"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/367 E., 2022/2015 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2017/418 E., 2020/234 K.
Taraflar arasındaki davacı tarafından açılan aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı eşi ...'ın 18.12.2015 tarihinde davalı ... Bankası T.A.O lehine dava konusu ... ili ... İlçesi 178 ada 42 parselde kayıtlı aile konutunun tamamı üzerine ipotek tesis ettirdiğini, bu işlemden davacının herhangi bir haberi olmadığını, eşine bu konuda bir muvafakat da vermediğini, yapılan işlemin geçersiz olduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 584 üncü maddesi gereğince eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin rızasıyla kefil olabileceği, bu rızanın da en geç sözleşme kurulmadan önce ya da sözleşme sırasında verilmesini açıkladığı, ipotek sözleşmesi incelenirse davacı eşinin davalının 400.000,00 TL borcuna kefil olduğunu, bu nedenle eşinin rızasının alınması gerektiği, ipoteğe konu taşınmazın aile konutu olduğundan rızası alınmadan sınırlandırıcı işlem yapıldığı iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne 18.12.2015 tarihli davalı ... Bankası T.A.O lehine dava konusu ... ili ... İlçesi 178 ada 42 parselde kayıtlı aile konutunun tamamı üzerine ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı banka vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davalı banka ile dava dışı ... arasında 25.05.2015 tarihli Kredi Genel Sözleşmesi imzalandığı ve kredi kullandırıldığı, diğer davalı ... ise kullandırılan kredilere teminat olmak üzere “... ili ... ilçesi Çiftepınar mahallesi 178 ada 42 parsel” de kain arsa vasıflı taşınmazını ipotek verdiğini, diğer davalı ... kullandırılan kredilerin şahsi kefili olmadığını, kullandırılan kredinin süresi içerisinde ödenmediğini, bu nedenle 29.05.2017 tarihi itibariyle kat edilmiş ve hesaplanan borç bakiyesinin ödenmesi hususunun borçluya ve ipotek verenlere 07.06.2017 tarihinde noter vasıtası ile ihtaren bildirildiğini, borcun ödenmediğini, bunun üzerine ... 7. İcra Müdürlüğü’nün 2017/8253 Esas sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, davalı ... ve dava dışı borçlu ...’a kullandırılan krediler için adına kayıtlı taşınmazın davalı banka lehine ipotek verdiğini kredilere ve borca şahsi kefil olmadığını şahsi kefil olmadığı için davacının eşinin muvafakatnamesine ihtiyaç olmadığını, taşınmazın aile konutu olmadığını, tapu kayıtlarında aile konutu şerhi bulunmadığını, ayrıca tapu kaydında taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, davacı ve diğer davalı olan eşinin dava konusu taşınmazda ikamet etmediğini, mernis kayıtları tetkik edildiğinde davacının ve diğer davalı olan eşinin icra takibi ve dava konusu taşınmazda ikamet etmediklerinin anlaşılacağını, davacının ve diğer davalının ikamet adresinin "... Mah. Tomurcuk (210) Sok. No:36 .../..." olduğunu, mernis kayıtları incelendiğinde bu adrese taşınma tarihlerinin 31.07.2014 olduğu anlaşılacağı, ipotek tesis tarihinin ise 18.12.2015 olduğu, davacı ve eşi olan diğer davalının icra takibi ve dava konusu taşınmaz haricinde birçok gayrimenkulünin bulunduğunu, bu gayrimenkullerin birçoğunun mesken niteliğine sahip olduğunu, ... İcra Müdürlüğünün 2017/109 Tal. Sayılı dosyası üzerinden yapılan kıymet takdiri tetkik edildiğinde, ipotekli taşınmazın adresinin "... Mahalle Tomurcuk Sokak No:137" de olduğu ve "parselin üzerindeki bir adet kerpiç ev yaklaşık 110,00 m2 olduğu mimari sınıfa uymayan kerpiç duvar örülüp çatısız olduğu anlaşılacağı, tarihi ve doğal güzellikleri kadar soğuk havası ile de meşhur olan ... ilçesinde davacının çatısız bir evde yaşaması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kötü niyetli olarak açılan iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu üzerindeki ipoteğin kaldırılması istenilen taşınmazın, ... ili, ... ilçesi, 178 ada, 42 parselde kayıtlı, tapuda arsa vasfında olduğu, taşınmazın üzerinde iki adet tek katlı mesken bulunduğu ,evlerden birinin kullanılmaz halde bulunduğu, davalı banka tarafından dava konusu taşınmaz üzerinde tesis edilen ipotek işlemine ilişkin hazırlanan ekspertiz raporunda; taşınmaz üzerinde iki adet evin bulunduğunun tespit edildiği, davalı bankanın ipotek tesis tarihinde