Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11520 E. 2023/3729 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadının, davalı erkeğin şiddet uygulamaları nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsıldığını ileri sürerek açtığı boşanma davasının reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı iddiasını ispatlayamaması ve ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/598 E., 2022/1130 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/140 E., 2022/59 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve eşya alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine, kadın yararına tedbir nafakası ödenmesine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin kadına karşı sürekli fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadının çevre baskısı nedeniyle bugüne dek evliliğini sürdürmek durumunda kaldığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine ve kadına ait ev eşyalarının iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, eşini sevdiğini ona şiddet uygulamadığını, eşinin evi terk edip bir daha dönmediğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yargılama safahatında iddia ve savunmaların ispatı bakımından taraflara delillerini ve tanıklarını bildirmek üzere süre verildiği, davalı erkeğin tanık olarak bildirdiği ortak çocuk Burak'ın beyanlarının alındığı, davacı kadının ise tanık dahil hiçbir delil bildirmediği, bu durumda evlilik birliğinin, sürdürülmesi davacıdan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılarak davacı için çekilmez hale geldiği ve bu halin ortaya çıkmasında davalı erkeğin kusurlu davranışlarının etkili olduğunun tespit edilemediği, davanın usulünce ispatlanamadığı, tarafların halen ayrı yaşamaya devam ediyor oluşunun tek başına davalı erkeğin kusurlu olduğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı anlamına gelemeyeceği yönünde yapılan değerlendirme ile davacı kadının boşanma ve diğer feri taleplerinin reddine, kadın lehine takdir edilen 450,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadının eşya alacağı talebinin dosyadan tefriki ile başka esasa kaydına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tanıkların duruşmada hazır bulundurulmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince kesin süre içerisinde tanık listesinin bildirilmemesi nedeniyle davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, hakkında verilen koruma kararı nedeniyle erkeğin kusurlu hareketlerini ispat ettiğini ileri sürerek reddedilen davası yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu yönünde yapılan değerlendirme ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını aynen tekrarla kararın reddedilen davası yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının reddine karar verilmesinin hukuki şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.