"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2772 E., 2022/2383 K.
KARAR : Kısmen kabul, yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/201 E., 2021/704 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına tazminat ve yoksulluk nafakası ödenmesine, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına ve çocuklara şiddet uyguladığını, kadını bir eşya gibi gördüğünü, ağır hakaret ve tehdit ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, düğünde takılan altınları müvekkilinin rızası olmadan elinden aldığını bozdurarak, kişisel harcamalarına ve borçlarına kullandığını, 13.09.2019 tarihli son olayda kadın ve ortak çocuğu darp ettiğini, hakaret ve küfür ettiğini, ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı 750,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle kadının psikolojik sorunları olduğunu, son bir yıldır her gün okul çağındaki çocuklar ile yalnız yaşayan kardeşinin yanına gittiğini, sürekli eş ve ailesine küfür ve hakaret ettiğini, ailesiyle görüşmediğini, çocukların da görüşmesine izin vermediğini, erkeklik duygusu üzerinden hakaretler ettiğini, cinsel olarak yakınlık göstermediğini, davacının sinir hastası olduğunu, her olayı günlerce devam ettirerek konuştuğunu, sürekli sinirli hallerini bahane ederek istediğini yaptığını, kendi bedenine zarar verdiğini, vücudunda jilet izlerinin bulunduğunu, çok takıntılı biri olduğunu, aşırı deterjan kullandığı için makinenin bozulduğunu, kendisini aşırı sıcak suda yıkadığı için baygınlık geçirme gibi durumlar yaşadığını, bir süre Malatya ... Hastanesinde yatarak tedavi gördüğünü, ancak tedavisini tamamlamayarak bıraktığını, taraflar arasında son yaşanan ve dava açılmasına sebep olan olayın ise oğlu Muharremin yanlış davranışları olması nedeniyle üzerine çok düştüğünü, kötü davranışlarını engellemeye çalıştığını, sonrasında oğlu Muharrem ve eşinin erkeği darp ettiklerini, eşi ve çocuğu olduğu için onları şikayet etmediğini ve darp raporu almadığını, çocuğunun yanlış davranışlarına destek çıktığını, hakaret, aşağılama ve küfürler ettiğini belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı 100,00 TL iştirak nafakasına, erkek yararına 20.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadın ve çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığı, kızını kabloyla dövdüğü, kafasını cama vurduğu, oğlunun kafasını ağaca vurduğu, kadının boğazını sıktığı, kadına tekme ve tokat attığı, evin geçimini sağlamak için üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, kadına ve çocuklarına ev ihtiyaçları ve kişisel ihtiyaçlar için yeterli para kazanmasına rağmen vermediği, kadına ve çocuklarına hakaret ve küfür ettiği, tehdit ettiği; kadının ise erkeğe hakaret ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu, çocukların yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuklarının velâyetinin belirlendiği, çocukların ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, boşanmakla eşinin maddi desteğini kaybeden ve kişilik hakları ihlal edilen kadın yararına tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla babası arasında kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı- karşı davalı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kabul edilen karşı dava, kusur tespiti, maddî ve manevî tazminat ile nafakaların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı- karşı davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, kabul edilen asıl dava, kusur tespiti ile reddedilen talepleri yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ile nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesi ile kadının tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) ... alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; kadın yararına 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 35.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin tüm, kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, erkeğin ağır kusurlu olduğunu, karşı davasının reddine karar vermesi gerektiğini, maddî ve manevî tazminatın kusur durumuna ve ekonomik koşullara göre düşük belirlendiğini, ekonomik koşullar değerlendirildiğinde hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası düşük kaldığını belirterek kabul edilen karşı dava, kusur tespiti, maddî ve manevî tazminat ile nafakaların miktarı yönünden yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle hükmün gerekçesinin anayasal normlara uymadığını, kadının evliliğin ilk zamanalarından beri psikolojik sorunları olduğunu, mahkemece alınan raporun sadece kadının akıl sağlığının evliliğe engel olup olmadığı yönünde olduğunu, raporun taraflara tebliğ edilmediği için itiraz hakkının kullanılamadığını, iddianın evliliği zorlaştıran, katlanılması imkansız hale getiren psikolojik hastalıklarının varlığının araştırılması gerektiğini, erkeğin eş ve çocuğa şiddet uyguladığı 9 yıl önceki hususun dilekçeye yazılmasının af kabul edilmesi gerektiğini, son olayda yaşananların sistemli bir şekilde büyütülmesi ile bu duruma gelindiğini, aynı gece erkeğin de eş ve çocuk tarafından darp edildiğini ancak şikayetçi olmadığını, kadının son bir yıldır ev ile bağını iyice kestiğini, eş ve ailesine sürekli hakaret ve küfürler ettiğini, tazminatların miktarlarının arttırılmasının da hatalı olduğunu, sadece çocukların beyanı ile kişisel ilişkinin kaldırılması ... olmadığını, iddialarının tanık beyanlarıyla ispatlandığını, kadının ağır kusurlu olduğunu, kadının evliliğin bitiminden kaynaklı maddî bir zararı bulunmadığını belirterek kabul edilen asıl dava, kusur tespiti ile reddedilen talepleri ve kişisel ilişki kurulması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davasının ve ferilerinin kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesinin ve babası ile kişisel ilişki kurulmamasının çocuğun ... yararına uygun olup olmadığı, kadın yararına nafaka ile maddî- manevî tazminata, çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının olup oluşmadığı, miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 ..., 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 ..., 330 uncu ve 336 ncı maddeleri 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 ... ve 371 ... maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ..., 51 ..., 52 ... ve 58 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.