dava konusu taşınmaz üzerinde ev bulunduğunu bildiği, davalı banka lehine ipotek ettirilen dava konusu taşınmazın "... Mahalle Tomurcuk Sokak No: 36 .../..." adresinde bulunduğu, ... İlçe Nüfus Müdürlüğünün 29.01.2020 tarihli cevabi yazısında davacının 31.07.2014-30.01.2018 tarihleri arasında yani dava tarihi itibari ile yerleşim yeri adresinin" ... Mahalle Tomurcuk(210) Sok. No:36 .../..." olduğu, keşif esnasında dinlenen davacı tanıkları ... Özbey ve kiracı ...'in beyanlarına göre; davanın açıldığı tarihte davacının dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evlerden birinde oturdukları, diğer evin kullanılmaz halde olduğu, birlikte oturdukları bu ev dışında başka evleri bulunmadığı ve dava açıldıktan sonra davacı eşinin ...'a taşınarak dava konusu evi kiraya verdikleri, dava dilekçesinde de davacının adresinin" Tomurcuk Sok. No:36 .../..." olduğu ,ipotek tarihi olan 18.12.2015 tarihinde ve davanın açılış tarihi itibari ile davacı ve eşinin davalı bankaya ipotek ettirilen dava konusu taşınmazda ikamet ettikleri dolayısıyla davanın açıldığı tarihte taşınmazın aile konutu vasfında olduğu, dava açıldıktan sonra taşınmazın kiraya verilmesinin davayı konusuz hale getirmeyeceği zira taşınmazın ipotek tarihinde ve davanın açıldığı tarihte aile konutu olan taşınmazın aile konutu vasfının sona ermeyeceği, 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu ancak ipotek tesis tarihinde davacının ipotek borçlusu ile evli olduğu ve ipotek tesis edilirken davacı eşin açık rızası alınmadığı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi gereğince davanın kabulüne, ... ili ... ilçesi, 178 ada 48 parselde kayıtlı taşınmazın taleple bağlı kalınarak tapu kaydında yer alan 18.02.2015 tarihli 5426 yevmiye nolu ipotek akdinin feshine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; bir konutun aile konutu olması için öncelikle ailenin o adreste ikamet etmesi gerektiğini, yerel mahkemenin kararının hukuka ve yasalara aykırı olduğunu, davacının ve diğer davalının icra takibi ve dava konusu taşınmaz haricinde birçok gayrimenkulü bulunduğunu, bu gayrimenkullerin birçoğunun mesken niteliğine sahip olduğunu, dava konusu ipoteğin tesis edilmesi için davacının rızasının arandığını, bu hususun bankanın iyi niyetli olduğunu gösterdiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı arsa vasfındaki taşınmazın aile konutu olduğunu iddia ederek dilekçeler aşamasında ipotek akdi ve tapu kaydına dayandığı ancak tanık deliline dayanmadığı, tarafların hazır olduğu ön inceleme duruşmasından sonra ibraz edilen 07.05.2018 havale tarihli delil listesinde tanık deliline dayandığı, dilekçeler aşamasında dayanılmayan delilin davalı tarafın açık muvafakatine muhtaç olduğu, banka vekilinin de buna muvafakat etmediği, bu nedenle dinlenilen tanık ... Özbey'in beyanına itibar edilemeyeceği, Mahkemece mahallinde yapılan keşifle bilgi sahibi olduğunu belirterek beyanı alınan ... Cengiz'in beyanları hükme esas alınmış ise de usul kanunumuzda bilgi sahibi olarak tarafların göstermediği bir kişinin dinleneceğine ilişkin hükmün bulunmadığı, taraflarca tanık olarak gösterilmeyen bir kişinin Mahkemece bilgi sahibi olarak dinlemek suretiyle beyanlarının hükme esas alınmasının doğru olmadığı, dolayısıyla ispatlanmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; İstinaf incelemesinin ileri sunulan sebeplerle bağlı olarak yapılabildiği, davalı bankanın taşınmazın niteliği ve davalı bankanın kötü niyetli olmadığından başka bir nedene dayanmadığı, ileri sürülmeyen sebepten inceleme yapılarak istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ipotek belgelerinde davacının ... beyanının olmadığını, aile konutu olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması davasında,konutun aile konutu olup olmadığı, istinaf başvurusunun sebeplerle bağlı olarak yapılıp yapılmayacağı ile, ileri sürülmeyen sebeplerle kararın kaldırılmasının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 352 inci madde, 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dosyada toplanan delillere göre ve özellikle dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanılmayarak, taşınmazın aile konutu vasfını yitirdiğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.