"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/865 E., 2022/1973 K.
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kütahya 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/152 E., 2020/35 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun dilekçeler aşamasının usulsüz olduğundan bahisle kabulü ile sair istinaf sebepleri incelenmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada, davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlendikten sonra kadını evden dışarı çıkarmadığını, tarafların evlenmesinden kısa bir süre sonra kadının hamile kaldığını, bundan sonra tarafların cinsel hayatlarınnı sonra erdiğini, erkeğin yatağını ayırdığını, eş ve ailesine hakaretler ve küfürler ettiğini, ailesinden hiç kimsenin evlerine gelmesini istemediğini, eş ve çocukla ilgilenmediğini, babaevine bıraktığını bir süre arayıp sormadığını, ailelerin araya girmesi ile barıştıklarını ancak erkeğin aynı davranışlarına devam ettiğini, eve misafir gelen kardeşinin yüzüne bile bakmadığını, bunun üzerine kardeşinin evden gittiğini, çıkan tartışmadan sonra kadının evden ayrıldığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için 300,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için 300,00 TL tedbir ve yoksulluk, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen hususları kabul etmediklerini, evliliğin kendisine yüklediği görevleri ve sorumlulukları yerine getirdiğini, eşini ve yuvasını bırakıp gidenin davacı taraf olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 08.12.2017 tarihli kararı ile boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların yaklaşık 3-4 yıldır ayrı yaşadıklarını, erkeğin eşini ve çocuğunu arayıp sormadığını erkeğin tamamen kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 300,00 TL yoksulluk nafakasına, 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davalı erkek vekili tarafından; kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda 25.06.2018 tarihli kararı ile davalıya dava dilekçesinin tebliğine dair yapılan tebligatın usulsüz olduğu, bu nedenle dava dilekçesinin davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliği ile dilekçeler aşamasının ve diğer aşamaların tamamlanması gerektiği belirtilerek, kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin,1 ... fıkrasının (a) bendinin (4) üncü altbendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlık kısmında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ... bir süredir fiilen ayrı yaşadıkları davalı erkeğin eş ve çocuğa karşı ilgisiz olduğu evden çocukla beraber ayrılan ve ayrı yaşadığı karısını ve çocuğunu arayıp sormadığı onlarla ilgilenmediği buna karşın davacı kadının haklı olarak kabul edilebilecek bir sebep olmadan ortak konuttan ayrılarak birlikte yaşamaktan kaçındığı tüm bunlar değerlendirildiğinde tarafların bu aşamadan sonra bir araya gelme durumlarının bulunmadığı belirtilerek boşanmaya sebep olan olayların meydana gelmesinde tarafların eşit derecede kusurlu olduğu gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 350,00 TL yoksulluk nafakasına, davacının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili,hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle kusur belirlemesi, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarları, tazminatların reddi ve kişisel ilişki yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı erkek vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek yoksulluk nafakası yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin ilk derece mahkemesi kararını yalnızca yoksulluk nafakası ile sınırlı olmak üzere istinaf ettiğini, davalı erkeğe mahkemece yüklenen karısına ve ortak çocuğa karşı ilgisiz olduğu, evden ortak çocukla beraber ayrılan ve ayrı yaşadığı karısını ve çocuğunu arayıp sormadığı onlarla ilgilenmediği şeklindeki kusurlu davranışının kesinleştiğini, dinlenen tanık beyanları ve tüm delillerden davacı kadına kusur yüklenmesinin mümkün olmadığını bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğunu belirterek bu kusurlu davranışların davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığını, manevî tazminatın koşullarının kadın yararına oluşmadığını ve usuli kazanılmış haklarında korunması gerektiğini belirterek davacı kadının kusura ve maddî tazminata yönelik istinaf talebi ile davalı erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) ... alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusura ilişkin gerekçenini düzeltilmesine, davacı kadın yararına aylık 300,00 TL yoksuluk nafakası ve kadın yararına 5.000,00 TL maddî tazminat takdirine, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, erkeğin tamamen kusurlu olduğunu, maddî ve manevî olarak hiç bir destek görmediğini, çocuğun babasını gördüğünde yabancı birini görmüş gibi korkarak hareket ettiğini, bu nedenle ortak çocukla baba arasında tesis edilen yatılı kişisel ilişkinin kaldırılmasını, yoksulluk ve iştirak nafakalarının düşük olduğunu belirterek maddî tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı, manevi tazminat talebinin reddi ve kişisel ilişki yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, davacının ailesine ait dükkanda çalıştığını, ayrıca aile konutunu terk ederek baba evine döndüğünü, kusurunun erkekten ağır olduğunu, istinaf mahkemesinin kusur tespiti yönündeki kararını kabul etmediklerini, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının göz ardı edildiğini, kadının çalışmasına engel herhangi bir durum olmadığını, hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini, boşanmanın gerçekleşmesinde kusuru bulunmayan erkek aleyhine maddî tazminat verilmesinin ... olmadığını, belirterek kusur belirlemesi, maddî tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, kadın yararına maddî tazminat ile yoksulluk nafakası verilmesinin ve manevi tazminat talebinin reddinin yerinde olup olmadığı, maddi tazminat ile nafakaların miktarı, kişisel ilişki düzenlemesi, usuli kazanılmış haklara uygun karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 ..., 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 ... ve 371 ... maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 9 uncu maddesinin 3 üncü fıkrası. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 4 üncü maddesinin 1 ve 2 nci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.