Logo

2. Hukuk Dairesi2022/2171 E. 2022/2945 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mahkemece, nüfusa kaydedilmeden önce ölmüş bir kişinin ölüm tarihinin tespit edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kişinin nüfusa tescil tarihinden önce ölmüş olduğunun tespitine karar verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olması ve ölüm tutanağı olmadan doğumdan önceki bir ölümün tespit edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : Nüfus Kaydının Düzeltilmesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 02.03.2022 tarihli yazısı ile istenilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı açmış olduğu dava ile kendisinin aslında 03.02.1958 doğumlu ... olduğunu, 1972 yılında evlenirken yaşının küçük olması sebebi ile daha önce ölen ablası 02.04.1949 doğumlu ... gibi gösterildiğini ve onun kimliği ile evlendiğini bu nedenle nüfus kayıtlarında sağ olarak görünen kardeşi ...'nın öldüğünün tespiti ile kaydının iptaline, nüfus kayıtlarında İdris ve ...'nin çocukları olarak görünen çocukların annelerinin ... olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile 02.04.1949 doğumlu ...`nin 1949 yılında öldüğünün tespitine, çocukların annelerinin de ... olduğunun tespitine, ... olan anne isimlerinin Yüksel olarak tashihine karar verilmiş, hüküm her iki tarafın temyiz etmemesi üzerine 06.10.2021 tarihinde kesinleştirilmiş, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'nün 02.03.2022 tarihli yazısı ile, karar ile ilgili kanun yararına temyiz talebinde bulunulmuş, dosya Dairemize gönderilmiştir.

Dosyanın yapılan incelemesinde; ...`nın 02.04.1949 tarihli doğumunun nüfusa 28.11.1951 tarihinde tescil edildiği, mahkemenin ise ...`nın 1949 yılında öldüğünün tespitine karar verdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece ...`nin nüfusa tescil edildiği tarihten önce öldüğünün tespit edildiği sabittir. Her ne kadar sağ olarak doğmuş ancak nüfus kütüğüne tescil edilmeden ölen çocuklara ait ölüm tutanakları nüfus idaresince kabul edilerek ölüm tutanağındaki bilgilere dayanılarak doğum tutanağı tutulup her ikisi de sırasıyla aile kütüğüne geçirilirse de somut olayda ölüm tutanağı düzenlenmediği, bu nedenle de mahkemece bir kimsenin tescil tarihinden önce öldüğünün tespitine karar verilmesinin hayatın olağan akışı ile bağdaşmayacağının düşünülmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 363/1. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oy birliğiyle karar verildi.28.03.2022 (Pzt.)