Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11332 E. 2023/2669 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu ve boşanma ile birlikte velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin nasıl sonuçlanacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı değerlendirildiğinde, usul ve yasaya aykırılık tespit edilemediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/300 E., 2022/765 K.

KARAR : Kısmen Kabul ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/252 E., 2019/739 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddi ile erkeğin davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı- karşı davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin davasının reddine, davalı- karşı davacı erkeğin tüm, davacı- karşı davalı kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin annesinin kadını istemediğini, evliliklerine müdahalelerde bulunduğunu, erkek ve kayınvalidesinden şiddet gördüğünü, davalı- karşı davacı erkeğin hiçbir sebep yokken bir çok defa kadını babasının evine gönderdiğini, her tartışma sonrası ayrı odada kaldığını ayrı sofralarda yemek yediklerini, evin tüm ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadının ve ortak çocuğun sağlık sorunları ile ilgilenmediğini, her seferinde anneme boyun eğeceksin tarzında sözler söylediğini, eğitim hayatına dahi müdahale ettiğini, evden çıkarken evin kapısını kilitlediğini, kadını eve hapsettiğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının senede bir bile olsa annesini istemediğini, evlilik hayatı boyunca en ufak olayları dahi ailesine anlattığını, kadının sinir hastası olduğunu, en ufak sorunları bile ailesi tarafından müdahele edilerek evi terk ettirdiklerini, evi sık terk ettiğini, telefonlara cevap vermediğini, kendisini odaya kitlediğini ve eşini istemediğini belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin görevde olduğu sırada, erkeğin annesi tarafından 11.03.2018 tarihinde kadının küfür ve hakaret içerir sözler ile darp edildiği ve durumu erkeğe bildirdiğinde kadına, kendini bir odaya kilitlesin tarzında sözler söyleyerek duruma tepkisiz kaldığı, akşam geldiğinde ise kadının babasına annem her zaman aynı şeyleri yapıyor dediğinin sabit olduğunu ancak 11.03.2018 tarihli olaydan sonra kadının 16.03.2018 tarihine kadar ortak evde yaşamaya devam ettiği, kadının 16.03.2018 tarihinde babası ile ortak hanenin bulunduğu Diyarbakır'dan Elazığ'a döndüğü, kadının 16.03.2018 tarihinde erkek tarafından darp edildiğine ilişkin vakıa bildirimi olmadığı, Elazığ'a döndüğünde kadının vücudundaki bir kısım darp izlerinin 11.03.2018 tarihli olaydan kaldığı, kadının bu olaydan sonra 5 gün daha ortak ikametgahta eşi ile birlikte yaşamaya devam ettiği düşünüldüğünde kadının kayınvalidesinin yaptığı fiili affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, erkeğe bu nedenle kusur yüklenemeyeceği ancak kadının olaydan 5 gün sonra herhangi haklı bir sebep olmaksızın evden ayrıldığı dolayısıyla birlikte yaşamaktan kaçındığı, evden ayrılma sebebi olarak iddia ettiği eşyaları alarak evi terk etmesini, babasının evine gitmesini söylediği vb. iddialarının kadın tarafından ispat edilemediği, tanıkların fiili ayrılık sürecindeki diğer anlatımlarının barışma girişimi olarak değerlendirilmesi gerektiği belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tamamen kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 650,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 6.000,00 TL maddî tazminata ve erkeğin manevî tazminat talebinin reddi ile kadının boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı- karşı davalı kadın vekili, kadının davasının reddi, karşı davanın kabulü, kusur tespiti yönünden hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- karşı davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek maddî tazminat tutarı, manevî tazminat istemlerinin reddi, velâyet, kişisel ilişki yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile terk sebebine dayalı açılmış bir dava olmadığından ve evden kadının ayrılmasının boşanma davası için tek başına yeterli sebep olmadığından bahisle kadının istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) ... alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; erkeğin davasının reddine, ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin tazminat talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına yargılama gideri ve vekâlet ücretine, erkeğin tüm kadının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı- karşı davalı kadın vekili, katılma yolu ile kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, sadece eşinden değil erkeğin annesinden de şiddet gördüğünü, ancak her defasında kayınvalidesi kadını suçluymuş gibi gösterdiğini, erkeğin de şiddet ve hakaretine maruz kaldığını, 9 09.03.2018 sabahında ortak konutta erkeğin annesinin de bulunduğu sırada yaşanılan tartışmayla erkeğin, hem kadına hem de bebeğine saldırdığını, darp ve hakaretler ettiğini, tartışma gününün akşamı erkek ve annesi birlikte kadını darp ettiğini, babasını arayarak bana yardım et kurtar dediğini, bir an önce gelmesi için darp edildiği fotoğrafları babasına gönderdiğini, davalının, darp raporu almasında endişe ederek annesini Elazığ da ki evine getirdiğini, aynı gün içinde Diyarbakır'da ki evine döndüğünü, kadına hiç olmadığı kadar ... davranarak annem hep huzursuzluk çıkarıyor bizim huzurumuzu bozuyor. Bunadı artık hepimiz ailecek farkındayız onun yaptığı ve söylediklerinde dolayı üzülme dediğini ve düzelecek umuduyla babasını arayarak gelmemesini zira eşinin kendisine ... davrandığını ve kötü davranmayacağı konusunda da söz verdiğini söyleyerek gelmelerine mani olduğunu, bir hafta geçmiş ve vücudunda ki yaraların iyileştiğini gören erkeğin anahtarlarını alarak eş ve çocuğu eşyalarını alıp evi terk etmesini babasının evine gitmesini istediğini ve gece yarısı babasının evine gitmek zorunda bırakıldığını, tanık ifadelerinin dikkate alınmadığını, erkeğin tam ve asli kusurlu olduğunu, hükmedilen nafakaların çok düşük olduğunu belirterek; kendi davasının ve ferilerinin reddi ile kusur belirlemesi, tedbir nafakalarının ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- karşı davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, kadının davasının reddinin isabetli olduğunu, erkeğinin kusurunun bulunmadığını, kadının birlik yükümlülüklerini yerine getirmemek için evi terk ettiğini, kadının başkaca kusurlarının da bulunduğunu, senede birkaç gün dahi kayınvalidesi ile aynı yerde kalmasını huzursuzluk sebebi olarak gördüğünü, erkeğin ailesine hakaret ettiğini, ailesi tarafından müdahale edilerek evden uzaklaştırıldığını, kadının tam kusurlu olduğunu, erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini ve nafakanın kaldırılmasını istediğini belriterek; erkeğin davasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında davanın kabulüne karar verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 ..., 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 ..., 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 ... ve 371 ... maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci, 51 ..., 52 nci ve 58 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.