"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/803 E., 2022/1564 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara ... 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1054 E., 2021/3 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların 2013 yılında resmi nikah yaptıklarını, davalının ailesinin telkinleri ile hareket ederek Şereflikoçhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/557 Esas sayılı boşanma davasını açtığını, davanın reddine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, boşanma davasından itibaren davalının davacı ile görüşmeyi sonlandırdığını, evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının mesaj ile doğum gününü kutlaması üzerine gelişen konuşmada davacıya "nasıl evlilik bu? sen kocasız devam yaşa, ben yeni eşimle beraber hayatın tadını çıkartırım" şeklinde mesaj gönderdiğini, ayrıca davacıya "ben Alman vatandaşı oluyorum ve burada da evlenebiliyorum" dediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini ve müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığını, tarafların resmi nikahı akabinde düğün hazırlıkları sırasında davacı ve ailesinin sürekli sorunlar çıkardığını, tüm bu yaşanan süreç içinde davalının fikren ve ruhen davacı ile anlaşamayacaklarını anladığını, davacının davalıyı sürekli zor duruma soktuğunu, ortak noktada anlaşmak için tüm teklifleri reddettiğini, davacının Almanya'da dört hafta kaldığını, bu süre içinde üç kere evlilik yüzüğünü attığını, "benim dediğim olmazsa bu evlilik biter" dediğini, en son davalının halasının iş yerinde tüm çalışan ve müşterilerin yanında yüksek sesle "bu iş bitti" deyince, davalının ilişkiyi bitirme kararı aldığını, davalının başka biri ile birlikte yaşadığı iddiasını kabul etmediklerini, taraflar arasında evlilik birliğinin fiilen kurulmadığını beyanla, tarafların boşanmalarına ve davacının fer'i taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 2013 yılında resmi nikah kıydıkları, düğün olmadan ayrıldıkları, müşterek çocuklarının bulunmadığı, fiilen bir araya gelmedikleri, davalı erkek tarafından daha önce açılan boşanma davasının reddedildiği, boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelmedikleri, fiili ayrılık döneminde davacı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirir bir davranışının varlığının davalı erkek tarafından ispatlanamadığı, davalı erkeğin ilk boşanma davasını açarak boşanma nedeni yarattığı ve fiili ayrılığı başlattığı, ayrıca davacıya "Ben Alman vatandaşıyım, evlendim" şeklinde mesaj atarak ... sarsıcı davranışta bulunduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizliğin bulunduğu, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının yapılan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre; çalıştığı, boşanma ile yoksulluğa düşeceği kanaatine varılmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının kusurunun ispatlanamadığı, davacı kadın lehine tarafların sosyal ekonomik durumları, aralarında fiili birlikteliğin kurulmaması ve hakkaniyet ilkesi nazara alınarak maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği, davalı erkeğin eşine Almanya'da evlendiğini söylemesi, davacı kadının kişilik haklarına ve aile bütünlüğüne saldırı teşkil ettiği kanaatine varıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, aralarında fiili birlikteliğin kurulmaması ve hakkaniyet gereği davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı kadın yararına 20.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin asgari ücretle çalıştığını, kazancının geçimini sağlamakta yetersiz kaldığını, davalı erkeğin gelirini yüksek olduğunu, aylık 3.600 euro gelirinin olduğunu, tazminat miktarlarının da dosya kapsamına ve gerekçe ve yasalara aykırı olduğunu, miktarlarının çok düşük olduğunu belirterek reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; resmi nikahın müvekkilinin yurt dışında yaşaması, davacı kadının da yurt dışına gitmek için yapıldığını sabit olduğunu, tarafların düğünlerinin yapılmadığını, ayrıldıklarını ve fiili birlikteliğin kurulmadığını, evlilik birliğinin hiç kurulmadığı sabit iken davacı yararına maddî ve manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği, kadına yüklenebilecek ispatlanmış kusur bulunmadığı, kusur belirlemesinde hata yapılmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazminat takdir edilmesinde, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, buna karşın; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, paranın alım gücü, davalı erkeğin Almanya ülkesinde çalışması ve Euro üzerinden ücret alması, beklenen menfaatlerin kapsamı ile davalı erkeğin kusurlu davranışlarının davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliği dikkate alındığında, davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu, İlk Derece Mahkemesince davacı kadının çalıştığı, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı kadının asgari ücretle çalıştığı, davalı erkeğin ise Almanya'da çalışarak Euro üzerinden gelir elde ettiği, ekonomik durumunun kadına göre ... olduğu, asgari ücret seviyesindeki gelirin kişiyi yoksulluktan kurtarmayacağı, tedbir ve yoksulluk nafakası koşullarının davacı kadın yararına gerçekleşmiş olduğu gerekçesi ile davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına yerine yeniden hüküm kurmak suretiyle; davacı kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 maddi, 40.000,00 manevi tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesinde yer alan beyanlarını tekrarla Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı kadının ağır kusurlu olduğu, tazminatların fahiş olduğu, davacı kadının çalıştığı ve tarafların bir araya gelip yaşamadığı, genel gerekçe ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kararın bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, davacı kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... ve 371 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.