Logo

2. Hukuk Dairesi2022/1311 E. 2023/313 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı ve mal ayrılığı rejiminden kaynaklanan katkı payı alacaklarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerin değerlendirilmesine, uygulanması gereken hukuk kurallarına ve Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçelerine göre usul ve yasaya uygunluk gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/491 E., 2021/914 K.

DAVA TARİHİ :28.03.2014 - 22.01.2014

HÜKÜM/KARAR :Tarafların istinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/240 E., 2018/972 K.

Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili ve davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı vekili, müvekkilinin eşi adına TOKİ'den alınan dairenin peşinat ve taksitlerinin müvekkilinin kardeşi Altunay tarafından ve/veya müvekkili tarafından kardeşinden alınan para ile ödendiğini, bazı ödemelerin müvekkilinin arkadaşı ...tarafından müvekkili adına yapıldığını, yapılan tüm ödemelerin müvekkilinin kişisel geliriyle (kardeşlerinden aldığı yardımlarla) yapıldığını belirterek dairenin müvekkiline ait olduğunun tespitini, aksi kanaatin oluşması halinde ise belirlenecek katılma alacağının aynen, mümkün değilse parasal karşılığı olarak şimdilik 25.000,00 TL'sinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

2. Davacı-davalı vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; davalı-davacının yatırıma yönelik katkısı olmadığını, karşı dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, 1/2 paylı taşınmazın tüm giderlerinin müvekkili tarafından karşılandığını, 06 VOA 11 plakalı aracın 1993 yılında satın alınan aracın satışından elde edilen 6.000,00 TL kullanılarak 12.500,00 TL'ye alındığını, araç için tüm masrafların müvekkili tarafından karşılandığını, ayrıca aracın kaza sonucu oluşan hasarı için 17.500,00 TL harcama yaptığını, davalı-davacının kendi adına oturduğu evi aldığını, birikimlerin büyük kısmını bu taşınmaz için kullandığını, evlilik birliği içinde edinilen bu taşınmaz ve maaş geliri üzerinde de müvekkilinin katılma alacağının belirlenerek tahsiline karar verilmesi gerektiğini, davalı-davacı adına kayıtlı malların tespit edilmesi gerektiğini ayrıca taşınmazın alınmasında ve ihtiyaçlarda kullanılmak üzere 60.000,00 TL borç aldığını, senede dayalı borcu için takip yapıldığını bu borcun da malvarlığının pasifinde dikkate alınması gerektiğini belirterek karşı davanın reddini savunmuştur.

3. Davacı-davalı vekili 27.01.2015 tarihli celsede; alacak talebinin sadece TOKİ'deki taşınmazla ilgili olduğunu beyan etmiştir.

4. Davacı-davalı 31.10.2018 tarihli dilekçesinde; talep miktarını bilirkişi raporunda hesaplana 130.842,00 TL'ye yükselterek alacağın tasfiye tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin DSİ Genel Müdürlüğü'nde inşaat mühendisi olarak 19.01.1989 tarihinde çalışmaya başladığını, 02.01.2014 tarihinde emekli olduğunu, halen özel bir şirkette çalıştığını, davacının ise makine mühendisi olup MKEK Genel Müdürlüğü'ne bağlı Kayaş Kapsülsen A.Ş.'de çalıştığını, 1991 yılında tarafların ailelerinden alınan paralar, düğünde takılan takılar ve kızının doğumunda gelen hediye altınlar bozdurularak ve birikimleri ile halen davacı kocanın oturduğu Sokullu Kayısı Sok. No: 1/8 Dikmen-Ankara'daki konutun 1/2 paylı olarak satın alındığını, daha sonra taşınmazın kiraya verildiğini, ailelerden alınan borç paraların taraflarca iade edildiğini, bankamatik kartının evliliğin ilk günlerinden itibaren davacı-davalı eşte olduğunu, müvekkilinin gelirini davacı-davalı ile hep paylaştığını, TOKİ'den alınan evin peşinat ve aidatların tarafların birikimleri, maaşları ve daha sonra taşınmazın kiraya verilmesi ile elde edilen kira geliri ile ödendiğini, davacının kardeşleri ve arkadaşlarından para alınmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı-davacı vekili karşı dava dilekçesinde; mal rejiminden kaynaklanan davanın görülebilmesi için boşanma kararının kesinleşmesi gerektiğini, tarafların evlilik birliği içerisinde müvekkili adına 1991 yılında 1/2 paylı olarak alınan ve halen davacı-davalı kocanın oturduğu Dikmen'deki konut ile 2005 yılında TOKİ'den alınan, Halkbank Necatibey Şubesi'ne aidatları ödenen ve 2006 yılından beri kiraya verilen ve halen tapusu alınmayan konut olduğunu, davacı-davalı adına da 1991 yılında 1/2 paylı olarak alınmış Dikmen'deki konut, 1994 yılında alınan Fiat Şahin marka aracın 2005'te satılarak alınan 06 VOA 11 plakalı Bravo marka araç, Didim'de Maksam Evleri'nde bulunan ve 2001 yılında kat irtifakı tapusu alınan tripleks yazlık konut iledavacı-davalının evlenmeden önce aldığı Keçiören'de konut ve yine evlenmeden önce aldığı İstanbul'da arsa olduğunu, davacı-davalının evlilik öncesi aldığı mallarının kişisel malı olduğunu, Didim'deki yazlıkta müvekkilinin katkısının olduğunu, davacının evlenmeden önce aldığı Keçiören'deki daireden kira geliri olduğunu, müvekkilinin evlilik birliği içerisinde alınan mallara DSİ Genel Müdürüğünde inşaat mühendisi olarak çalışarak katkıda bulunduğunu belirtilerek mal ayrılığı rejimi sırasında malların alınmasına katkıda bulunan müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 10.000,00 TL katkı payı (değer artış payı) ve 1.000,00 TL katılma alacağının yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir

