"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/556 E., 2022/1373 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Batı 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/120 E., 2020/805 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı - karşı davacının birlik görevlerini yerine getirmediğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, sürekli evi terk ettiğini, ailesi ile ilgilenmediğini, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu iddia ederek evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacı - karşı davalının fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, alkol aldığını, müvekkilinin telefonuna program yükleyip müvekkilini takip ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilinin maddî yönden ihtiyaçlarını karşılamadığını iddia ederek bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı - karşı davacı kadının, defalarca evi erk ettiği, barışıp tekrar eve döndüğü, eve döndüğü zamanlarda da evde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği, müşterek çocuklarla ve eşi ile ilgilenmediği, cinsel birliktelikten kaçındığı, davacı-karşı davalı erkeğin alkol aldığı, alkol aldıktan sonra davalı-karşı davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, tehdit ettiği, telefonuna program yükleyip takip ettiği, maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, tüm dosya kapsamı ve tanık anlatımlarıyla sübut bulmakla; taraflar arasında şiddetli bir geçimsizliğin vaki ve sabit olduğu, ortak hayatın yeniden kurulma ihtimalinin kalmadığı, evlilik birliğinin devamında taraflar ve toplum için korunması gereken bir faydanın bulunmadığı, evlilik birliğinin taraflar açısından çekilmez hale gelmesinde yukarıda anlatılan sebeplerle eşit kusurları nedeniyle asıl ve birleşen boşanma davalarının kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, uzman raporları ve çocukların görüşleri dikkate alınarak ortak çocukların velâyetlerinin davalı-karşı davacı anneye verilmesine, velâyetleri davalı-karşı davacı anneye verilen müşterek çocuklar ile davacı-karşı davalı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, eşit kusurlu olduklarından davacı -karşı davalı ve davalı-karşı davacının maddî -manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davalı-karşı davacı kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştiğinde tedbir nafakasının kaldırılmasına, davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, dava tarihinden itibaren başlamak ve mükerrer ödemeye yer vermemek üzere ortak çocuklar için hükmolunan aylık 350,00 şer TL tedbir nafakasına, karar kesinleştiğinde ortak çocuklar için hükmolunan 350,00 şer TL tedbir nafakasının 150,00 şer TL arttırılarak her bir çocuk için aylık 500,00 er TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı - davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının tanık ifadelerinin soyut olduğunu, müvekkilinin kusurunun ispatlanmadığını, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kusura dair eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığını, annenin yaşadığı ilişkiler, ilgisizliği ve sürekli evi terk etmesi de dikkate alındığında ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesi gerektiğini belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davalı - davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı - karşı davalının müvekkilinin eşcinsel olduğu yönünde iftira attığını, bu nedenle hormon testi dahi yaptırdığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, müvekkili lehine yoksulluk nafakası ve tazminata hükmedilmesi gerektiğini, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarlarının çocukların eğitim yaşları da dikkate alındığında az olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakaların miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkeğe yüklenen tehdit vakıasına ilişkin tanık beyanının duyuma dayalı olduğu, yine erkeğe yüklenen maddî ihtiyaçları karşılamama vakıasına yönelik tanık ifadeleri soyut olduğu gibi görgüye dayalı olmadığı, bu nedenlerle bu vakıaların gerekçeden çıkarılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen sair kusurlu davranışlar yanında erkeğin ayrıca kadına hakaret edip aşağıladığı, yine kadına yüklenen kusurlu davranışlar yanında kadının ayrıca sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunduğu, tarafların yine de eşit kusurlu olduğu, ortak çocuk Nazlıcan'ın karar tarihinden sonra ... olduğu, bu çocuk yönünden velâyet ve kişisel ilişkiye yönelik taleplerin konusuz kaldığı, ortak çocuk ... Musab'ın yaşı, ihtiyaçları, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında, tedbir ve iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, Dairenin karar tarihinden başlamak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, tarafların kusur durumu ve kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1-Davacı - davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tanık ifadelerinin soyut olduğunu, müvekkilinin kusurunun ispatlanmadığını, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kusura dair eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığını, annenin yaşadığı ilişkiler, ilgisizliği ve sürekli evi terk etmesi de dikkate alındığında müşterek çocukların velâyetlerinin babaya verilmesi gerektiğini belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi,yoksulluk nafakası, velâyet, erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2-Davalı - davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı - karşı davalının müvekkilinin eşcinsel olduğu yönünde iftira attığını, bu nedenle hormon testi dahi yaptırdığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, müvekkili lehine yoksulluk nafakası ve tazminata hükmedilmesi gerektiğini, ortak çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarlarının çocukların eğitim yaşları da dikkate alındığında az olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, kadının tazminat ve taleplerinin reddi, nafakaların miktarları yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; karşılıklı boşanma davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti,delillerin takdirinde hata edilip edilmediği,tazminatlar, nafakalar, velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 336 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.