"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/625 E., 2022/2469 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... vekilleri Av. ... vd.
DAVA TARİHİ : 02.06.2020 - 08.09.2020
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/277 E., 2021/859 K.
Taraflar arasındaki tedbir nafakası ve birleşen boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin birleşen boşanma davası 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının tedbir nafakası davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle tedbir nafakası davasının da kabulüne ve kadının ağır kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 28.04.2019 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten ortak çocuklarının bulunmadığını, davalı-davacı tarafın ilk evliliğinden olan iki çocuğuna kadının baktığını, evliliğin başından itibaren erkeğin anesi ile birlikte yaşamaya zorlandığını, durumu olmasa dahi ayrı ev açmadığını, kadının yaptığı tüm işler erkeğin annesi tarafından beğenilmediğini, yaptığı yemekler ve temizlik işleri sürekli eleştiriye mağruz kaldığını, davalının annesi sürekli şikayet ettiğini, bu durumunu da oğluna bildirdiğini, en son olarak kadının artan yemeği dökmesiyle başlayan tartışma üzerine, taraflar bir süre kafa dinlemek ve tekrar bir araya gelmek amacıyla ayrı kalmak kararı aldıklarını, bu ayrılığın 04.02.2020 tarihinde olduğunu, kadının kısa sürmesini beklediği ayrılık dönemi sonrası ortak konuta dönmek istediğini ancak erkeğin görüşmek istemediğini, evlilik birliğini devam ettirmek istemediğini beyan ettiğini, ailesinin yanına sığınmak zorunda kalan kadının geçimini sağlayabileceği hiç bir geliri bulunmadığını belirterek aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesini, yargılama safahatında da erkeğin birleşen davasının reddini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin ikinci evliliği olduğunu, önceki evliliğinden iki ortak çocuğunun bulunduğunu ve bu çocukların velâyetinin babada olduğunu, kadının evlendikten sonra annesine karşı hakaretlerde bulunduğunu, erkeği tehdit ettiğini ve hakaret ettiğini, çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığını, 02.02.2020 tarihindeki son tartışmada, annesinin erkeğe, artan yemeği eşin dökmesin, ben yerim günahtır, diye söylediğini, bu esnada kadının bu sözleri gizlice dinleyerek duyduğunu ve erkeğin annesine aşırı bir öfkeyle hakaret etmeye başladığını, az haysiyetin ve şerefin kaldı ise pılını pırını topla defol git diye bağırdığını, annesinin fenalaştığını, olayın yaşandığı günün ertesi sabahında erkeğin işe gittiğini, bunu fırsat bilen kadının annesine, küçük çocukların yanında ağza alınmayacak hakaretler ettiğini, gün içerisinde kadının yarın izin al, kardeşlerim gelecek konuşacağız diye mesaj attığını, kardeşleri gelmeden bavulunu hazır eden kadının, ailelerin konuşmasının ardından 04.02.2020 tarihinde onayı olmaksızın memleketi olan ...'ın ... ilçesine gittiğini belirterek, asıl davanın reddi ile birleşen davasının kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini ve asıl davanın reddini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğin yaşlı annesine bok ye, senin ağzına s.çarım, g.tüne yak o kınayı şeklinde hakaretler ettiğini, kardeşlerim gelirse annen kalp krizi geçirir diyerek tehditlerde bulunduğunu, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuklarına birden fazla kere fiziksel şiddet uyguladığını belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tamamen kusurlu olduğu ve tarafların ayrı yaşadıklarının sabit olduğu , dinlenen tanık beyanlarından kadının ayrı yaşamayı gerektirecek şekilde kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzurunun ciddi biçimde tehlikeye düştüğü ispat edilemediği gerekçesi ile kadının açtığı tedbir nafakası talepli davasının reddi ile kadın lehine bağlanan aylık 500,00 TL nafakanın geriye dönük olarak kaldırılmasına, erkeğin birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, her iki dava yönünden de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının tedbir nafakasına ve kusur belirlemesine ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; davalı-davacı erkeğin de, tarafların bir süre ayrı kalıp kafalarını dinlemesi konusunda anlaştıkları halde, kadının bir daha eve dönmesini istemediği bu nedenle kadına nispeten az kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının ağır kusurlu olduğunun tespitine ve kadının tedbir nafakası istemli davasının da kabulü ile kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadına yüklenen kusurların ispatlanamadığını, kayınvalidesiyle birlikte yaşamaya zorlandığını, bu nedenle kadına hakaret kusurunun yüklenemeyeceğini, taraflar arasında geçen bir sorunun dosyada bulunmadığını bu nedenle birleşen davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 197 nci maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.