3. Davalı-davacı vekili 27.01.2015 tarihli celsede; alacak talebinin sadece araç, Didim'deki yazlık ve Keçiören'deki taşınmaza yönelik olduğunu beyan etmiştir.

4. Davalı-davacı vekili ikinci cevap dilekçesinde; senet borcunun davacı-davalının kişisel borcu olduğunu, kişisel olarak sorumlu olduğunu, müvekkilinin Çayyolu'nda taşınmazı olmadığını, Didim'deki yazlığa ilişkin kooperatif kayıtlarının temin edilmesi gerektiğini beyan etmiştir.

5. Davalı-davacı vekili 20.04.2018 tarihli dilekçesinde; bilirkişi raporuna göre Didim'deki gayrimenkul için 10.000,00 TL katkı payı alacağını 63.749,50 TL daha artırarak katkı payı alacağını 73.749,50 TL'ye, araç için 1.000,00 TL artık değere katılma alacağını 10.167,00 TL daha artırarak 11.167,00 TL artık değere katılma alacağına yükseltilmesini talep etmiş, sonuç olarak 73.749,50 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini 11.167,00 TL artık değere katılma alacağının tasfiye tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava konusu TOKİ'deki konutunun edinilmiş mal niteliğinde olduğu, taşınmazın peşinatı ve aidatlarının çoğunun evlilik birliği içinde ödendiği, davacı tarafından bir kısım aidatların arkadaşı ...Altınsoy ve akrabası Altunay Arıtaş tarafından ödendiğini, bunların kişisel mal olarak değerlendirilmesini talep etmişse de bu kişilerin davalıyla yakınlığı olmamasına rağmen, onun adına karşılıksız yardım yapmalarının hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı, tarafların bankaya gidemedikleri durumlarda bir başka şahıs kanalıyla parayı göndermeleri ve paranın üçüncü şahıs tarafından yatırılmış olmasının asıl borçluya yardım niteliği taşımadığı ve bu nedenle davacı lehine kişisel mal katkısı söz konusu olmayacağı, taşınmazın TOKİ'den alım değerinin 62.509,87 TL, boşanma dava tarihinden sonra ödenen miktarın 1.924,74 TL olduğu, davalı-davacı lehine denkleştirme yapılması gerektiği; karşı dava konusu Didim'deki yazlığın Halil adına 25.09.1992 tarihinde evlilik birliği içinde kooperatif üyeliği kanalıyla edinildiği, 27.12.2001 tarihine ferdileşme yapıldığı, taşınmazın mal ayrılığı döneminde edinildiği, Nedret'in düzenli ve devamlı olarak çalışarak gelir elde ettiği, bu nedenle işbu taşınmaz üzerinde katkı payı alacağı doğacağı, gelir durumları ve taşınmazın edinildiği dönemde erkeğin evi geçindirme yükümlülüğü dikkate alınarak hesaplanan Nedred'in %64,13 oranındaki katkı payı oranına göre katkı payı alacağı belirlendiği; 06 VOA 11 plakalı aracın edinilmiş mal niteliğinde olduğu, Halil'in işbu araç alınırken kendi adına kayıtlı önceki aracın satış parasının kullanıldığını savunduğu, önceki aracın da evlilik birliği içerisinde alınmış olması nedeniyle her iki tarafın da katkısı olduğundan Halil lehine denkleştirme yapılmadan katılma alacağının belirlendiği gerekçeyle asıl davanın kabulüyle 130.842,00 TL alacağın karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline; karşı davanın kabulüyle Didim'deki yazlık nedeniyle 73.749,50 TL katkı payı alacağının 10.000,00 TL'sine dava, kalan 63.749,50 TL'sine 20.