Logo

2. Hukuk Dairesi2022/2227 E. 2023/1518 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasına bağlı olarak açılan katılma alacağı davasında, edinilmiş mallara katkı payı ve kişisel mal savunmasının değerlendirilmesi ile katılma alacağı hesabında usul ve yasaya uygunluk uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, edinilmiş mallara katkı payının belirlenmesinde 01.01.2002 tarihinden sonra yapılan ödemelerin ve boşanma davası tarihinden sonraki ödemelerin oranının toplam ödemelere oranlanarak hesaplanması gerektiği, kişisel mal savunmasının ispat yükünün davalıda olduğu ve Büyükelçilik'te yapılan sözleşmenin geçerli bir mal ayrılığı sözleşmesi olarak nitelendirilemeyeceği gerekçeleriyle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen katılma alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliği içerisinde müvekkilinin kazandığı parayı Türkiye'de davalı ile ortak hesaba yatırarak burada biriktirdiklerini, hesapta yaklaşık 85.000,00 Euro olduğunu, daha sonra bu parayı başka ortak hesaba aktardıklarını, davalının hesaptan parayı çektiğini, müvekkilinin yurtdışında çalışması sonucu kazandığı bütün parayı Mısır'daki bankada ortak hesaba yatırdığını, davalının bu bankada biriken 115.000,00 Euro'yu son olarak hesaba aktardığını, daha sonra bu parayı da davalının çektiğini, davalının yaklaşık 190.000,00 Euro çektiğini, paraların ne olduğunun da belli olmadığını; müvekkilinin kazandığı parayla satın alıp daha sonra davalıya devrettiği Hisarönü'nde bir evi ve ...'da kooperatif hissesi ile alınan bir evi olduğunu, paranın ve gayrimenkullerin tamamının 01.01.2002 tarihinden sonra edinildiğini, bu mal ve paraların yarısının müvekkiline ait olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mal rejiminin tasfiyesiyle ve malların edinilmiş mallara katılma ile ilgili mal rejimine göre paylaştırılmasını, müvekkilinin yarı oranındaki katılma alacağının tahsilini talep etmiş; davacı vekili 16.04.2018 tarihli dilekçesinde, Hisarönü'ndeki taşınmazın güncel değerinin 285.416,50 TL, kooperatifteki taşınmazın güncel değerinin 240.000,00 TL, banka hesabındaki paranın güncel Türk Lirası karşılığının 883.886,35 TL olduğunu, müvekkilinin payının bu miktarların toplamının ½'si oranında olacağını belirterek; toplam talep miktarını 704.651,42 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili, tarafların 1989 yılında Mısır'da evlendiklerini, Türkiye'de 02.02.1998 yılında resmi nikahlarını yaptıklarını, yaklaşık 5 yıldır tarafların ayrı yaşadıklarını, müvekkilinin Mısır'dan Türkiye'ye gelirken mal varlıklarını paraya çevirerek 115.000,00 Euro'yu Türkiye'ye transfer ettiğini, bu paradan ayrı müvekkilinin kendi hesabında 30.000,00 Euro daha para bulunduğunu, davacının 20.10.2009 tarihinde Büyükelçilik'te düzenleme şeklinde taahhütname yaptığını; bu taahütnamenin müvekkiline ait mallar ve para üzerinde hak iddia etmemek için yapılmış mal ayrılığı sözleşmesi mahiyetinde olduğunu, bu nedenle davacının dava konusu mal varlığı üzerinde herhangi bir hakkının bulunmadığı gibi bu mal varlığının kazanılmasında da davacının katkısı olmadığını, mal varlığının müvekkilinin kendi parası ve Mısır'dan getirdiği mal varlığı ile edinildiğini, evlilik birliği içerisinde müvekkilinin başkaca mallar da satın alıp sonradan bunları davacıya devrettiğini, bunlar içerisinde 28.000,00 Euro bedelli motosiklet ile 35.000,00 TL değerinde araba bulunduğunu, davacının boşanma davası açmadan önce ihale için para lazım olduğunu söyleyerek müvekkilinin hesabındaki parayı emaneten istediğini, müvekkilinin de eşine güvenerek paranın tamamını çekip davacıya verdiğini, akabinde davacının boşanma davası açarak Ürdün'e gittiğini, müvekkilinin ikamet ettiği ev ile ortada kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.04.2018 tarihli, 2015/695 Esas, 2018/140 Karar sayılı kararıyla, Hisarönü'ndeki taşınmaz, kooperatif hissesi ve banka hesabındaki paranın toplam güncel değerinin 1.420.135,91 TL olduğu, davalı adına kayıtlı motor ve aracın değerinin de 175.532,00 TL olduğu, kooperatife 1996 tarihinde üye olunduğu, üyelik sırasında ödenen 18.315,00 TL'nin davacının kişisel malı olduğu, 1.262.918,91 TL (1.420.135,91-175.532,00+18.315,00) artık