Logo

2. Hukuk Dairesi2022/1714 E. 2022/7684 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, nafaka, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı-karşı davacı kadının boşanma davasından sonra davacı-karşı davalı erkeğe gönderdiği mesajların, erkeğin kusurlu davranışlarını affettiği ve barışmak istediğini gösterdiği, bu nedenle kadının tamamen kusurlu olduğu, davalı-karşı davacı kadının kusurlu olduğu durumlarda lehine maddi ve manevi tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği, davacı-karşı davalı erkeğin ise manevi tazminat talebinin kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle, boşanmaya, yargılama giderlerine ve vekalet ücretine ilişkin hükümler bozulmuş, diğer kısımlar ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 04.10.2022 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... ... ve karşı taraf davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Taraflarca Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca açılan karşılıklı boşanma davalarının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması neticesinde, iki tarafın da kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi ile her iki davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince, her iki davanın da kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiştir.

Bölge adliye mahkemesince davalı-karşı davacı kadına yüklenen kusurlu davranışlar davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Buna karşın davacı-karşı davalı erkek tarafından dosyaya sunulan ve davalı-karşı davacı kadın tarafından da içeriği kabul edilen mesajlar, bölge adliye mahkemesince barışma girişimi olarak kabul edilmiş ise de, mesaj içerikleri ve mesajda kullanılan ifadeler nazara alındığında, davalı-karşı davacı kadının eşinin kusurlu eylemlerini açıkça affettiği, eşinden ayrılmak istemediği, birlikte yaşamaya devam etmek istediği, hatta eşinin kendisini affetmesini beklediği, bu yönde talepte bulunduğu sabittir. Mesaj içerikleri barışma girişiminin ötesinde açıkça af iradesini yansıtmakta olup, mesajlar davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasından sonra kadın tarafından eşine gönderilmiştir. O halde davalı-karşı davacı kadın tarafından, dava ve karşı davada iddia edilen hususlar affedilmiş en azından hoşgörü ile karşılanmıştır. Bu sebeple davalı-karşı davacı kadının mesajlarından önceki hususlar davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenilemez. Davalı-karşı davacı kadın tarafından mesaj tarihinden dava tarihine kadar davacı-karşı davalı erkeğin başkaca kusurlu bir davranışı ispat edilemediğine göre, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tamamen kusurlu olan davalı-karşı davacı kadının davasının reddi gerekir. Ne var ki davacı-karşı davalı erkeğin davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmeden kesinleşmiştir. O halde, dava açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti konularında, karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadın tamamen kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu eş yararına maddi ve manevi tazminata karar verilemez. Davalı-karşı davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. madde koşulları oluşmamıştır. O halde davalı-karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

4-Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadın tamamen kusurlu olduğundan, kadın yararına TMK 175. madde koşulları oluşmamıştır. Bu husus gözetilmeden kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

5-Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadın tamamen kusurludur. Gerçekleşen kusurlu davranışlar aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Davacı-karşı davalı erkek yararına TMK'nın 174/2. maddesi koşulları oluşmuştur. O halde, davacı-karşı davalı erkek lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 51) dikkate alınarak uygun miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin manevi tazminat isteğinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda 2, 3, 4 ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Akile'den alınarak ...'e verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi. 04.10.2022 (Salı)