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, araç nedeniyle de 11.167,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili ve davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı vekili, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, TOKİ'de bulunan taşınmaza davalı-davacının herhangi bir katkısı bulunmadığını, müvekkilinin akrabası ve arkadaşının katkısını gösterir dekontlar dosya arasında yer aldığı halde bu katkıların hesaplamada dikkate alınmadığını, hak kaybına neden olunduğunu, borçlunun borcunun üçüncü bir şahıs tarafından ödenmesinde yasaya aykırı bir durum bulunmadığını, taşınmazın edinimi için müvekkili adına aidat yatırması nedeniyle akrabası Altunay Arıtaş'a olan borcuna karşılık Ankara 6. İcra Müdürlüğü'nün 2012/3269 Esas sayılı dosyası kapsamında Berkay Can Arıtaş'a 99.160,10 TL borçlu olduğuna ilişkin belgenin dikkate alınmayıp hesaplamalara dahil edilmemiş olmasının hatalı olduğunu, TOKİ'den alınan konutun taksitlerinin ödenmesine kişisel malla katkı yapıp yapmadığı hususunda gerekirse karşı tarafa yemin teklif ettiklerini, davalı-davacının taşınmazın ediniminde hiçbir katkısı bulunmadığını, zira bu dönemlerde tüm gelirini biriktirerek annesiyle birlikte ikamet ettikleri evi satın aldığını, Didim'deki yazlığa ilişkin bilirkişi raporunun da hatalı olduğunu, taşınmazın 1992 ve sonraki yıllarda kooperatif üyeliğiyle edinildiğini, o dönemlerde davalının birikimlerini bir araya getirerek birlikte 1/2'şer paylı ev aldıklarını, aynı dönemde edinilen Didim'deji yazlığa katkısı olmadığını, ayrıca kadının evin geçimine katılım yükümlülüğü gözetilmediğini, katkı oranının yüksek hesaplandığını, hesaplamalarda tarafların reel katkılarının gerçek maaş değerleri dikkate alınmadan yapıldığı için hesabın yanlış olduğunu, müvekkilinin ciddi ölçüde hak kaybına uğratıldığını, 06 VOA 11 plakalı araç ile ilgili değerlendirmenin de doğru yapılmadığını, aracın 12.500,00 TL'ye alındığını, bu paranın 6.000,00 TL'sinin müvekkilinin önceki aracının satışından elde edildiğini, 6.500,00 TL'nin de müvekkilinin annesinden alındığını, müvekkilinin annesinden aldığı 6.500,00 TL'nin de edinilmiş mal kabul edilerek fazla alacağa hükmedildiğini, ayrıca aracın karıştığı kaza nedeniyle harcanan 17.500,00 TL'nin de gözetilmediğini, aracın 2010-2017 yılları arasındaki trafik sigortası ile motorlu taşıtlar vergisinin müvekkili tarafından karşılandığı halde hesaplamada göz önünde tutulmadığını açıklayarak kararın kısmen ya da tamamen kaldırılmak suretiyle yeniden bilirkişi raporu aldırılarak yeniden talep doğrultusunda karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne gönderilmesi isteği ile istinaf edilmiştir.

