"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1389 E., 2022/1530 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 16. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/659 E., 2021/444 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince dava konusu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi... Mevki Cilt No:13 Sayfa no: 1217 tapu kaydında bulunan 6027 ada 16 parsel sayılı mesken niteliğinde Kat 1 No:4 'te bulunan taşınmazın üzerindeki 21.09.2006 tarihli 12193 yevmiye numaralı 1 inci dereceden 115.000,00 TL değerindeki ipoteğin kaldırılmasına, 27.10.2015 tarihli 49145 yevmiye numaralı 2 nci derece 260.000,00 TL bedelli ipotek yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; miras bırakan...nun davacının eşi ve aynı zamanda dava konusu taşınmazın maliki olduğunu, dava dışı... İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi'nin kullanmış olduğu krediye istinaden davalı banka yararına dava konusu taşınmaz üzerine iki farklı tarihte ipotek tesis edildiğini, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu ve halen de aile konutu olarak kullanılmaya devam ettiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi hükmü gereği aile konutu olarak kullanılmakta olan taşınmaz üzerine kayıt maliki olmayan eşin açık rızası alınmadan ipotek tesis edilemeyeceğini, davalı banka tarafından, dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığı yönünde yeterli araştırma yapılmadan taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, taşınmazın tapu kaydında, aile konutu şerhi bulunmamasının onun aile konutu olmadığı anlamına gelmediğini zira aile konutu şerhinin kurucu değil bildirici nitelikte olduğunu, davalı banka tarafından haksız şekilde icra takibi başlatıldığını iddia ederek davanın kabulü ile aile konutu olarak halen kullanılmakta olan dava konusu taşınmaz üzerine miras bırakan kayıt maliki olan eş tarafından davalı banka yararına konulan ipoteklerin kaldırılması ve davalı banka tarafından başlatılan icra takibinde satış işlemlerinin durdurulması amacıyla tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerine dava konusu taşınmazın kayıt maliki olan Cemal Cemaloğlu tarafından kredi borçlusunun doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak iki farklı tarihte ipotek tesis edildiğini, kullanılan kredilerin ödenmemesi sebebiyle kredilerin kat edildiğini ve alacağın tahsili amacıyla ipotek borçlusuna noter vasıtasıyla ihtarname gönderildiğini, ihtarlara rağmen borcun ödenmediğini ve icra takibi başlatıldığını, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğe davacı kadının açık rızası olduğunu ve bu konuda muvafakatname imzaladığını, ayrıca dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhinin de bulunmadığını, davalı bankanın iyiniyetli olduğunu, dava konusu taşınmazın maliki olan Cemal Cemaloğlu'nun vefat ettiğini ve taşınmazın aile konutu niteliğini yitirdiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın, davacı ve vefat eden kayıt maliki olan eş tarafından aile konutu olarak kullanıldığı ve halen de davacı tarafından ikamet edildiği, dava konusu taşınmaz üzerine 21.09.2006 tarihinde 115.000,00 TL bedelli, 27.10.2015 tarihinde ise 260.000,00 TL bedelli iki adet ipotek tesis edildiği, somut olayda; 21.01.2015 tarihli muvafakatnameden anlaşılacağı üzere davacı kadının, 27.10.2015 tarihli ikinci derece 260.000,00 TL bedelli ipotek işleminden haberdar olduğu ve ipotek işlemine açık yazılı rızasının bulunduğu, imza inkarında da bulunulmadığı, dava konusu taşınmaz üzerine 21.09.2006 tarihinde birinci derece 115.000,00 TL bedelli konulan ipotek işlemine karşı ise açık rızasının alınmadığı gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile ... İli ... İlçesi ... Mahallesi... Mevki Cilt No:13 sayfa no: 1217 tapu kaydında bulunan 6027 ada 16 parsel sayılı mesken niteliğinde Kat 1 No:4 'te bulunan taşınmazın üzerindeki 21.09.2006 tarihli 12193 yevmiye numaralı 1 inci dereceden 115.000,00 TL değerindeki ipoteğin kaldırılmasına, 27.10.2015 tarihli 49145 yevmiye numaralı 2 nci derece 260.000,00 TL bedelli ipotek yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, dava konusu taşınmaz üzerine 2015 yılında konulan ipotek ile ilgili bilgisi olmadığı, her ne kadar gerekçeye konu edilen belge