"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2089 E., 2022/2075 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/99 E., 2022/571 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesi ile cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı kadının evlilik birliği boyunca evlilik birliğini sabote edici ve müvekkilinin güvenini zedeleyici tavırlar sergilediğini, eşinden ayrı yaşayan ablasına ve yeğenine devamlı surette maddî yardımlarda bulunduğunu, müvekkilinin başlarda ses çıkarmadığını, ancak bu yardımların zamanla müvekkilden habersiz yapılmaya başladığını, davalı kadının kendi ziynetlerini dahi bu uğurda bozdurduğunu müvekkili öğrenince evlilik birliğinin zedelenmeye başladığını, sürekli maddî konuları sorun haline getiren davalının evliliği adeta maddî bir çıkar kapısı olarak gördüğünü, sürekli lüks taleplerde bulunduğunu, davalının müvekkilini evden kovup ortak konutun kilidini değiştirdiğini, o ayrılıktan sonra tarafların fiili olarak ayrıldıklarını, bu olaydan sonra müvekkilin bağ evinde yaşadığını, müşterek konutun da davalı tarafınca üçüncü kişiye kiraya verildiğini, eşyaların bir kısmını bir odaya toplandığını, diğer eşyaları da ablasının evine taşıdığını, fiili ayrılığın hemen ardından ... 5. Aile Mahkemesinde 2017/133 Esas sayılı dosya ile tedbir nafakası davacı açtığını ancak ayrı yaşamakta haklı görülmediğinden davanın reddine karar verildiğini, yine ... 6. Aile Mahkemesinin 2017/1086 Esas sayılı boşanma davası açtığını ve yine haksız görüldüğünden davanın reddine karar verildiğini, kendisine boşanma davasında nafaka bağlandığı halde yine mükerrer olarak tedbir nafakası davası açtığını ve davanın istinaf incelemesinde olup derdest olduğunu, tarafların tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, tarafların 2004 yılında görücü usulü evlendiklerini, müvekkilin ilk evliliği olması sebebiyle çocuk özleminden dolayı evlenmeden önce çocuk yapmak konusunda davacıyla konuştuklarını, davacının bunu kabul ettiğini ancak evlendikten sonra çocuk yapmak istemediğini öğrendiğini, davacı erkeğin; müvekkilin annelik duygusunu tatmasını engellediğini, eski eşinin eşyalarını kullanmasını istediğini, 2-3 ayda bir müvekkili evden kovduğunu, psikolojik ve sözsel şiddet uyguladığını, müvekkile sürekli aşağılayıcı ve küçük düşürücü kelimeler kullandığını, müvekkilin babasını kastederek "siz köylüsünüz, dağdan geldiniz konuşmalarınız köylü, şerefsiz, şerefsiz oğlu şerefsiz " şeklinde hakaret içerikli sözler söylediğini, sürekli müvekkile ayı diye hakaret ettiğini, davacının ailesinin sürekli müvekkili dışlayıp hiç bir zaman benimsemediklerini, davacının müvekkilini sürekli eski eşiyle kıyasladığını, müvekkilin ihtiyaçlarını karşılamadığını, evlilik birliği içerisinde müvekkile 20 TL'den yüksek para vermediğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkil lehine 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, müvekkili lehine takdir edilen tedbir nafakasının 1.000,00 TL'ye artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre; davalı-karşı davacı kadının sürekli ablasıyla telefonda konuştuğu ve eşinden habersiz ablasına maddî yardımlarda bulunduğu, eşinden aşırı maddî taleplerde bulunduğu; karşı dava açısından yapılan değerlendirmede ise davacı-karşı davalı erkeğe isnad edilen kusurlu eylemlerin tamamının ... 6. Aile Mahkemesinin 2017/1086 E.- 2018/550 K. Sayılı dava dosyasında ileri sürüldüğü ve bahse olan dosyada kadın tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verildiği; yine ... 5. Aile Mahkemesinin 28.03.2017 tarih 2017/133 E.- 2017/294 K. Sayılı dava dosyasında kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verildiği ve kararların kesinleştiği, bahse konu mahkeme dosyalarında sabit olduğu üzere tarafların fiili olarak ayrı yaşadıkları ve aralarında daha öncesinde görülmüş olan nafaka ve boşanma dava dosyaları sonrası mahkememiz dosyasında isnad edilen yeni bir kusurlu eylemin olmadığı anlaşılmakla davalı-karşı davacı kadının davasının reddine karar vermek gerektiği; yaşanılan olaylar neticesinde taraflar arasındaki evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenilmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, meydana gelen geçimsizlikte davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin kusursuz olduğu belirtilerek kadının karşı davasının reddine, erkeğin asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurunun tam olduğu, kadının kusurlu eylemleri nedeniyle eşinin kişilik haklarının saldırıya uğradığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, meydana gelen olayların mahiyeti, kusur durumları ve derecesi, kişilik haklarına yapılan saldırının mahiyeti, paranın alım gücü ile ihlal edilen ve beklenen menfaat ile hakkaniyet ilkesi nazara alınarak erkek yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata; kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, daha öncesinde kadın yararına takdir edilmiş olan bağımsız tedbir nafakası ya da başkaca ad altında tedbir nafakasına hükmedilmiş olması halinde çakışan dönemler ve ödemeler açısından tahsilde tekerrürlük teşkil etmemesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili yararına hükmoluna tazminatların miktarlarının az olduğunu, kadının kusurlu olması sebebiyle tedbir nafakası talebinin reddi gerektiğini belirterek; tazminatların miktarları ve tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin davasının reddi gerektiğini, tanık beyanlarının hükme esas alınabilecek mahiyette olmadığını, ... 6. Aile Mahkemesinde görülen davanın işin esasına girilmeden usulden reddedildiğini, nafaka davasının ayrı yaşamada haklılık olmadığından reddine karar verildiğini, müvekkilinin davasının ve tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini, tedbir nafakası miktarının az olduğunu belirterek kadının davasının reddi, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri, tedbir nafakası miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede ve asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesinde, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve miktarında isabetsizlik görülmediği; kadına yüklenen kusurlu davranışların erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğinden erkek lehine manevî tazminata hükmedilmesi yerinde görülmemiş ise de, kadın vekilinin hükmedilen manevî tazminata yönelik açık istinafı bulunmadığından belirtilen hususun kaldırma sebebi yapılmadığı, yapılan yanlışlığa değinilmekle yetinildiği; boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren erkek yararına tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminat miktarlarında isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğu anlaşıldığından karşı davadaki tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde her hangi bir isabetsizlik görülmediği belirtilerek tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun esastan reddinin hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde gösterilen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının; tazminatların miktarları ve tedbir nafakası yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun esastan reddinin hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde gösterilen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının; kadının davasının reddi, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri, erkek yararına hükmedilen tazminatlar ile tedbir nafakası miktarı yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, tarafların boşanma davalarının kabulü için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına hükmolunan tazminatların şartları ve miktarları ile kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının şartları ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil etmez. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen manevî tazminatın koşulları somut olayda erkek yararına oluşmamıştır. O halde Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının manevî tazminat yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Mustafa'ya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran İkbal'e geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.