2. Davalı-davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; kararın hüküm fıkrasında davacı-davalı vekil ile temsil edildiği sebebiyle avukatlık ücreti verildiğini, oysa gerekçeli kararın ilk sayfasında davacı-davalının vekilinin çekildiği kaydı bulunduğunu, buna göre davacının avukatının dava devam ederken çekilmiş olduğundan avukatlık ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, vekâlet ücretinin 6100 sayılı Kanunu'nun 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi uyarınca yargılama gideri olduğu, vekil ile takip edilen davalarda Kanun gereği takdir olunacak vekalet ücreti hükmünün yer aldığını, vekili yoksa vekalet ücretinin de doğmayacağını, bu hususta mahkeme kararının hatalı olduğunu, düzeltilmesi gerektiğini belirtilerek istinaf edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile karşı davada davacı-davalı ...'in kişisel malı niteliğindeki Keçiören'de bulunan meskenin kira geliri üzerinden katılma alacağı istenildiği, Mahkemece olumlu olumsuz bir karar verilmemiş ise de davacı-karşı davalı tarafın belirtilen alacak yönünden istinaf isteği bulunmadığından 6100 sayılı Hukuk Usulü Kanunu'nun 355 inci maddesi uyarınca incelenmediği, dosya kapsamı, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriği, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiği ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığı; asıl davaya konu TOKİ'den alınan evin edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olduğu dönemde edinildiği, boşanma dava tarihinden sonra yapılan ödemeler yönünden oranlama yapılarak artık değere katılma alacağının hesaplanmasının doğru olduğu, üçüncü kişiler tarafından yapılan ödemelerin bağış ya da borç olarak verildiğinin ispatlanamadığı; karşı dava konusu Didim'teki yazlığın mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde kooperatife üye olunarak edinildiği, ödemelerin çalışarak düzenli gelir elde eden tarafların gelirlerinden karşılandığı, gelirlerinin ayrı ayrı toplamı göz önünde tutularak usul ve yasaya uygun biçimde belirlenen tasarruf miktarlarına göre, katkı oranlarının belirlendiği; karşı dava konusu aracın edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olduğu dönemde edinildiği, bedelinin bir bölümü mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen önceki aracın satım bedelinden karşılanmış ise de, evliliğin başından itibaren eşlerin çalışarak gelir elde ettikleri, önceki araç üzerinde davalı-davacı kadının da katkısı oranında hak sahibi bulunduğu ve bu orana göre, esasında tasfiye tarihindeki belirlenen değeri üzerinden yapılacak hesaplama ile daha fazla bir miktara hükmedilmesi gerektiği, ancak davalı-davacının bu hususa yönelik açık istinaf isteği bulunmadığı, belirlenen değerin yerinde görüldüğü, her ne kadar aracın kullanımı sırasında meydana gelen masraflar, kaza sebebiyle yapılan ödemeler, sigorta giderlerinin de hesaplamaya dahil edilmesi gerektiği bildirilmiş ise de aracın kullanımından kaynaklı giderlerin araç üzerinde değer artışı meydana getirmediği gibi aracın tasfiye tarihindeki mevcut hali ile değeri tespit edildiği ve belirlenen değere katılma alacağı olarak hükmedilmiş olduğu, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporundaki belirlemeler ve yapılan hesaplamaların yasaya, Yargıtay ve Dairemiz uygulamalarına uygun bulunduğu; Mahkemece davacı-davalı lehine asıl davada avukatlık ücretine hükmedilmiş olmasının da usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı vekili, bilirkişi raporunun hatalı olduğu, TOKİ'de bulunan taşınmaza davalı-davacının herhangi bir katkısı bulunmadığını, müvekkilinin akrabası ve arkadaşının katkısını gösterir dekontlar dosya arasında yer aldığı halde bu katkıların hesaplamada dikkate alınmadığını, hak kaybına neden olunduğunu, borçlunun borcunun üçüncü bir şahıs tarafından ödenmesinde yasaya aykırı bir durum bulunmadığını, taşınmazın edinimi için müvekkili adına aidat yatırması nedeniyle akrabası Altunay Arıtaş'a olan borcuna karşılık Ankara 6. İcra Müdürlüğü'nün 2012/3269 Esas sayılı dosyası kapsamında Berkay Can Arıtaş'a 99.160,10 TL borçlu olduğuna ilişkin bir belgenin dikkate alınmadığını, hesaplamalara dahil edilmemiş olmasının hatalı olduğunu, TOKİ'den alınan konutun taksitlerinin ödenmesine kişisel maldan katkı yapıp yapmadığı hususunda gerekirse karşı tarafa yemin teklif ettiklerini, davalı-davacının taşınmazın ediniminde hiçbir katkısı bulunmadığını, zira bu dönemlerde tüm gelirini biriktirerek ikamet ettiği evi annesi adına satın aldığını, Didim'deki yazlığa ilişkin bilirkişi raporunun da hatalı olduğunu, taşınmazın 1992 ve sonraki yıllarda kooperatif üyeliğiyle edinildiğini, o dönemlerde davalının birikimlerini bir araya getirerek birlikte 1/2'şer paylı ev aldıklarını, aynı dönemde edinilen Didim'deki yazlığa katkısı olmadığını, ayrıca kadının evin geçimine katılım yükümlülüğü gözetilmediğini, katkı oranının yüksek hesaplandığını, hesaplamalarda tarafların reel katkılarının gerçek maaş değerleri dikkate alınmadan yapıldığını, hesabın yanlış olduğunu, ciddi ölçüde hak kaybına uğratıldığını, müvekkilinin gelirinin davalı-davacıdan fazla olduğu, tarafların gelirlerinin toplanmadığını, tasarruf oranlarının hiçbir esas ve usule dayanmadığını; 06 VOA 11 plakalı araç ile ilgili değerlendirmenin de doğru yapılmadığını, aracın edinilmesinde müvekkilinin annesinden aldığı 6,500,00 TL'nin dikkate alınmadığını, fazla alacağa hükmedildiğini, aracın karıştığı kaza nedeniyle harcanan 17.500,00 TL'nin de gözetilmediğini, aracın 2010-2017 yılları arasındaki trafik sigortası ile motorlu taşıtlar vergisinin müvekkili tarafından karşılandığı halde hesaplamada göz önünde tutulmadığını, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kişisel mal savunması, katkı payı oranı, ispat noktasında toplanmaktadır. Asıl dava, katılma alacağı; karşı dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 saylı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 232 nci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ncı maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.