"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 8. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması aksi halde indirilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın lehine nispi vekâlet ücretine hükmolunarak sair istinaf itirazların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı boşanmaları ile müşterek çocukların velâyetlerinin babaya bırakıldığını,boşanma kararı ile davalıya aylık 8.100,00 USD yoksulluk nafakası ve 500.000,00 USD tazminata hükmedildiğini, davalıya hükmedilen 8.100,00 USD yoksulluk nafakasının 2.100,00 dolarlık kısmının, 500.000,00 dolarlık tazminat ödeninceye kadar devam etmesine, tazminatın tamamı ödendiğinde ise 2.100 USD nafakanın kesilerek geri kalan 6.000 USD nafakanın davalının hayatı boyunca devamına karar verildiğini, maddî zorluklar nedeniyle nafakayı ödeyemediğini, hakkında icra takibi başlattığını, kadının yaşı genç olmasına rağmen evlenmediğini, boşanma sonrasında şartlarının giderek kötüleştiğini, ortak çocukların büyüdüğünü ve sorunların arttığını, erkeğin ikinci evliliğini yaptığı için bu evlilikten olma çocuğu ve ailesi ile ilgili maddî sorunlarının da bulunduğunu, bu nedenlerle 2009 yılında Sarıyer Aile Mahkemesi'nin 2009/393 Esas sayılı dosyası ile nafakanın indirilmesi talepli dava açıldığını, bu davanın gelirinde somut bir değişiklik olmadığı gerekçesi ile reddedildiğini, davacı erkeğin 58 yaşında olduğunu, aktif ticareti zorunlu nedenlerle sonlandırdığını, kirada oturduğunu, yurt dışında okuyan çocuğun masraflarını karşıladığını, kurdaki dalgalanma nedeniyle nafakanın 7-8 kat arttığını belirterek davalı lehine hükmolunan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde günün ve tarafların ekonomik koşullarına göre nafaka miktarının Türk Lirasına çevrilerek indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin mal varlığında azalma olmadığını, üzerine kayıtlı taşınmazdan yüksek kira geliri aldığını, batma, iflas gibi bir durumu söz konusu olmayan Joombo ...-bıçak şirketini milyonlarca dolar karşılığı 3. kişilere devrettiğini, lüks bir hayat sürdüğünü belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların Fatih 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/863 Esas, 1999/838 karar sayılı kararıyla 20.12.1999 tarihinde anlaşarak boşandıklarını, protokol hükmü gereğince kadın lehine aylık 8.100,00 USD yoksulluk nafakası bağlandığını, davacı erkeğin talebinin protokol hükümlerinin ekonomik koşullara göre uyarlanmasına ilişkin olduğunu, uyarlama talebinin kabul edilebilmesi için işlemin yapıldığı tarihteki koşulların olağanüstü derecede değişmesi ve bu değişim nedeniyle gerçekleşen yeni durumun işlemin taraflarından birisi için katlanılamaz hale gelmiş olmasını gerektirdiğini, davacı erkeğin tacir sıfatının bulunduğunu ve basiretli bir şekilde davranarak işlerinde meydana gelebilecek bozulmayı öngörebilir olması gerektiğini, ayrıca iş durumunun kötüleşmesinin uyarlama yönünden koşulların olağanüstü derecede değişmesi olarak nitelendirilemeyeceğini, protokolün tasdik edildiği tarih ile dava tarihi arasında davacının gösterdiği delillerle koşullarda olağanüstü bir değişiklik olduğunun ve bu nedenle protokol hükümlerinin katlanılamaz hale geldiğinin kanıtlanamadığını, anlaşmalı boşanma davasında takdir olunan nafakanın tarafların ortak kabulünde olduğunu ve bir tarafın sırf boşanmayı sağlamak amacıyla katlanamayacağı nafaka yükümlülüğü altına girmesinin iyi niyetli olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek davacının davasının reddine ve davalı kadın lehine maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı erkek vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek reddolunan dava açısından lehlerine nispi vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının lehe hükmedilen vekâlet ücreti miktarına yönelik istinaf talebine ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile bu yönden yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; dava değeri üzerinden İlk Derece Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesi uyarınca hesaplanan 27.602,00 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili, temyiz dilekçesinde kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek,ekonomik durumunun değiştiğini, eskisi gibi kazancının olmadığını, bu durumun bilirkişi raporu ile de belirlendiğini, değişen kurlarla miktarın çok yükseldiğini, ödeme güçlüğü içerisinde bulunduğunu beyan ederek davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, anlaşmalı protokol hükümlerinin değiştirilmesinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafaka borçları olan davacı yararına nafakanın uyarlanmasının gerekip gerekmediği, davanın kabulü şartlarının olup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 2 , 4, 6, 175 ve176 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 138 Maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.