değer bulunduğu, artık değerin yarısı oranında artık değere katılma alacağı olacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 631.459,46 TL alacağın karar tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 17.03.2020 tarihli ve 2018/3473 Esas, 2020/437 Karar sayılı kararıyla; Büyükelçilik' te 20.10.2009 tarihinde imzalanan belgenin geçerli mal rejimi sözleşmesi olmadığı gibi mal rejiminin boşanma dava tarihinde sona erdiği, doğmamış haktan feragat söz konusu olamayacağı; Hisarönü'ndeki taşınmazın zilyetlik devir senedi ile 22.09.1997 tarihinde davacı tarafından satın alındığı, davacının noterde 05.11.1999 tarihinden davalıya devrettiği, 1999 yılında taşınmaz üzerine tek katlı prefabrik ev yapıldığı, taşınmazın kadastro sırasında davalı adına tescil edildiği, taşınmazın edinme tarihinin 01.01.2002 tarihinden önce olduğu, edinme tarihinde eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu, davacının katılma alacağı talep ettiği, katkı payı alacağına yönelik talebi olmadığı, talep dışında karar verilmeyeceği, taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu; davalının hesaptan en son çektiği 143.240,62 Euroyu davacıya verdiğini ispat edemediği, aksine tarafların müşterek çocuğunun beyanında annesinin parayı çektiği, sonra kaybettiğini söyleyerek çelişkili beyanlarının olduğu, davalının açıkça yemin deliline de dayanmadığı, banka hesabındaki paraların ilk yatırılış tarihi dikkate alındığında edinilmiş mal olduğu, hesaptan en son çekilen 143.240,62 Euro dışındakilerin davalının uhdesinde olduğu ya da katılma alacağını azaltma kastı ile çekildiğinin ispatlanamadığı, Mahkemece talep aşılarak toplam 178.266,00 Euro yönünden kabule karar verilmesinin hatalı olduğu, davacının para yönünden 359.462,34 TL katılma alacağı olduğu; kooperatif yönünden yapılan hesaplama ve araştırmanın yeterli olmadığı, kooperatife 01.01.2002 tarihinden sonra yapılan ödemeler yönünden katılma alacağı olduğu, 20.06.2019 yapı kayıt tarihinde yapılan ödemelerinin güncellenerek taşınmazın maliyetinin bulunduğu, kooperatife mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde 3.500,00 USD peşinat, 500,00 USD trafo bedeli ödendiği, 01.01.2002 tarihinden sonra 2003 yılında 25.000,00 TL, 2019 yılına 7.300,00 yapı kayıt bedeli ödendiği, 8.800,00 TL bakiye borç kaldığı, 01.01.2002 öncesi ödenen miktarın güncellenmiş değerinin 22.924,40 TL (20.058,85+2.865,55), 01.01.2002 sonrası yapılacak/yapılan ödemelerin 137.272,60 TL olduğu, 01.01.2002 öncesi yapılan ödemelerin toplam ödemeye oranının (22.924,40/160.187,00) 0,14310131 olduğu, taşınmazın keşif tarihindeki değerine göre denkleştirme yapılacak kısmın 34.344,31 TL (240.000,00x 0,14310131) olduğu, buna göre davacının katılma alacağının 102.827,85 TL [(240.000,00-34.344,31=205.655,69)/2] olduğu; davalının açıkça takas mahsup talebi olmadığı halde herhangi bir araştırma yapılmadan davalının beyanına göre hesaplama yapılması hatalı ise de bu konuda istinaf bulunmadığı, davalının usulî kazanılmış hakları dikkate alınarak banka hesabı yönünden 359.462,34 TL, kooperatif yönünden 102.827,85 TL olmak üzere toplam 462.290,00 TL katılma alacağından davalının 87.766,00 TL katılma alacağının mahsubu ile sonuç olarak davacının toplam 374.524,19 TL katılma alacağının olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüyle 374.524,19 TL katılma alacağının İlk Derece Mahkemesi karar tarihi olan 17.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili ve davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.06.2021 tarihli ve 202073949 Esas, 2021/4617 Karar sayılı ilamı ile, kooperatife yapılan ödemelerin sadece 01.01.2002 tarihinden önce yapılan ödemelerin oranlamasının yapılmasının hatalı olduğu, kooperatif 01.01.2002 tarihinden önce ve boşanma dava tarihinden sonraya sarkan ödemelerin toplam kooperatife yapılan ödemelere oranlaması yapılarak artık değere katılma alacağının belirlenmesi gerektiği belirtilerek hükmün davalı lehine bozulmasına; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine, istinaf edilmeyen hususlar hakkında temyiz incelemesinde bulunulamayacağına göre, davacı vekilinin tüm ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Büyükelçilik'te 