürüldüğü iddiasının doğru olmadığını beyanla, asıl dava ile ziynet alacağı davasının reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, boşanma ve ziynet alacağına ilişkin davalarının kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, kadının mahkemece kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, erkeğin ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre asıl boşanma davasının reddi ile karşı boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın doğru oldugu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına ve günün ekonomik koşullarına göre, erkek lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının makul olduğu, erkeğin, kadının gideken ziynet eşyasını da götürdüğünü savunduğu, kadın tanıklarının ziynet eşyası konusunda görgüye dayalı bir bilgilerinin bulunmadığı, bir kısım erkek tanıklarının ise kadının ziynet eşyasını götürdüğünü beyan etmeleri ve kadının yemin deliline de dayanmadığı gözetildiğinde, İlk Derece Mahkemesi'nin delil değerlendirmesi ve gerekçesinin doğru olduğu, kadının davasını ispat edemediği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile, davacı-davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili, müvekkilinin evlilik öncesi fotoğrafları gerekçe gösterilerek müvekkilinin kusurlu bulunması suretiyle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, erkek eşin kusurlu olduğunu, ziynet eşyalarının müvekkili tarafından götürüldüğü iddiasının doğru olmadığını beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl dava ile ziynet alacağı davasının reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, erkek yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ziynet alacağı davasının reddi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 220 nci, 222 nci, 226 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle, yargılama aşamasında yemin deliline dayanmış olan erkek vekiline yemin teklif edip etmeyecekleri hatırlatıldığı halde, gerekçeli kararda kadın vekiline yemin teklifinin hatırlatıldığı yazılı ise de, gerekçeli kararda taraflar yönünden maddî hata yapıldığının, esasen ispat yükü üzerinde olmayan tarafın, diğer tarafa yemin teklifinde bulunmamasında da bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup, kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.