davacı kadın tarafından imzalanmışsa da metnin içeriğinin ve yüklediği sorumlulukların davacı kadın tarafından bilinmediği, vefat eden eş tarafından evde imzalatıldığı, imzalanan belgenin hukuki sonuçlarını bilmediği, eşine güvendiği için belgenin imzalandığı, dava konusu taşınmaz ile ilgili icra takibi başlatıldığı ve icra yolu ile satılması durumunda telafisi imkansız zararlar doğacağı, yargılama sonuna kadar tedbir kararı verilmesi ve takibin durdurulması gerektiği belirtilerek; reddedilen 27.10.2015 tarihli ipotek yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kabulü yönünde verilen kararın hatalı olduğu, taşınmaz üzerine konulan ipotek işlemine kadının açık rızası olduğu, ayrıcı taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığı ve kayıt maliki olana eşin vefat ettiği ve dava konusu taşınmazda 13/16 hissesi olduğu, kayıt maliki olan eşin hissesini aşar şekilde karar verilmesinin de hatalı olduğu ve davanın tümü ile reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; kabul edilen 21.09.2006 tarihli ipotek yönünden yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dışı muris eş adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davalı banka yararına konulmuş bir ipoteğin olduğu ve davacı sağ eşin dava açarak ipoteğin geçersiz olduğunu ileri sürdüğü, şayet iddia edildiği gibi 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi anlamında açık rıza alınmamış ise bu ipotek işleminin geçersiz olduğu, dolayısıyla, geçerli bir işlemin olmadığının kabul edildiği hallerde, malik olan eşin ölümünün bu işleme hukukilik kazandırmasının düşünülemeyeceği, diğer bir anlatımla ölü olan bir işlemin diriltilemeyeceği, sağ kalan eşin mirasçı sıfatıyla hakları bulunduğu ve davacının bu davayı açtığı sırada var olan hukuki yararının yargılama sırasında da davalı eşin ölümünden sonra da devam ettiği, bunun yanında halen ortada geçersizliği ileri sürülen bir ipotek bulunduğu, bu nedenlerle, evlilik ölümle sona ermekle birlikte davanın konusuz kaldığını söylemenin mümkün olmadığı, aksi düşüncenin, davacının davasında haklı olup olmadığı hususunun araştırılmasına olanak sağlamadan, taşınmazın cebri icra ile satılması sonucunu doğuracağı ve bu durumun büyük hak kayıplarına yol açacağı, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılmasına ilişkin tasarruf işlemlerinin diğer eşin açık rızasına bağladığı, açık rızanın yazılı ya da sözlü olarak verilebileceği, açık rızanın varlığını ispat yükünün ise tasarruf işlemini yapanların üzerinde olduğu, ipotek işlemi sırasında davacı eşin açık rızasının varlığı konusunda ispat yükü kendisine düşen davalıların bu hususu bildirdiği delillerle kanıtlaması gerektiği, dosya kapsamından; ... İli ... İlçesi ... Mahallesi... Mevkii 6027 ada 16 parsel No:4 bağımsız meskenin aile konutu olduğu, tapu maliki olan muris eşin aile konutu üzerine dava dışı şirketin borcundan dolayı tapu maliki olmayan davacı eşin açık rızasını almadan davalı banka yararına 21.09.2006 ve 27.10.2015 tarihli ipotek tesis ettirdiği, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi hükmü uyarınca aile konutu üzerine tapu maliki olmayan eşin açık rızası alınmadan ipotek tesis edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince 21.09.2006 tarihli ipotek işlemine ilişkin davanın kabul edilmesi, 27.10.2015 tarihli ipotek işlemine ise davacının muvafakatinin bulunması nedeni ile reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, taraflarca bildirilen delillerin toplandığı, delillerin usul ve yasaya uygun olarak tartışıldığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen esastan ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle; reddedilen 27.10.2015 tarihli ipotek yönünden verilen ret kararı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen esastan ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle; kabul edilen 21.09.2006 tarihli ipotek yönünden yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup uyuşmazlık, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteklerin kaldırılması için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, rızaya ilişkin imzalı belgenin geçerli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/2-2906 Esas, 2017/1723 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.