20.10.2009 tarihinde imzalanan belgenin geçerli mal rejimi sözleşmesi olmadığı gibi mal rejiminin boşanma dava tarihinde sona erdiği, doğmamış haktan feragat söz konusu olamayacağı; Hisarönü'ndeki taşınmazın zilyetlik devir senedi ile 22.09.1997 tarihinde davacı tarafından satın alındığı, davacının noterde 05.11.1999 tarihinde davalıya devrettiği, 1999 yılında taşınmaz üzerine tek katlı prefabrik ev yapıldığı, taşınmazın kadastro sırasında davalı adına tescil edildiği, taşınmazın edinme tarihinin 01.01.2002 tarihinden önce olduğu, edinme tarihinde eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu, davacının katılma alacağı talep ettiği, katkı payı alacağına yönelik talebi olmadığı, talep dışında karar verilmeyeceği, taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu; davalının hesaptan en son çektiği 143.240,62 Eoro'yu davacıya verdiğini ispat edemediği, aksine tarafların müşterek çocuğunun beyanında annesinin parayı çektiği, sonra kaybettiğini söyleyerek çelişkili beyanlarının olduğu, davalının açıkça yemin deliline de dayanmadığı, banka hesabındaki paraların ilk yatırılış tarihi dikkate alındığında edinilmiş mal olduğu, hesaptan en son çekilen 143.240,62 Euro dışındakilerin davalının uhdesinde olduğu ya da katılma alacağını azaltma kastı ile çekildiğinin ispatlanamadığı, Mahkemece talep aşılarak toplam 178.266,00 Euro yönünden kabule karar verilmesinin hatalı olduğu, davacının para yönünden 359.462,34 TL katılma alacağı olduğu; kooperatif yönünden yapılan hesaplama ve araştırmanın yeterli olmadığı, kooperatife 01.01.2002 tarihinden sonra yapılan ödemeler yönünden katılma alacağı olduğu, 20.06.2019 yapı kayıt tarihinde yapılan ödemelerinin güncellenerek taşınmazın maliyetinin bulunduğu, kooperatife mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde 3.500,00 USD peşinat, 500,00 USD trafo bedeli ödendiği, 01.01.2002 tarihinden sonra 2003 yılında 25.000,00 TL, 2019 yılına 7.300,00 yapı kayıt bedeli ödendiği, 8.800,00 TL bakiye borç kaldığı, 01.01.2002 öncesi ödenen miktarın güncellenmiş değerinin 22.924,40 TL (20.058,85+2.865,55), 01.01.2002 sonrası boşanma dava tarihinden önce yapılan ödemenin güncellenmiş değerinin 121.172,60 TL, boşanma dava tarihinden sonra yapılan/yapılacak ödemelerin 16.100,00 TL, toplam ödemenin 160.197,00 TL olduğu, 01.01.2002 öncesi yapılan ödemeler ile boşanma dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin toplam ödemeye oranının (39.024,40/160.187,00) 0,24360256 olduğu, taşınmazın keşif tarihindeki değerine göre denkleştirme yapılacak kısmın 58.464,62 TL (240.000,00x0,24360256) olduğu, buna göre davacının katılma alacağının 90.767,69 TL [(240.000,00-58.464,62=181.535,38)/2] olduğu; davalının açıkça takas mahsup talebi olmadığı halde herhangi bir araştırma yapılmadan davalının beyanına göre hesaplama yapılması hatalı ise de bu konuda istinaf bulunmadığı, davalının usulî kazanılmış hakları dikkate alınarak banka hesabı yönünden 359.462,34 TL, kooperatif yönünden 90.767,69 TL olmak üzere toplam 450.230,03 TL katılma alacağından davalının 87.766,00 TL katılma alacağının mahsubu ile sonuç olarak davacının toplam 362.464,03 TL katılma alacağının olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüyle 374.524,19 TL katılma alacağının İlk Derece Mahkemesi karar tarihi olan 17.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde, Büyükelçilik'te imzalanan sözleşmenin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, sözleşmenin mal ayrılığı sözleşmesi niteliğinde olduğunu; Euro cinsi paranın banka hesabından çekilerek davacıya verildiğini, davacının boşanma davası devam ederken Dalaman'da taşınmaz aldığını, Mahkemece bu hususun göz ardı edildiğini, çelişkili durum ortaya çıktığını; kooperatif hissesi yönünden hesaplamanın hatalı olduğunu, 01.01.2002 sonrası yapılan ödemeler dışında katılma alacağı hesaplanmasının hatalı olduğunu, henüz ödenmemiş olan masrafların dahil edilmesinin de hatalı olduğunu belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kişisel mal savunması, ispat noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 09.05.1960 tarihli ve 1690/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.