"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1395 E., 2022/1464 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Polatlı Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/772 E., 2022/354 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf taleplerinin kabulüyle kararın kaldırılmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle kararın kısmen kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı - davalı erkek vekili dava dilekçesi ile; erkeğin, davalı - davacı kadının isteği ile Polatlı'daki evini ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davalı - davacı kadına vermeyi kabul ettiğini, bu sözleşmeden sonra kadının, erkeğin yanında iken çalan telefonları açmadığını, telefonuna sürekli mesajlar geldiğini, 2015 yılı Eylül ayında M. adlı kişinin erkeği arayarak kadın ile dört yıl evlilik dışı ilişki yaşadığını söylediğini, halen ilişkilerinin devam ettiğini, kadının erkeğe moruk dediğini, evden ayrılarak ...'a gittiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın davaya süresi içerisinde cevap vermemiştir.
2.Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesi ile; tarafların evlilikleri süresince karı koca ilişkisi yaşamadıklarını, erkeğin cinsel yönden yetersiz olduğunu, doktora gitmesine rağmen cinsel yönden başarılı olamadığını, yüksek tansiyon ve ileri derecede şeker hastası olduğunu, evlendikten 25 gün sonra kısmi felç geçirdiğini, kendisine söz verdiği evi vermemek için iftira attığını, hiç kimse ile ilişki yaşamadığını, dava dışı M. ile üç yıl önce evlenmeye karar verdiklerini, evli olduğunu öğrenince ayrıldığını, evlendikten sekiz ay sonra M. İsimli erkeğin, kadının telefonunu bulduğunu, kadını ısrarla aradığını, ölümle tehdit ettiğini, erkeğin kendisini evden kovduğunu, öldürmekle, evi yakmakla tehdit ettiğini, evden kovulunca ...'daki kızının yanına gittiğini belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, ev eşyaları için toplam 130.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 29.03.2018 tarih ve 2016/103 Esas, 2018/212 Karar sayılı kararı ile; tarafların fiilen 10 ay kadar ortak hanede birlikte yaşadıkları, kadının davacı erkeğin cinsel yetersizliğinin bulunduğunu iddia ettiği ve alınan raporlarda bu hususun subut bulduğu, kadın tanığının da bu hususta evlilikten 2-3 ay sonra taraflar arasında yaşanan bir tartışmaya şahit olduğunu beyan ettiği, taraflar arasında evlilikten 4 ay kadar sonra ölünceye kadar bakma vaadi sözleşmesinin akdedildiği, kadının sözleşmeyi yaparken erkeğin cinsel yöndeki sağlık durumundan haberdar olduğu, ancak buna rağmen sözleşmeyi yapmak suretiyle evlilik birliğini devam ettirme iradesini ortaya koyduğu, her ne kadar evlilik birliğinden tarafların cinsel istekleri karşılama beklentisinin bulunduğu kabul edilse dahi, kadının, davacı erkeğin mevcut rahatsızlığını bilmesine rağmen bu sözleşmeyi yapmasının eşinin kusurunu hoşgörüyle karşıladığı şeklinde yorumlanması gerektiği ve evlilik birliğinden beklentisinin cinsel yönden olmadığı, evlilik birliğini ölünceye kadar devam ettirmek isteğinde olduğu, bunun yanında davalı-davacı kadının güven sarsıcı davranışta bulunması ve sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle erkek lehine 10.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, davalı-davacı kadının davasının ve fer'î taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın her iki dava ve kusur belirlemesi yönünden, ... erkek vekili ise katılma yoluyla manevî tazminat miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 30.10.2020 tarih ve 2019/682 Esas, 2020/1318 Karar sayılı kararı ile; davalı-davacı kadının ev eşyaları ve erkeğin kendisine vermeyi taahhüt ettiği ev için talep ettiği maddî tazminat talebinin her bir kalem için ne miktarda tazminat talep edildiği yönünde kadına açıklama yaptırılması ve görev hususu da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere davalı-davacı kadının istinaf taleplerinin kabulüyle kararın tamamının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi ve belirtilen usuli eksikliğin tamamlanması için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, ... erkeğin istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının ev bedeli olan 100.000,00 TL talebi ile çeyiz eşyalarına yönelik talebinin dosyadan tefrikine karar verilerek önceki kararda yer alan gerekçe ile aynı gerekçe kaleme alınmak suretiyle kadının güven sarsıcı davranışları ve sadakat yükümlülüğüne aykırı hareketleri nedeniyle evlili birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tam kusurlu olduğundan bahisle asıl davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle erkek lehine 10.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte erkeğe ödenmesine, davalı-davacı kadının davasının ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davalı-davacı kadın istinaf dilekçesiyle; asıl davanın kabulü, birleşen davanın reddi ve maddî tazminat talebi hakkında tefrik kararı verilmesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.... erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesiyle; manevî tazminat miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 12.10.2022 tarihli ve 2022/1395 Esas, 2022/1464 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak asıl davanın kabulüyle birleşen davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun olduğu, kadının boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan maddî tazminat talebi hakkında tefrik kararı verilmiş olmasının isabetli olduğu, erkek yararına hükmedilen manevî tazminatın miktarının hakkaniyete uygun olduğu ancak İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararda erkek lehine hükmedilen maddî tazminata faiz işletilmediği, bu karara karşı erkeğin bir istinaf itirazı olmadığı halde İlk Derece Mahkemesince verilen ikinci kararda erkek lehine hükmedilen maddî tazminata yasal faiz işletilmesinin isabetsiz olduğu, her ne kadar kadın yargılama aşamasında maaş karşılığında yatılı olarak çocuk baktığını ifade etmişse de herhangi bir SGK kaydının olmadığı, Mahkemece kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesi ile erkeğin maddî tazminat talebine yasal faiz hükmedilmesine ilişkin kadının istinaf taleplerinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hükümlerinin kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulması suretiyle kadın yararına dava tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, erkeğin maddî tazminata faiz işletilmesine yönelik talebinin reddine, tarafların sair istinaf taleplerinin de esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı-davacı kadın temyiz dilekçesinde; erkek ile ev karşılığında ölünceye kadar bakım sözleşmesi yapmasının erkeğin cinsel yetersizliğine ilişkin kusurunu affettiği anlamına gelmediğini, erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğunu ileri sürerek kararın her iki dava ve maddî tazminata ilişkin talebin tefrikine karar verilmesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. ... erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; kadının asgari ücretin üzerinde gelir elde ediyor olmasına rağmen lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince maddî tazminata işletilen yasal faiz hükmünün kaldırılmasının hatalı olduğunu ve kadının kusurlu hareketlerinin daha yüksek miktarda manevî tazminat gerektirdiğini ileri sürerek kararın tedbir nafakası, maddî tazminata işletilen faiz hükmünün kaldırılması ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü ve birleşen davanın reddine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, kadının tedbir nafakasına hak kazanıp kazanmadığı, erkeğin maddî tazminat talebine faiz işletilmesinin gerekip gerekmediği, manevî tazminat miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ile kadının boşanmanın fer'îsi niteliğinde olmayan maddî tazminata ilişkin talebi hakkında verilen tefrik kararının hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflar tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.